«İslam düşünce tarihinde Zahirilerin önderlerinden biri olan İbn Hazın da ta'lili red mahiyetinde şunlan söylemektedir: "Kıyas ve ta'lil ile hüküm vermek batıldır, yalandır, Allah adına bilgisizce söz söylemektir ve hiçbir zaman helal olamayacak olan bir haramdır, çünkü bu, ya haram kılınmış hakikatten uzak zan ile Allah Teala adına kat'i (hüküm vermektir) ya da dinde Allah Teala'nın izin vermediği bir şey ile şer'de (hükümde) bulunmaktır. Her iki iş de şüphesiz ki batıldır."712» (Muammer Bayraktutar - İmâm Şâfi'î'nin Hadis Yorum Metodolojisi).
Sayfa 192
«Buna göre Şafi'i "Hz. Peygamber'in zekat aldığı ve alınmasını emrettiği mallar zekata tabidir, diğer mallar tabi değildir." diyerek zekata tabi mallan sünnette varid olanlarla sınırlamaktadır. '1 Ona göre, Kur'an'ın zahiri anlamı, bütün mallardan zekat verilmesini gerektirmekte, ancak sünnetin delaleti ile bunlardan hangilerinden zekat verileceği anlaşılmaktadır. Şu halde sünnetin delaleti olmasaydı, Kur'an'ın zahirine göre zekat verilmesinin gerekliliği bakımından bütün mallar eşit olurdu.5 Şafi'i'nin burada meseleye açıkça delalet teorisi doğrultusunda yaklaştığı görülmektedir ki, bu tamamen dile ve lafza dayalı bir anlamadan ibarettir.» (Muammer Bayraktutar - İmâm Şâfi'î'nin Hadis Yorum Metodolojisi).
Sayfa 198
Reklam
Yine bu, onun(İmam Şafii'nin) Hz. Peygamber'in her fiil ve tatbikatında ilahi bir hikmet ve düşünce aradığını ve varsaydığını göstermektedir.
Sayfa 247