Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben içimin yankısı, ben bu içimin koruyla bu narı daha fazla taşıyamam. Düşecek ellerimden dağılıp dökülecek odalara dayanamam.. Benden sana mevsimlerden anne, Uykularımdan tüller, ömrümden ağrılar sızmıştır. Bu aşk bende imkansızlık tasarımı gibi kaldı kaldıramam. Adı Şubat olan bu şiir de kalbim uzun bir nehir gibi ağrıyor. İnat yumağım çözüldü. ...
Reklam
İmkansızlık Şiiri Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini Bilir de ya gözlerim? En yaralı yerim benim gözlerim Gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünya bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşmayan ellerimiz nasıl da yıkmakta bunca şeyi Ne tuhaf... Oysa benim başım en çok senin göğsüne yakışırdı Başım ki tam omzuna yatmalıktı Ben artık bu yetim başla hiçbir hayale ağlayamam Sonra boynum... Ki dalından düşen bi yaprak... Mevsimsiz sürgün yedim senden ayrı bir ömre doğarak İnsan yalnız kalbiyle sevmez ki unutmaya ilk ordan başlasın Unutmak kör kuyu,unutmak dipsiz karanlık... Aahh aaahh... Nerden başlamalı unutmaya seni bilmem ki Senden başladım unutmaya kendimi Desem ki ;ne aşk,ne imkansızlık,ne ayrılık Olmak istemiş de olamamış bir erik sancısı bizimkisi...
İmkansızlık Şiiri
Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini Bilir de ya gözlerim? En yaralı yerim benim gözlerim Gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünya bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşmayan ellerimiz nasıl da yıkmakta bunca şeyi Ne tuhaf... Oysa benim başım en çok senin göğsüne yakışırdı Başım ki tam omzuna yatmalıktı Ben artık bu yetim başla hiçbir hayale ağlayamam Sonra boynum... Ki dalından düşen bi yaprak... Mevsimsiz sürgün yedim senden ayrı bir ömre doğarak İnsan yalnız kalbiyle sevmez ki unutmaya ilk ordan başlasın Unutmak kör kuyu,unutmak dipsiz karanlık... Aahh aaahh... Nerden başlamalı unutmaya seni bilmem ki Senden başladım unutmaya kendimi Desem ki ;ne aşk,ne imkansızlık,ne ayrılık Olmak istemiş de olamamış bir erik sancısı bizimkisi...
ben bu içimin yankısı, ben bu içimin koruyla bu narı daha fazla taşıyamam. düşecek ellerimden, dağılıp dökülecek odaları, dayanamam. benden sana mevsimlerden anne, uykularımdan tüller, ömrümden ağrılar sızmıştır. bu aşk bende bir imkânsızlık tasarımı gibi kaldı, kaldıramam. •birhan keskin
Divan Edebiyatını Saray Edebiyatı - milletten kopmuş aristokrat takımın edebiyatı - saydık mı, modern şiiri de, halktan kopmuş aristokrat takımın şiiri saymak lâzım... Abdühak Hamit'ten bu yana, İkinci Yeniye kadar... Oysa, hep biliyoruz ki böyle bir şey imkânsızdır, çünkü bizim aristokrat (!) takım, hamd olsun okuma yazma bilmez. Okuma yazma bilmediği için de, halktan kopmuş hazır bir şiir de olsa, bunu kendisine mâl edemez. Başkaca "Dünya görüşü" de yoktur. Burada bir başka imkânsızlık da, Abdülhak Hamit Bey'den İkinci Yeni'ye kadar bütün şiir akımlarımızın, maalesef Batı kopyacılığından başka görüşleri, hatta aristokrat bir dünya görüşleri bile yoktur. Bu çifte imkânsızlık Divan Edebiyatı için de, aynen geçerlidir. Burada da karşımıza dünya görüşünden habersiz edebiyat tarihçilerimiz çıkıyor. Bu kadar çok başlı habersizlik, dünyada, çok az toplumun başına gelmiştir.
Sayfa 213 - Emre Yayınları, 1995, 2. Baskı, Kemal Tahir'den Notlar, Divan Edebiyatı ÜstüneKitabı okudu
Reklam
Görünen o ki Adornonun meşhur sözünü düzeltmek gerekiyor: Auschwitz’ten sonra imkansız olan şey şiir değil, düzyazıdır.3 Gerçekçi düzyazı yetersiz kalırken, kampın dayanılmaz atmosferinin şiirsel bir biçimde çağrıştırılması işe yarayacaktır. Yani, Adorno Auschwitz’ten sonra şiiri imkansız (ya da barbarca) ilan ettiğinde bu imkansızlık, imkan tanıyan bir imkansızlıktır: şiir her zaman, tanımı gereği doğrudan ele alınamayıp sadece anıştırılabilecek bir şeye dairdir. Bunu bir adım daha ileri taşıyıp, müziğin sözler kifayetsiz kaldığında devreye girdiğine dair o eski sözü hatırlamaktan çekinmemek lazım.
Görünen o ki Adorno'nun meşhur sözünü düzeltmek gerekiyor: Auschwitz'ten sonra imkansız olan şey şiir değil, düzyazıdır. Gerçekçi düzyazı yetersiz kalırken kampın dayanılmaz atmosferinin şiirsel biçimde çağrıştıırılması işe yarayacaktır. Yani Adorno Auschwitz'ten sonra şiiri imkansız ya da (barbarca) ilan ettiğinde bu imkansızlık, imkan tanıyan bir imkansızlıktır.