Hoş Sadâ
Hoş Sadâ
Hoş Sada - 2 Yıkanlar hâtır-ı nâşâdımı yâ Râb şad olsun Benimçin nâmurâd olsun diyenler bermurâd olsun Naili Rabb'im! Şâd olmayan gönlümü yıkanlar, varsın şâd olsunlar. Benim için "Muradına ermesin!" diyenler de inşallah muradlarına ersinler. S.82 Sunar bir câm-ı memlû bin tehî
Üstünüz Ümitvarız İman emniyettir, güvendir ve elbette ümittir. İslâm ise selamdır, selamettir, teslimiyettir. Allah’a teslim olan ümidini kaybetmez. Müslüman beyniyle, kalbiyle, ruhuyla, bedeniyle Âlemlerin Rabbi’ne teslim olur. Bu teslimiyette hem dünya hem ahiret için büyük nailiyetler, lütuflar vardır. Bu teslimiyet öyle bir tılsımdır ki
Reklam
Geleneğin rol dağılımına ve bu rol dağılımında ortaya çıkan görece farklılıklara feminist teoriyle yaklaşırsak yanılırız. Erkeğin reisliği ve kadının ev hanımlığı “efendi-köle" dikotomisiyle okunamaz. Anane veya dinî metinlerdeki kimi esasları bütününden bağımsız okursak, doğal olarak tahakkümcü bir erkeğe varmış oluruz. Problem konusu
1024 yılında Volga Türkleri'nin lideri Gazne'ye bir elçilik heyeti göndermişti. Biruni bu heyetteki görevlilerle görüşerek, onlardan ticari ilişkiler için oldukları Kuzey Kutup Bölgesi'ne ilişkin bilgiler vermesini istedi. Elçilerden biri Sultan Mahmud'un huzurunda iken, kuzeyin ileri uçlarında güneşin bazen günlerce batmadığını söyleyince, Mahmud bunu bir sapkınlık olarak değerlendirip öfkelendi. Ancak Biruni, Sultan'a bunun imkan dahilinde ve makul bir olay olduğunu ifade etti.
Her canın bir önemi var bunun farkındayım evet. Ama bu adamların nefes almaya devam ettiği her gün yirmi masum insanın hayatına mal oluyor. Bu açıdan bakarsanız, insanların hayatlarını kurtarmış olacaktım.
Sayfa 160Kitabı okudu
Dünya dertsiz olmaz, zaten o dertler de bizi pişirmek için vardır. Biz en ufak bir çile, aşk derdiyle, hastalık veya herhangi bir dünya derdiyle karşılaştığımızda, bize kötü bir şey isabet ettiğinde feryad ü figan ediyoruz. Paralıyoruz kendimizi. Bir yakınımız ölse, Yaradan’a hesap soracak hâle geliyoruz. Oysa her şeyin bir vakti zamanı var. Zamanı gelince gider. Zaten bize ait olmayan şeyleri bize ait sandığımız için onları kaybettiğimizde zorlanıyoruz. Modern dünya ölüm gerçeğini âdeta gözden kaçırmamıza neden oluyor. Modern dünyada yaşama dair dersler var, ama ölüme dair dersler yok. Bu dersi almayanlar ölümle karşılaştıklarında şok oluyorlar. Oysaki yeryüzünün tek değişmez gerçeği, ölümdür. Devletler kurulur ve yıkılır. Ekonomiler seneden seneye değişir. Ölümden başka hiçbir şey baki değil burada. Bu karamsarlık değildir. Allah Teâlâ “Her nefs ölümü tadacaktır” (Âl-i İmran 3/185) buyuruyor. “Tatmak” fiili kullanılıyor. Yani aslında güzel bir şeydir ölüm. O taddan anlarsak, bu odadan şu odaya geçmek gibi bir şey olur bizim için. Bir geçiş törenidir ölüm. Buradaki kıyafetini çıkarıp oradakini giymektir. Bu geçiş töreninin iyi olması, kötü olması, kolay veya zor olması bizim elimizdedir. Nasıl yaşarsak öyle ölürüz, nasıl ölürsek de öyle diriliriz. Çünkü ölüm bir bitiş değil, aslında geçilecek kapıların ilkidir.
Reklam
Geri143
440 öğeden 431 ile 440 arasındakiler gösteriliyor.