Onlar iyi bilsinler ve titresinler ki gürültüye pabuç bırakmıyoruz. Zira Risale-i Nur eserlerinde hak ve hakikati görmüş, öğrenmiş ve inanmışız. Türk gençliği uyumuyor.Bu kahraman İslâm Türk milleti başka bir devletin boyunduruğu altına giremez. Fedakâr Müslüman gençliği, sahip olduğu tahkikî iman kuvvetiyle vatanını sattırmaz. Dindar, cengâver Türk milleti ve imanlı, cesur Türk gençliği korkmaz. Onun içindir ki bizi insanlık seviye ve seciyesinde en yüksek mertebelere çıkaran ve her sahadaki terakkiyatımızı sağlayan ve biz gençlere din, vatan ve millet aşkını aşılayarak uğrunda bütün mevcudiyetimizi feda ettirecek hakiki bir dinperver olarak bizleri yetiştiren Risale-i Nur eserlerini okuyoruz ve okuyacağız. Zübeyir Gündüzalp
Şualar
Şualar
📍Ermenek
Ey Nefsim! Tahkikî iman ilmini oku. Hakkı ve hakikatı öğren. Cahil kalma. Münevver ol. Aydın ol. Cahil insan, cahil bir genç, cahil bir kadın, ne kadar varlıklı da olsa yine fakirdir, geridedir, aşağıdadır. Okuyan erkek ve kadın, genç ve ihtiyar daima ileride, daima yükseklerdedir. Bütün fenalıkların, hayattaki bütün bedbahtlıkların vasıtası cehalettir. Bütün iyilik ve güzelliklerin, bütün saadet ve huzurun tek çaresi ilm-i iman bilgisiyle aydınlanmak ve nurlanmaktır.
Reklam
İman, yalnız icmalî bir tasdikten ibaret değildir. İmanın çok mertebeleri vardır. Taklidî bir iman, hususan bu zamandaki dalalet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner. Tahkikî iman ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir. Tahkikî imanı elde eden bir kimsenin, iman ve İslâmiyet'i dehşetli dinsizlik kasırgalarına da maruz kalsa o kasırgalar bu iman kuvveti karşısında tesirsiz kalmaya mahkûmdur. Tahkikî imanı kazanan bir kimseyi, en dinsiz feylesoflar dahi bir vesvese veya şüpheye düşürtemez. Sözler
Sayfa 822Kitabı okudu
İman-ı tahkiki dünyada dahi medar-ı saadettir.
Sayfa 416 - Envar neşriyatKitabı okuyor
250 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Risale-i Nur { Bediüzzaman Said Nursi }
Bediüzzaman Said Nursi'nin yazdığı bu eserler birçok insanın imanına vesile olmuştur. Benimde tahkiki imandan hakiki imana geçmeme vesile olmuştur. Çok severek okudum bitirdim. Şuan tekrar okuyorum ve bitirdiğimde tekrar baştan başlayacağım. Çünkü Risale-i Nur'un okuma üslubu bu şekildededir. Yani devamlı okunması gerekir ki zamanla o
Risale-i Nur Külliyatı
Risale-i Nur KülliyatıBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 201243 okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
İman hakikatlarının fevkalade bir şekilde ispatının yapıldığı ve gelen itirazlara harika cevaplar veren bu muhteşem eser hakkında yorum yapmak benim ne haddime. Bu harika eseri üstadın ifadesiyle aktarmak isterim; "Şu Otuz Üç Pencereli olan Otuz Üçüncü Mektup, imanı olmayanı inşâallah imana getirir. İmanı zayıf olanın imanını kuvvetleştirir. İmanı kavî ve taklidî olanın imanını tahkikî yapar. İmanı tahkikî olanın imanını genişlettirir. İmanı geniş olana bütün kemalât-ı hakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahta terakkiyat verir; daha nurani, daha parlak manzaraları açar. İşte bunun için "Bir pencere bana kâfi geldi, yeter." diyemezsin. Çünkü senin aklına kanaat geldi, hissesini aldı ise kalbin de hissesini ister, ruhun da hissesini ister. Hattâ hayal de o nurdan hissesini isteyecek. Binaenaleyh her bir pencerenin ayrı ayrı faydaları vardır."
