Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
432 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
"Neden Müslümanım?" o kadar önemli ve derin bir soru ki kendimize sormamız ve cevabını vermemiz gereken. insanın doğduğu aileden kaynaklı inanç sahibi olup daha ötesine karışmayan ,kafa yorup da bu soruyu sormayan nice insan yığınları var . aslında bu cevabı bulsak doğru bir istikamette hayat sürebiliriz. bu kitapta ise Caner hocanın kaçtığımız bu soru üzerinde Kur'an'daki ayetlerden yola çıkarak bilimin ve aklın ışığında , veri ve tarihten örnekler vererek bizlere farklı bir pencereden bakabilme ve akıldaki sorulara cevap verme açısından bilgilendirici ve doyurucu bir bilgiye sahiptir. aklındaki soruya cevap bulmak isteyenler için yardımcı olabilir. ama şunu söylemek gerek bir nefeste bitirilecek bir yapıya sahip değil bu yüzden ağırdan almakta fayda var anlamak için.
Neden Müslümanım?
Neden Müslümanım?Caner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2020354 okunma
İyiki aldım dediğim rehber kitaplardan biri..
Az önce doktor sorun böbreklerde deyince, bu kitaba koştum... Ve yine yanılmadı... ***" Kırgınlıklar ve eski kızgınlıklar böbreklerde saklanır. Duygularla ilişkili böbrek problemleri de kişi çok üzgün ya da aşırı yargılayıcı olduğunda ortaya çıkar. Böbreklerin tekrar çalışmasını sağlamak için her zaman eski kırgınlıkları ve kinleri
Sayfa 105 - Nemesis
Reklam
“Dinin saygınlığını belirleyen önemli etkenlerden birisi ahlaki boyuttur.”
Pars uygarlığının inanç boyutundaki en önemli unsurlarından birisi Zertoşt adlı birinin önerdiği, aynı adı taşıyan dindir. Başlangıçta tektanrıcı bir anlayışla ortaya konulmasına karşılık zaman içinde şaşırtıcı bir biçimde ateş öğesini temel alıp pagan bir dine dönüşen bu inanç yapısında tektanrıcı özellik yok olmuştur.
Umuttepe YayınlarıKitabı okudu
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Osmanlı İmparatorluğu’nun son safhasındaki mühim mütefekkirlerimizden birisi olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, aynı zamanda, gerek babasının konsolos olmasından (“şehben-der” konsolos demektir) gerekse de sık sık sürgün hayatı yaşamasından ötürü, farklı ve yenilip yutulması zor fikirlere açık bir zâttır. Kendisini daha ziyade A’mâk-ı Hayâl
Garip İlimler ve Ruh Çağırma
Garip İlimler ve Ruh ÇağırmaFilibeli Ahmed Hilmi · Büyüyenay Yayınları · 20231 okunma
187 syf.
9/10 puan verdi
Nikola Vaptsarov’un kısa yaşam öyküsü, yirmi altı seçilmiş şiiri, röportajları ve hayatından kareleri içeren biyografi tadında bir eser. Vaptsarov’u Sofya edebiyat çevresindeki öteki şairlerden ayıran en önemli özellik işçi oluşudur. Kasabalıdır ve parti görevlisi olduğu son iki yılını saymazsak, hep işçi olarak çalışmıştır. Şiirlerinde kavga ve inanç kavramları oldukça baskındır. Vaptsarov, 23 Temmuz 1942’de kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Bu kitap 1980 basımı ve basıldığı yıl Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi Başkan Yardımcısı Georgi Cagarov kitabın önsözünde: “şair gerçeği konuştukça, öteden beri tiranlar için her zaman tehlikeli bir kişi olagelmiştir” der ve Vaptsarov’u, Nazım Hikmet’in ruh, ülkü ve şairsel kardeşi olarak tanımlar. Kitap, basım ve çeviri olarak oldukça iyi. Son bölümünde Bulgar edebiyatında önemli yere sahip olan isimlerin görüşlerine de yer verilmiş, keyifliydi.
