Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Paris yürek için bir çöldür çoğu kez, ama, kimi saat­lerde, Pére- Lachaise Mezarlığı'nın yukarısından bir dev­rim yeli eser, bu çölü birdenbire bayraklarla, yenik düş­müş yüceliklerle doldurur. Birtakım İspanyol kentleri de böyledir, Floransa ya da Prag da. Mozart olmasa Salzburg dingin bir kent olurdu. Ama arada bir, Salzach'ın üze­rinde, cehenneme dalan Don Juan'ın zorlu ve gururlu çığlığı dolaşır. Viyana daha sessiz görünür, kentler arasında bir genç kızdır. Burada taşların yaşı üç yüz yılı geçmez, genç­likleri de hüznü bilmez. Ama Viyana, tarihin bir dört yol ağzıdır. Çevresinde imparatorlukların çarpışmaları çın­lar. Gökyüzünün kanla kaplandığı kimi akşamlar, Ring'in anıtları üzerinde, taştan atlar havalanır gibi görünür. Her şeyin gücü ve tarihi dile getirdiği bu kısacık anda, Polan­ya süvarilerinin atılışları altında, Osmanlı İmparator­luğu'nun gümbürtülü çöküşü açıkça duyulabilir. Bu da yeterince sessizlik sağlamaz.
Pdf
İttihatçılar Anadolu'yu varoluş mücadelelerinde son kale olarak görüyorlardı ve buranın homojen hale getirilmesi tutunma kabiliyetlerini kuvvetlendirecekti. Çok milletli nüfus, zayıf bir devletin taşıyamayacağı bir yüktü. Osmanlılar bir taraftan Ermeni ve Süryanileri yerlerinden söküp yok ederken diğer taraftan muhacir ve göçebeleri Türkleştirmelerini hızlandıracak şekilde iskân etmenin yollarını aradılar.
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
Akdeniz, Hindu ve Asya imparatorluklarının; aralıksız savaşlar, imparatorlukların çalkalanmasını ve uygarlıkları karanlık çağa sürükleyen orduları görüp geçirdiği doğrudur. Ve aslına bakarsanız, yaklaşık üç bin yıl önce karanlık bir çağ, medeniyet beşiklerinin gizemli çöküşü yaşandı. Arkeologlar her yerde nüfusun azaldığını, evlerin terk edildiğini, ve yazı da dahil bazı becerilerin kaybedildiğini rapor eder.
Sayfa 73 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Ve bütün bunların verdiği keyif canımızı yakıyordu, hem de nasıl yakıyordu... Çünkü manzara, sakin bir sürgün hayatı tadı verse de, gerçek dünyaya ait olduğumuzu hatırlatıyordu, her zerresine anlaşılmaz, hüzünlü bir sıkıntının, bilinmedik imparatorlukların çöküşü gibi ölçüsüz, sapkın bir sıkıntının nemli ihtişamı sinmişti.
Sayfa 570 - Büyük Metinler, I "Uyuyan Suların Madonnası..." Yabancılar ormanında (6 Aralık 1913’te A Aguia dergisinde yayımlanmıştır)Kitabı okudu
Ve bütün bunların verdiği keyif canımızı yakıyordu, hem de nasıl yakıyordu... Çünkü manzara, sakin bir sürgün hayatı tadı verse de, gerçek dünyaya ait olduğumu zu hatırlatıyordu, her zerresine anlaşılmaz, hüzünlü bir sıkıntının, bilinmedik imparatorlukların çöküşü gibi ölçüsüz, sapkın bir sıkıntının nemli ihtişamı sinmişti...
Sayfa 570Kitabı okudu
Mutlak güvenlik arayışı yıkımdan başka bir şey getirmez. Gelecek ne kadar öngörülebilirse güvenlik de o kadar kesindir.
Sayfa 280 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Devletlerarası rekabet imparatorlukları aşındırıp yıkarken küresel düzen, etnisiteye dayalı siyasi meşruiyete daha çok değer atfetti. İmparatorluk enkazlarından çıkan hareketler ve aktörler devlet olmak için mücadele ederken milli ülküye önce uyum gösterdiler ve sonra da sahip çıktılar.
Sayfa 280 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ulus-devletler yaratılmıştı fakat yirmi beş veya otuz milyon insan, diğer bir deyişler bu devletlerin nüfuslarının yaklaşık dörtte biri artık resmi olarak azınlıktı.
Sayfa 179 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Barış anlaşmasının neticesinde, karışık nüfus kuşağındaki her devlet birkaç ayarlamayla.. artık kendisini milli bir devlet olarak görüyordu. Fakat gerçek bunun zıddıydı. Bu devletlerin aslında hiçbiri tek milletli değildi; aynı şekilde diğer taraftan, bir millet mevcut değildir ki bütün mensupları tek bir devlet içinde yaşasın.
Sayfa 279 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İmparatorlukların parçalanmasının ulusları hür kılacağı, özgürlük getireceği ve bunlara mensup bireylerin yaşamlarını iyileştireceği ümit edildi.
Sayfa 279 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çarlık rejimi ise aksine imparatorluğu ile birlikte yok oldu. Rus devlet kurumları, Osmanlıların karşılaştıkları kadar acil ve süreğen bir reform zorunluluğu yüz yüze kalmadıkları için ITC kadar radikal ve kararlı bir sürekli reform süreci üretmediler.
Sayfa 276 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu'nu bölme planı, 1917'de Rusya'nın devrim ve içsavaş bataklığına sürüklenmesiyle suya düştü.
Sayfa 275 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Türkler bazen, 1912'de Balkan Savaşları ile başlayıp Milli Mücadele ile biten dönemi On Yıllık Savaş diye anarlar.
Sayfa 275 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Stalin, Anadolu ve Kafkasya üzerindeki çatışmayı tekrar canlandırmıştı. Sovyetler İran'da zaten faaldiler; 1941'de, Almanya'ya karşı yürütülen savaşta Rusya'nın ikmal hattını açık tutmak amacıyla ve İngilizlerle anlaşmalı olarak bu ülkeyi işgal etmişlerdi.
Sayfa 274 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
425 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.