Otuz Üç Pencere
Otuz Üç PencereBediüzzaman Said Nursî · RNK Neşriyat · 0435 okunma
Reklam
Risale-i Nur'un yüksek değerini tam beyan etmek mümkün değildir. Onun kıymeti onu dâimî ve sadakatla okuyanların ruhunu o kadar sarıyor, o kadar kendine râm ve meftun ediyor ki; tahkikî îman mertebelerinde terakkî eden o fedakârlardan birinin başına bütün din düşmanları toplanıp Risale-i Nur'dan vazgeçirmeye çalışsalar yine muvaffak olamazlar ve olamadılar. Gençlik Rehberi
Sayfa 256 - RnkKitabı okudu
"Günümüzün anlam arayışındaki insanı, önce bütün büyük hadiselerin kökeni olan basit gündelik hadiselere anlam verebilmekle işe başlamalıdır." Yaşamın Gizli İşaretleri - Mecit Ömür Öztürk [12.sayfa] İmanın temel şartları 6 tanedir: 1.Allah'ın varlığına inanmak, 2.Meleklere inanmak, 3.Kitaplara inanmak, 4.Peygamberlere
İman, yalnız icmalî bir tasdikten ibaret değildir. İmanın çok mertebeleri vardır. Taklidî bir iman, hususan bu zamandaki dalalet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner. Tahkikî iman ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir. Tahkikî imanı elde eden bir kimsenin, iman ve İslamiyet'i dehşetli dinsizlik kasırgalarına da maruz kalsa, o kasırgalar bu iman kuvveti karşısında tesirsiz kalmaya mahkumdur. Tahkikî imanı kazanan bir kimseyi, en dinsiz feylesoflar dahi, bir vesvese veya şüpheye düşürtemez.
Sayfa 10
Hasbunallahu ve ni'mel vekil
Ehemmiyetsiz, hakir ve fakir görünen vücudum –her mü'minin vücudu gibi– ne imiş, hayat ne imiş, insaniyet ne imiş, İslâmiyet ne imiş, iman-ı tahkikî ne imiş, marifetullah ne imiş, muhabbet nasıl olacakmış? Anlasınlar, dersini alsınlar!
Reklam
İman-ı tahkikî ile Nur'u okuyan her adamın kafasında bir yasakçıyı bırakıyorlar, emniyeti temine çalışıyorlar." Lemalar
Risale-i Nur, tahkikî iman dersleri verir. Şakirdlerini her türlü fenalıktan alıkoyar. Kalplere doğruluk aşılar. Onu hakkıyla anlayan, artık fenalık yapamaz. Onun içindir ki bugün memleketin her tarafındaki Risale-i Nur talebeleri, asayişin manevi muhafızı hükmündedirler. Şimdiye kadar hiçbir hakiki Nur talebesinde asayişe münafî bir hareket görülmemiş, adeta Nur talebeleri zabıtanın manevi yardımcısı olmuşlardır. Risale-i Nur talebelerinin rıza-i İlahîden başka, a'mal-i uhreviyeye müteveccih olmaktan gayrı düşünceleri yoktur. Şu halde Risale-i Nur'a garazkâr tertipler hazırlayanlar, perde arkasındaki malum din düşmanlarından başka kimse değildir.
Sayfa 306 - Vaziyetimiz bir nevi nurânî müdafaadır.
Evet, bu asrın dehşetine karşı, taklidî olan itikadın istinad kaleleri sarsılmış ve uzaklaşmış ve perdelenmiş olduğundan her mü'min, tek başıyla dalaletin cemaatle hücumuna mukavemet ettirecek gayet kuvvetli bir iman-ı tahkikî lâzımdır ki dayanabilsin. Risale-i Nur bu vazifeyi, en dehşetli bir zamanda ve en lüzumlu ve nazik bir vakitte, herkesin anlayacağı bir tarzda; hakaik-i Kur'aniye ve imaniyenin en derin ve en gizlilerini, gayet kuvvetli bürhanlar ile ispat ederek o iman-ı tahkikîyi taşıyan hâlis ve sadık şakirdleri dahi bulundukları kasaba, karye ve şehirlerde –hizmet-i imaniye itibarıyla– âdeta birer gizli kutub gibi mü'minlerin manevî birer nokta-i istinadı olarak, bilinmedikleri ve görünmedikleri ve görüşülmedikleri halde, kuvve-i maneviye-i itikadları cesur birer zabit gibi kuvve-i maneviyeyi ehl-i imanın kalplerine verip mü'minlere manen mukavemet ve cesaret veriyorlar. Sikke-i Tasdiki Gaybî - 132
Resim