Bir Hayat Fabrikası Kuracağız
Bir Hayat Fabrikası KuracağızNikola Vaptsarov · Sanat Emeği Yayınları · 198034 okunma
Reklam
Pierre Boyle ve Marx
17. yüzyıl metafiziğinin çöküşünde kendisi de metafizikçi olan Pierre Boyle'ın (1647-1706) çok önemli bir rol oynadığını belirtir Marx. Pierre Boyle dinsiz değildir, ama din ile bilimin uyuşmadığını görür. Dinsel dogmalara karşı kuşku taşır. Metafizikten kuşkulanmaya başlar. Kuşkuculukla, metafiziği bitirir. Metafiziği öldürürken materyalizmi kabul ettirmeye çalışmaz; fakat metafizik cepheden metafiziğe "kuşku silahıyla" saldırdığı için daha etkili olur; materyalist felsefeye, bilim ister istemez yardım eder. Kendisi Tanrı'ya inanırken tanrıtanımaz bir toplumun olabileceğinin işaretlerini verir. Böylece 17. yüzyıl metafiziğinin son metafizikçi filozofu ve 18. yüzyılın ilk filozofu olur.
Sayfa 223 - Kalkedon YayıncılıkKitabı okuyor
Çocuk edebiyatı, eleştirel bilincin geliştirilmesine yönelik feminist eğitim için çok önemli bir alandır, çünkü inanç ve kimlikler bu süreçte hâlâ inşa edilmektedir.
bgst yayınları
Çağdaş feminist hareket doruk noktasındayken, çocuk kitaplarındaki cinsiyetçi önyargılar eleştirilmişti. "Özgür çocuklar için" kitaplar yazılmıştı. Eleştirel teyakkuzu elden bıraktığımız an cinsiyetçilik nüksetti. Çocuk edebiyatı, eleştirel bilincin geliştirilmesine yönelik feminist eğitim için çok önemli bir alandır, çünkü inanç ve kimlikler bu süreçte hâlâ inşa edilmektedir. Fakat oyun alanlarındaki normları hâlâ toplumsal cinsiyete dair bağnaz fikirler belirlemektedir. Çocuklar için kamu eğitimi, feminist aktivistlerin önyargısız bir müfredat oluşturmak üzere sürekli çalıştıkları bir alan olmak zorundadır.
bgst yayınları
Olgun insan ken­di gözüne hesap veren insandır; hayatının en önemli tanı­ğının kendisi olduğunu bilir, inanç ve değerleri akıl süz­gecinden geçmiştir ve kendi seçimiyle hayatına girmiştir. Hayatının öğrencisidir; deneyimlemeye, gözlemlemeye, dü­şünmeye ve öğrenmeye açıktır. Kendi yaptığı seçimlerden sorumluluk alır. (*)
Reklam
Gerçekten önemli olan tek şey insanın inandığını hissetmesi ve yaşamasıdır; yeter ki bu yalnızca kendini rahatlatacak basit bir inanç olmasın.
Sayfa 152Kitabı okudu
Olgun insan bu değerleri yaşamak ve yaşatmanın bir vicdan meselesi olduğunu bilir. Sokakta gördüğü ekmeği, başka birisi kendisini görsün görmesin, kaldırır başına götürür ve kimsenin basamayacağı bir yere koyar. Olgun insan kendi gözüne hesap veren insandır; hayatının en önemli tanığının kendisi olduğunu ve bilir. İnanç ve değerleri akıl süzgecinden geçmiştir ve kendi seçimiyle hayatına girmiştir. Hayatının öğrencisidir; deneyimlemeye,gözlemlemeye, düşünmeye ve öğrenmeye açıktır. Kendi yaptığı seçimlerden sorumluluk alır.
Sayfa 65
Ve anladım ki inanç, en önemli anlamıyla sadece “görünmeyen şeylerin ortaya çıkarılması” değil, sadece ilham değil, sadece insanın Tanrı’yla ilişkisi değil, sadece inancın daha çok nasıl anlaşıldığı konusunda insana söylenenleri kabul etmek değildir; inanç, insanın yaşamının anlamıyla ilgili olan ve insanın kendini yok etmeyip yaşamasını sağlayan bilgidir. İnanç yaşama gücüdür. Eğer insan yaşıyorsa herhangi bir şeye de inanıyordur. Bir şeyler için yaşaması gerektiğine inanmasaydı yaşamazdı.
İnanç cesaret ister. Cesaret, riske girmek, acı ve düş kırıklıklarını göze alabilmektir. Tehlikesizliği ve güveni yaşamdaki en önemli şey olarak görenler, inanca sahip olamazlar bir savunma sistemine sığınıp burada belli bir mesafe ve mal mülkle güvenliğini sağlamaya çalışan kişi, kendi kendini tutsak eder.
Sayfa 140 - İlya YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.