Bu öyle bir geceydi ki, felaket, en parlak kişilerin kapılarını bile çalsa, büyük bir uygunsuzluk sayılmazdı. Böyle gecelerde çabuk etkilenen kimselerin yüreğinde sevda sevecenliğe dönüşür, umut sönüp kaybı olur, inanç eriyip özleme dönüşür, geçmişin anıları, kaçırılan büyük fırsatlar karşısında pişmanlık uyandırmaz, bekleyişler insanı harekete geçirmez.
Sayfa 107 - Can YayınlarıKitabı okudu
Richard Hofstadter’in üstadane izah ettiği gibi, kaygı, kavga ve dünyaya hükmetme yolunda ABD’nin “mukadder kaderi"ne olan inanç karışımından ibaret bu milli ruh hali, çıkış yolunu 1898 İspanya-Amerika Savaşı’nda buldu. İspanyol baskısına karşı Kübalı isyancılara yardım etme gibi iyi bir niyetle başlayan savaşa, şimdiye kadar açılmamış bir
Sayfa 469Kitabı okudu
Reklam
Terörizm intikam ifadesi değildir. Terörizm siyasi bir silahtır. Bir hükümetin sarsılmazlık görüntüsünü sildiğinizde, insanların imanını da silersiniz. İnanç kaybı...
Sayfa 189Kitabı okudu
Sevdiğiniz bir arkadaşınıza mektup yazdığınızda karşılığını alacağınızı bildiğiniz gibi, inanç ve güvenle tuttuğunuz dileklerinizin de karşılığını alacağını bilin. İki büyük kayanın arasında, hiç kendi sesinizin yankısını dinlediniz mi? Yaşam Prensibi de size aynen böyle yanıt veriyor. Yaşamınızda kendi sesinizin yankısını işitiyorsunuz. Sesiniz, zihninizin içsel düşüncelerinizin sesi. Bu yasayı bilerek kullanın; asla, gücün, kibrin, gururun, bencilliğin sarhoşluğuna kendinizi kaptırmadan. Yasayı, kendinize olduğu kadar başkalarına da yararlı olmak, ilham vermek onları da yukarı çekmek, iyileştirmek için kullanın. Eğer yasayı bencilce, sırf kendi çıkarlarınızı gözeterek insanları istismar eder, onları kullanırsanız, kendinize de acıyı ve kaybı davet etmiş olursunuz. Güç, zenginlik ve güven dışsal olarak elde edilemez. Onlara kalıcı olarak ancak içinizdeki sonsuz hazineyi keşfederek sahip olabilirsiniz. Şu andaki koşullarınız ne olursa olsun, kendinizi sorunlarınızdan ayırarak içinizdeki gücü kullanmaya başlayabilirsiniz. Sorunlarınızla ve onları yaratan egonuzla özdeşleşmek yerine, Yüksek Bilinç’le özdeşleşerek Yaşam’ın İyi Şarabını yudumlayabilirsiniz.
Hafıza kaybı yaşamak tamamen normaldir; biz insanız, robot değil. Ancak bu hafıza kaybına “Hafızam kötü” veya “Bunu hatırlayacak kadar akıllı değilim” şeklinde tepki verirsek, öğrenme ve gelişme yeteneğimizi olumsuz yönde etkileriz. Yani unutmaya tepki olarak geliştirebileceğimiz inanç, hafıza kaybından çok daha fazla zarar veriyor. Bu tür bir kendi kendine konuşma, hatayı kabul etmek ve bilgiyi yeniden edinmek yerine, sınırlayıcı bir inancı güçlendirir.
Serbest Piyasa Kültü
Sermaye ve siyaset birbirini o kadar çok etkilemektedir ki, aralarındaki ilişki iktisatçılar, siyasetçiler ve genel olarak halk tarafından da sıkça tar­tışılmaktadır. Azılı kapitalistler, sermayenin siyaseti dilediği gibi etkile­yebilmesi ama siyasetin sermayeyi etkilemesine izin verilmemesi gerek­tiğini ileri sürerler. Onlara göre, devletler piyasanın işleyişine müdahale ettiğinde, siyasi çıkarlar yanlış yatırımlar yapılmasına ve sonuçta daha düşük büyümeye sebep olmaktadır. Örneğin bir hükümet sanayicilere yüksek vergiler koyarak buradan elde ettiği parayı oldukça cömert işsiz­lik sigortalarına aktarabilir, bu tür ödenekler de halk tarafından olum­lu karşılanır. Pek çok işadamının gözünden bakıldığındaysa paranın sa­nayicilere bırakılması çok daha iyidir, böylelikle yeni fabrikalar açılarak yeni çalışanlar istihdam edilebilir. … Serbest piyasaya duyulan inanç, Noel Babaya duyulan inanç kadar naiftir, zira siyasi çıkarlardan ve eğilimlerden arınmış bir serbest piyasa söz konusu değildir. En önemli ekonomik kaynak, geleceğe olan inanç­tır ve bu da hırsızlar ve şarlatanların sürekli tehdidi altındadır. Piyasa­lar kendi başlarına dolandırıcılık, hırsızlık ve şiddete karşı koruma sağ­layamaz, bunu yapmak dolandırıcılığa karşı yasal yaptırımlar, güvenlik güçleri, mahkemeler ve hapishaneler aracılığıyla yasaları uygulayacak olan siyasi sistemlerin görevidir. Krallar bunları yerine getirerek piya­saları düzenleyip denetleyemezlerse, bu güven kaybı, azalan kredilere ve ekonomik durgunluğa sebep olur.
