Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her ne kadar İngiliz Dışişleri Bakanı Edward Grey hâlâ İngiltere'nin Osmanlı politikalarını, İmparatorluğun çöküşünü ve paylaşımını önlemek, olarak ifade etse de temelde endişe unsuru İmparatorluğun mutlak çöküşü halinde İstanbul'un kimin elinde kalacağı meselesiydi. Dahası Osmanlı'nın çöküşü ortaya bir Avrupa Savaşı çıkarabilirdi.
Osmanlı İmparatorluğu, Hindistan'da kendi imparatorluğu aleyhindeki Rusya ve diğer Avrupa güçlerinin planlarına mukabil, kendisini bir koruyucu olarak ayakta tutmayı amaçlayan İngiliz siyasetiyle uzun süren çöküşü boyunca desteklenmişti. Ne var ki 1908 Jön Türk devrimi ve daha sonra İstanbul'daki siyasi değişiklikler, Türkiye'nin 1914'te savaşa Almanya'nın tarafında girmesine yol açtı. Bu, daha sonra imparatorluğun devamı için vahim olduğu ortaya çıkan bir davranıştı. 1914'te Basra gibi stratejik bir limanı ve komşu Osmanlı vilayetini ele geçirmek üzere Hindistan'dan bir İngiliz seferî kuvveti gönderildi ve bunu 1917'de Bağdat'ın ve 1918'de de Musul'un işgali takip etti. Bu şehirlerin merkezî oldukları üç Osmanlı vilayeti ayrı olarak yönetiliyordu ve herhangi bir türden birleşik bir ortak kimliği oluşturuyor görülmüyordu; her ne kadar Bağdat'ın diğerlerinin üzerinde önceliği olsa da. Yarıdan fazlası Şiî, yaklaşık yüzde 20'si (çoğunlukla kuzeyde yaşayan) Kürt ve yüzde 8'i de çeşitli Hristiyan, Yahudi ve diğer azınlıklardan oluşan karma nüfus 3 milyon civarındaydı. Yönetici sınıf ise hem Osmanlı ordusunda hem de mülki idarede önde gelen çoğunlukla Sünnî Araplardı. Şiî ulema ve tüccar toplulukları ve kırsal bölgelerdeki birçok aşiret, çoğunlukla kendilerine tamamen husumetle olmasa bile işkille bakan Osmanlı yöneticilerinden uzakta kalıyorlardı.
Sayfa 557 - Osmanlı İmparatorluğu’nun ÇöküşüKitabı okudu
Reklam
344 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Yok Eden Ateş, serinin ilk kitabında yaşanan olayların sonuçlarını ve devamı anlatarak başlıyor ve sayfalar ilerledikçe evrenine eklenen yeni "kütleler" ile tahmin edilemez bir yörüngeye giriyor. Müthiş bir kurguyla oturduğumuz bu yörüngede merak ile ilk kitabın eğlenceli yapısının yarattığı mutluluk birleşerek serinin ikinci kitabını muazzam bir seviyeye çıkartıyor. İmparatorluğun Çöküşü kitabında hissettiklerimizi fazlasıyla hissettiren Yok Eden Ateş, bir devam kitabının nasıl olması gerektiği ile ilgili ders veriyor adeta.
Yok Eden Ateş
Yok Eden AteşJohn Scalzi · İthaki Yayınları · 202312 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Sosyoloji öğrencisi olarak, kendisinde üç ünite ayrılmış bu filozofun eserini okumamak, çalışkan bir öğrenci olarak bana yakışmayacağı için bu eserini okudum. Romalıların Yücelik ve Çöküşünün Nedenleri Üzerine Düşünceler’de toplumsal ve tarihsel olaylarda Tanrısal müdahale fikrini bir kenara bırakarak genel toplumsal kanunların varlığına vurgu
Romalıların Yücelik ve Çöküşünün Nedenleri Üzerine Düşünceler
Romalıların Yücelik ve Çöküşünün Nedenleri Üzerine DüşüncelerMontesquieu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019252 okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Tarih ve coğrafya kader değildir, kader tercih edilen siyasettir.
Toplum bilimi, tarih,coğrafya, siyaset ve politika ile ilgili olmayıp sadece merak edip okumak isteyen okurlar için; sıkıcı ve ağır ilerleyen bir kitap denilebilir. Konu ile ilgili değiseniz kitabı yarıda bırakmanız olası. Fakat kitap okundukça ilgiyi üzerine çekebilen bir içeriğe de sahip. Kitabın bana göre artı olan yanı
Jared Diamond
Jared Diamond
'ın
Ulusların Düşüşü
Ulusların DüşüşüJames A. Robinson · Doğan Kitap Yayınları · 20132,694 okunma
560 syf.
