Üsküdar'dan Eminönü'ne geçtiği bir sabah gözleri Galata Kulesi'ne takıldı. İçinde eski bir dostu görmüş gibi sıcak duygular uyanırken, bu yaşlı kuleye yıllardır dikkatle bakmadığını fark etti. Sanki kulede bir tuhaflık vardı. Yaklaşık üç yüz elli yıl önce kuşlara özenen Hezarfen Ahmed Çelebi'nin kanat takıp havalandığı o görkemli anıt şimdi, Hürriyet, Nescafe, Ülker, AEG, Banco di Roma, Türkiye İş Bankası, Yapı Kredi Bankası, T.C. Ziraat Bankası, İmar Bankası, Oerlikon, Kale Kilit, Güven Sigorta, Başak Sigorta, Anadolu Sigorta, Olips, Mc Donalds, CocaCola, Marshall, Kodak yazılı, ışıklı ışıksız, rengarenk dev panolar arasında kaybolmamak, sanki birazcık daha soluk alabilmek için temellerinin üzerinde doğrularak inatla başını gökyüzüne doğru uzatıyordu. Kulenin bu umarsız direnişinin insanı kederlendiren bir yanı vardı. Ne tuhaf, bir zamanlar dünya ticaretini elinde bulunduran Cenevizliler tarafından dikilen bu kule, şimdi yine ticari kuruluşların panoların arasında silikleşiyor, yok oluyordu.