Sayfa 323Kitabı okudu
Reklam
Esrarengiz bir şeydir inanç kaybı, inancın kendisi kadar esrarengiz.
Sayfa 275Kitabı okudu
Doğum ve ölüm -sadece bu ikisi- halen kader tarafından tayin ediliyor. Maddi bir seviyedeki muhtemel seçimlerin çoğulluğuna paralel olarak çok-katmanlı modernleşme süreci sosyal ve entelektüel seviyede de bir seçimler dizisinin kapısını araladı: Hangi işe sahip olmalıyım? Kiminle evlenmeliyim? Çocuklarımı nasıl yetiştirmeliyim? Tanrılar bile bu
Sayfa 65 - 66 - PdfKitabı okudu
Birinci yüzyılda Hıristiyan topluluklarında açık olarak tanımlanmış bir dışsal otorite bile bulunmuyordu. Bu topluluklar inanç meselelerinde Hıristiyan bireylerin bağımsızlığı ve özgürlüğü temeline göre inşa edilmişti. İkinci yüzyılın özelliği kilisenin otoriter liderlerle giderek bütünleşme sürecine girmesiydi, bu süreç içinde her Hıristiyanın uyması gereken sistematik bir inanç öğretisi oluşturuldu. Başlangıçta günahları affetme yetkisi yalnızca Tanrı'ya aitti, kilisenin böyle bir yetkisi bulunmuyordu. Daha sonra "Extra ecclesiam nulla salus" prensibi; herhangi bir onur kaybı karşısında koruma yetkisi sadece kiliseye aittir prensibi benimsendi. Bağışlayıcı ve kurtuluş için eğitim veren ahlaki kurum olması özelliği nedeniyle kilise kutsal hale geldi. Bu işlev “birliği ile kilisenin meşruiyetini garanti altına alan ve günahların affedilmesi konusunda yargılama yetkisini kazanmış olması nedeniyle" sadece papazlara, özellikle de piskoposlara aittir. Bu özgür, kardeşçe birlikteliğin hiyerarşik bir organizasyona dönüşmesi psişik bir değişikliğin gerçekleşmiş olduğunu göstermektedir. Eski Hıristiyanlar eğitim görmüş zengin insanlara ve yöneticilere, kısacası tüm iktidar odaklarına karşı nefret ve iğrenme duygularıyla dolup taşmaktayken, üçüncü yüzyıldan itibaren Hıristiyanlar yeni bürokratik yöneticilere karşı saygı, sevgi ve sadakat beslemeye, onlara karşı bu duygularla dolup taşmaya başladılar.
Manevi sıkıntı ,hayatın anlamının keşfedilmesinde belirleyici rolü bulunan değerler sistemde meydana gelen bozulmayı ifade eder.İşsizlik ,yakın kaybı,statü kaybı gibi stres kaynaklarının insanin inanç sisteminin tehdit edilmesinden biyolojik,sosyokültürel,psikolojik ve manevi olarak etkilenme sonucunda manevi sıkıntı ortaya çıkar .
Reklam
Yalnızca tanrıyı ya da öte dünyayı değil, aynı zamanda gerçekliğin kendisini de ilgilendiren modern inanç kaybı, insan yaşamını radikal bir şekilde geçici hale getiriyor. İnsan yaşamı hiçbir zaman bugün olduğu kadar geçici olmamıştı. Yalnızca insan yaşamı değil, genel olarak dünya da radikal bir şekilde geçici hale geliyor.
Sayfa 33 - İnka
Bir çocuk, iyiliğe, sevgiye ve adalete inançla hayata başlar. Bebek, annesinin memesinde, üşüdüğü zaman annesinin üzerini örtmesinde, hastalandığı zaman onu rahatlatmasında inanç bulur. Bu inancı babada, annede, bir büyükbaba ya da büyükannede ya da ona yakın olan herhangi bir başkasında da bulabilir; bu duygu, Tanrı'ya olan inançta da
Bir teorinin kullanımı ya da yanlış kullanımı, teorinin kendisinin geçerliliğini yadsımaz. Marx bir keresinde, kendisinin Marksist olmadığını iddia etmişti. Eğer Darwin, yirminci yüzyılın, teorisini nasıl Marksizmden kapitalizme ve Faşizme kadar her tür ideolojiyi haklı çıkarmak için kullandığım bilseydi, kuşkusuz mezarında dönerdi. Hitler'in insan ırkını iyileştirme programı uygulamış olması gerçeği, gendik teorisini yadsımaz. Benzer şekilde, inancın kaybı ve evrimle inanç arasındaki herhangi bir bağlantı evrim teorisine dokunamaz. Bilimsel teoriler tarafsızdır; teorilerin kullanımı öyle değildir. Onlar iki farklı şeydir.
Neden beynimizi istediğimiz gibi yönetemiyoruz? İşte yanıtları * Vazgeçemediğiniz alışkanlıklar, * Değişmeyen inançlar,
159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.