7/10 puan verdi
#kazımkarabekir #imparatorluğunçöküşü #tarih 1. Dünya Savaşına nasıl girdik? Bu soruya cevap veren kimse yok. Alman arşivlerinden haber yok bizde ise savaş biter bitmez Enver Paşa kaçmadan önce imha ettirmiş. Haliyle sadece tahminler var.. Bugünden bakınca imparatorluğun son yüzyılında ordunun tüm üst kademe komutanlarını ıslahat adı altında yabancılara verince çok şaşırmamak lazım olanlara.. Kazım Paşa da kendi ifadesiyle bunu dile getirmiş bir istihbarat şb. Md. olarak. Karşılık bulmadığını da görüyoruz. Ne yazdıklarına açıklık getirecek kaynak var ne de belge... Ruslar sayesinde Almanlardan başka itilaf devletleri de teklif sunmuşlar ama kabul görmemiş osmanlı tarafından. Almanlar ne vaad etmişti? Marn da ve galiçya da kayıp yaşarken ittifak cephesi Osmanlı doğu seferi ve kanal seferine çıkmayı kabul edip vatan evlatlarını feda etti... Saldırı savaşlarında ordu yenilir ama tümden yokoluşa gidiyorsa burda karar alıcılar sorgulanır, savunma savaşlarında ordu tümden yok olsa cevabı verilir...Arap dünyasının hainliğine söylenecek söz yok.. Afrikalı,hintli müslümanlar peki...Deyince İslam birliği fikrini bize aşılayan çıkaran Almanlar olmuş. K.K diyor bunu. Cengiz Özakıncı "Türkiyenin siyasi intiharı ve yeni osmanlı tuzağı" kitabında bu olayları çok güzel anlatmış.. şiddetle tavsiye ederim.
İmparatorluğun Çöküşü
İmparatorluğun ÇöküşüKazım Karabekir · Truva Yayınları · 202014 okunma
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
İmparatorluğun Çöküşü, Asimov usta Dune ve Taht Oyunları (ASOIAF) serilerini yazmış olsa nasıl olurdu? sorusunun bir cevabı gibi karşımıza çıkıyor. John Scalzi, Asimov ustanın o basit dilini kendi eğlenceli ve biraz da küfürlü diliyle birleştirerek Dune evrenin yönetim sistemine benzer hanedan - imparatorluk - din sistemini kuruyor ve bu sistemin siyasetine Taht Oyunları serisinin entrikalarını serpiştiriyor. Kitapta gizemin oluşturduğu merak ve aksiyonun oluşturduğu heyecan olmasına rağmen kitaba ara verdiğimizde geri dönmemizi sağlayan ve kitap bittikten sonra üzerimizde kalan his; mutluluk oluyor.
İmparatorluğun Çöküşü
İmparatorluğun ÇöküşüJohn Scalzi · İthaki Yayınları · 201863 okunma
Hiçbir mücadele veya savaş fikri/teorik çerçevesi olmayan bir siyaset üzerine oturmadan kazanılamaz. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu Cumhuriyet tarihinin en büyükkrizini aşabilmesi için 20. yüzyılın başında 100 yıl önce İstiklal Harbi'nin ana sürükleyici gücü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu felsefesi olan Türk Milliyetçiliği zemininde bir dirilişe ihtiyacı vardır. Atatürk çizgisinde bir Türk Milliyetçiliği dışında hiçbir fikir Türkiye'nin birliğini ve dirliğini, Türk Milleti'nin Anadolu ve Trakya üzerindeki egemenliğini sağlayabilecek güçte değildir. AK Parti'nin izlediği Kahire öğretisine dayalı, milli kimliksiz ve milli menfaat belirleyemeyen politikalar Türkiye'nin dış politikada kuşatılmasına, içeride ise devlet cihazının çökmesine, milli birliğin yıpranmasına, ekonominin çökmesine ve Suriyeli göçü ile demografik yapının bozulmasına neden olmuştur. Tarihsel bir benzetme yapılması gerekirse Türkiye Balkan Savaşı öncesindeki stratejik zaaflara benzer bir süreç içindedir. AK Partili 18 yılı tarihsel olarak İlber Ortaylı'nın Osmanlı İmparatorluğu'nun geri çekiliş ve yıkılış yüzyılı olan "İmparatorluğunun En Uzun Yüzyılı" ile kıyaslamak mümkündür. Türk Milleti imparatorluğun en yüzyılından, yıkıntıların arasından nasıl Atatürk çizgisinde Türk milliyetçilerinin önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak çıktı ise bugün de Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı büyük krizden Atatürk çizgisindeki Türk Milliyetçilerinin önderliğinde ve Atatürk çizgisindeki Türk Milliyetçiliği'nin uzun yol göstericiliği ile çıkacaktır.
