Saf ahlâk yasasının (bir basiret kuralı olarak değil) bir buyruk olarak her insanı göz yumulmayacak biçimde bağladığı kabul edilince, haksever bir insan diyebilir ki: bir Tanrının olmasını istiyorum, benim bu dünyadaki varoluşumun aynı zamanda doğa bağlantılarının dışında, saf bir anlama yetisi dünyası içinde bir varoluş olmasını istiyorum, en son olarak da sonsuza dek sürmek istiyorum; bunda ısrar ediyorum ve bu inançtan vazgeçmiyeceğim; çünkü benim yararıma olan herhangi bir şeyi gözardı edemiyeceğim den dolayı, —safsatalara kulak asmadan ve onları yanıtlayacak veya onlara daha akla yatkın başkalarıyla karşı çıkacak durumda pek olmasam bile— yararıma olanın yargımı kaçınılmaz olarak belirlediği tek durum budur.
Sayfa 155Kitabı okudu
Dünyanın salt doğal bir akışında ahlâksal değere tam uygun bir mutluluk beklenemiyeceğini ve bunun olanaksız olduğunu, dolayısıyla da bu yönden en yüksek iyinin olanaklılığının, ancak ahlâksal bir dünya-yaratıcısı varsayımına dayanarak kabul edilebileceğini söylemiştim.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Doğa bize, amacımıza uygun bir yetiyle donatma konusunda, üvey evlât muamelesi yapmış gibi görünüyor.
Sayfa 158Kitabı okudu
Bizi var kılan o araştırılıp bilinemez olan bilgelik, bizden esirgediği şeyde de, bize bağışladığı şeyden daha az saygıya lâyık değildir.
Sayfa 160Kitabı okudu
Şimdi açıktır ki, maksimleri gerçekten ahlâksal yapan ve onlara ahlâksal bir değer veren istemeyi belirleme nedenleri olan, yasanın doğrudan doğruya tasarımlanması ve ödev olarak ona nesnel bir şekilde zorunlu uyma, eylemlerin esas güdüleri olarak tasarımlanmalıdır; yoksa, niyetlerin ahlâklılığı değil, eylemlerin yasalığı sağlanırdı. Ne var ki,
Sayfa 163Kitabı okudu
Sürü oluşturmanın felsefesi
Şüphesiz, daha eğitilmemiş ya da yabanileşmiş bir ruhsal yapıyı, ahlâksal iyinin yoluna sokmak için, onu kendi yararıyla bağlamak veya zarara uğramayla korkutmak gibi bazı hazırlayıcı rehberliklerin gerekli olduğu yadsınamaz; ama bu mekanizma, bu tasmalar etkisini gösterir göstermez, saf ahlâksal hareket nedeni ruha getirilmelidir; bu da onun yalnızca karaktere (değişmez maksimlere göre pratik olarak tutarlı düşünme tarzına) temel sağlayan tek şey olduğu için değil, aynı zamanda insana kendi değerini duymayı öğretmekle, onun ruhsal yapısına kendisinin bile ummadığı, hakim olmak isteyen her türlü duyusal bağımlılıktan kendini kurtarmak ve düşünülür yapısının bağımsızlığında ve kendisini kendi yazgısı olarak gördüğü ruh yüceliğinde, gösterdiği özveri için cömert bir karşılık bulmak için ona bir güç verdiği içindir de.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.