Çocukken masallarla öğrenen insan, büyüdüğünde de misallerle daha iyi anlayabiliyor. Saygı duyulması gereken zekalar, güzel bir kurguyla büyük bir evreni size sunabiliyorlar. Kurmacanın bu büyülü dünyasını kullanan Tanpınar da bize, bir enstitü üzerinden dünyayı ve insanı anlatıyor.
Derinliği ve felsefesi olan bir roman, aynı zamanda oluşturduğu
İlk soru “ Allah var dersiniz. Ama görünmez. Göstermezsen nasıl inanalım?” şeklindedir. İkinci soru ise “Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azap edilecek dersiniz. Hiç ateş ateşe azap eder mi?” olur. “ Ahirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz. O zaman bırakın insanları canları ne
Sakız Sardunya
...
Ne zaman sınıfta öğretmen yoklama yapsa, zavallı Sakız Sardunya utancından yerin dibine geçiyordu.
“Kerem?”
“Burada öğretmenim!”
“Nazlı?”
“Burada öğretmenim!”
“Sakız Sardunya?”
Sıra ona geldiğinde bütün sınıf hep bir ağızdan bağırıyordu. “SAKSIDA!!!!”
Böyle zamanlarda Sakız Sardunya ağlamaklı oluyor, buralardan kaçıp gitmek
(bir kaç mesajda bir sene önce yaptığım bu eleştiriye dair sert yorumlar aldım. elhamdülillah müslümanım ve ben pek öyle düşündüğünü söylemeye çekinen birisi değilim. bu incelemeyi de bugün tekrardan okudum ve hala iyi bir iş çıkardığımı ve elbette eksikleri olduğunu görebiliyorum. ama İslam sana İncili okuma demiyor. lütfen bana karşı 'her