Batı Avrupa'da Roma İmparatorluğu'nun çöküşü, aslında imparatorluğun sonu değildi. Kendilerini Romalı olarak tanımlayan imparatorlar, Konstantinopolis (günümüzdeki İstanbul) şehrinde, Gotların Roma'yı yağmalamalarından sonra 1000 yıl hüküm sürdü. Bu imparatorluk bugün genellikle Bizans diye anılır ama imparatorlar ve onların uyrukları, dilleri Yunanca olsa da, kendilerini Romalı sayıyordu. Bu 1000 yılın büyük kısmı boyunca -lüks imparatorluk sarayları, kütüphaneleri ve hamamları, Yunan ve Roma antikitesini bilen bilginleri, 300 kilisesi ve muhteşem Ayasofya katedraliyle- Konstantinopolis'in görkemi, Avrupa'nın geri kalan kısmının Hıristiyan ülkelerinde egemen olan yoksulluk, cehalet, hurafeler ve sonu gelmeyen savaşlar karşısında bir kültür tabyası gibi göze batıyordu.
Sayfa 122Kitabı okudu
Enver Paşa'yı dönemin "başbuğu" olarak tanımlayan Nevzat Kösoğlu: Osmanlı'nın çöküşü de kuruluşu gibi bir destandır. Çöküşün kahramanları olan neslin bayraktarı Enver Paşa'dır. Onların varlığıyla İmparatorluğun çöküşünü birlikte düşünmek şaşırtıcıdır ve haksızlık gibi görünür. Onların yürekleri dağ gibiydi; hayalleri de
Reklam
İmparatorluğun çöküşünü izlerken, öfke ve kızgınlık içinde bunalıyorlardı. Kişiselliği aşmış savaşkan ülkücülerdi. Vatan savunmasında sorumluluk yüklenip düşmanla boğuşmanın yanında; "tutuklanmalar, cezaevleri hatta idam sehpalarıyla" uğraştılar. Anadolu'nun yoksul insanlarının, cephelerde tükenişi gibi; "koca bir imparatorluğun çöküşü, sanki onların kaderi olmuştu. "
Ortadoğu, binlerce yıldır dünyanın merkezidir. Bu süreçte birçok imparatorluk gelmiş/geçmiş ve bu zorlu topraklar onlarca büyük ordunun mezarlığı olmuştur. En uzun barış/huzur dönemini Türk İmparatorluğu himayesinde yaşayan bu coğrafya, bu imparatorluğun ekseninden dahi (batılılaşmaya başladığı anda) çıkmıştır. Bu topraklar, sadece bu toprakların insanlarına aittir. Batının ışığında(!) yaşayamaz. Binbir çeşit köken/mezhep/inanış iç içe geçmiş ve çoğu zaman kavga etmiş olsa da, binlerce yıldır olduğu üzere birlikte yaşamayı bilmiş, unuttuysa da (acılar/dersler üzerinden) hatırlamak zorunda kalmıştır. Bugün bölgeye 'ya tamamen batmaya, ya da çıkmaya' gelen ABD'nin çöküşü de net olarak bu topraklar üzerinden olacaktır. Ortadoğu, 250 yıllık yeni yetme bir süper gücün(!) tutunabileceği bir coğrafya değildir. Eninde sonunda yutar geçer -ki- bunu yakın zamanda göreceğiz. Yarının tarih kitaplarında Amerika'nın çöküş sebebi olarak Ortadoğu/Müslümanlar yazacak. Bunu yazın kenara.
Bu toprak kayıpları, esas olarak Endüstri Devrimi'ni kaçırmış bir imparatorluğun güçsüzleşmesinin ve bu devrimin ürettiği Milliyetçilik Akımları karşısındaki çözülmesinin bir sonucudur. Ama en azından, Abdülhamit, bir çöküşü engelleyen veya durduran bir "Ulu Hakan" olarak da görülemez. Tam tersine, uluslararası siyasetin oyuncağı olmuş, çaresizliğe düşmüş, imparatorluğun iflasını kabul ederek, Düyun-u Umumiye'nin ilanıyla tüm mali yetkileri, alacaklıların eline vererek, imparatorluğun sonunu belirlemiş bir padişahtır.
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
Unutulmamalı ki Türkiye çöküşü çok uzun sürmüş bir imparatorluğun elde tutulabilen toprakları olma özelliğini hâlâ korumaktadır. Giderek diyebiliriz ki yönetim kilitlenmesinin tek ve ana sebebi burada aranmalıdır. Türkiye'yi rahat insanlar yönetiyor, çünkü yönetim bunca zaman boyunca "ver kurtul" formülüyle sağlanabilmiştir. Türkiye'yi ne yapacağını bilmeyen insanlar yönetiyor, çünkü her zaman gündemde vaziyeti kurtarmak ve felaketi geciktirmek yöneticileri meşgul etmiştir.
Sayfa 16
470 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.