Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Profesör Doktor Nevzat Tarhan hocamızın engin bilgi ve tecrübelerinin paylaşıldığı bu kitap, kendisinin birikimlerine akıcı bir üslup ile kolayca ulaşabilmemizi sağlıyor.
Kitabı okurken çok şaşırdığım örnekler oluyor. Kendimi ve dinimi biraz daha tanımanın lezzetine vesile oluyor. Geleceğe dair merakım artıyor.
Kalbin nuru din ilimleridir. Aklın nuru fen ilimleridir. İkisinin imtizacıyla hakikat ortaya çıkar.
Sadece din ilimleri okunup, fen ilimleri terkedildiğinde insan taassuba düşebilir.
Sadece fen ilimleri okunup, din ilimleri terkedildiğinde insan vesveselere kapılabilir.
Bu kitap din ve fen ilimlerini imtizac ettirmede önemli bir basamaktır.
Şiddetle tavsiyedir.
Dini reddettiğini söyleyen Freud'un dinden beslendiğini, İçinde bulunduğu çelişkileri, konu alan bir kitap. Daha kapsamlı ifade edilir mi? Evet edilir. Din psikolojisi alanında eğitim alanların özellikle okumasını tavsiye ederim. Merak ettiğim ve cevabı asla tam verilmeyecek soru, Freud neden dini psikolojiden ayrı tutmak istedi. İnanç ruh sağlığı için olmazsa olmaz olabilir mi?
Din insanın ilgisini çeken, onu etkileyen önemli bir faktördür. İnsan dinle yoğun bir ilişki içerisinde bulunmakta, boyutları farklı olmakla beraber, onda dini inanç , dini düşünce, dini duygu ve dini tutumlar ortaya çıkmaktadır.
İşte insanın dine karşı ve lehte ya da aleyhte takındığı tutumlarını, dinin insanın hayatına intikal eden, yansıyan görünümlerini, insanın düşünce, duygu ve davranışları içerisinde dini özellik taşıyan her belirtiyi ve bunların oluşumu, gelişimi ve değişimlerini psikolojisinin bir dalı olan din psikolojisinin mercek altına alınarak, incelendiği güzel bir eser.
Kendisini ; insan psikolojisi , inanç sistemi ve paranormal yaşanmışlıkları bir araya getiren bir araştırmacı olarak adlandırmış Dilek Karakuş. O aynı zamanda başarılı bir terapist. Bu kitapta , kendi özel tekniklerini kullanarak yaptığı çalışmalarından bir kaçını sunmuş okura.
Anlamlandıramadığımız olaylarla karşılaştığımızda hiç birimizin aklına sebeplerini araştırmak gelmez. Yaşadıklarımıza verdiğimiz isim , duru görü , altıncı his vs. ile sınırlı kalır. Yeni tanıştığınız birisi için yıllardır tanıyormuş gibi hissetmekten tutun da , ilk defa bulunduğunuz bir mekânın her köşesini avcunuzun içi gibi biliyor oluşunuza kadar(farklı deneyimler yaşayanları da atlamayalım, olmuş ya da olacak önemli şeyleri birebir görebilmek gibi )herşey anlık bir duyguyla gelir , gider. İnanmak , inanmamak kişinin tercihinde tabii ki. Ancak tüm bunların bir açıklamasının olduğu gerçeği yadsınamaz.
Farklı kişilerle yaptığı seanslarda , reenkarnasyon konusuna derinden değinen Dilek Karakuş, amacının bu yoldaki farkındalığın artması olduğunun vurgusunu yapıyor. Paranormal olaylara şahit olduğumuz Geçiş , gerilim korku tadında bir seyir oldu benim için. Konuya uzak olmadığımdan , okuduklarıma * hadi canım, nasıl yani ..* gibi bir ifadeyle yaklaşmadım. ABD' de faili meçhul cinayetler dahil pek çok konuda medyumlarla iş birliği yapıldığı düşünülürse , reenkarnasyon, duru görü vs. gibi konuları belki de biraz daha ciddiye almak gerekir.
*Yaşamın olduğu yerde tekrar doğuş öyküleri bitmeyecektir.*
*Hep vardık ve hep var olacağız.
Keyifli bir okumaydı, meraklılarına tavsiyemdir.
Bir cümle okursunuz ve tekrar tekrar dönüp hatırlamaya çalışırsınız ya benim için öyle bir kitaptı. Bilgi yoğunluklu olduğu için kitaptan ara sıra kopabiliyordum ama tabii bu okurun okuma düzeyine de bağlı. Yani benim:) Kitap genel olarak neden inancın insan hayatı için önemli olduğunu vurguluyor. İnancı çoğunlukla İslam dini ile anlatıyor. İnsanın inancı tam olarak kafa karışıklığı olarak görmesini, insanın soyut düşünme becerisinin yetersiz olmasıyla ilişkilendiriyor. Yazarın da dediği gibi somutlaştırma arzusu insanın zayıf taraflarından birisidir. Kitapta bunun gibi size farkındalık kazandıracak bilgiler bulunuyor. Okuyacak okurlara iyi okumalar dilerim :)
·
Puan vermedi
Bu güne kadar bilinçli veya bilinçsiz üyesi olduğum herhangi bir grubun, hayatımı, yaşamışımı, muhakeme yeteneğimi nasıl etkilediği konusunda ders niteliğinde bir kitap oldu. Sınıf, mahalle, il, bölge, futbol takımı, siyasi parti yahut inanç grubu gibi farkında olmadan içinde olduğumuz ve zamanla kitle haline geldiğimiz tüm bu oluşumları tekrardan gözden geçirip birey olmanın farkındalığını en üst seviyede göstermesi açısından çok güzel. Roman okumalarının arasına aldığım bu deneme kitabı muadillerine göre sıkıcı olmayan anlatımıyla, herhangi bir grubun sağduyulu sesi olmayı öğretiyor. Bilinçsiz yığınlar olmanın psikolojisini ortaya koyuyor. Ayrıca yazarın, Aydınlanma döneminin en önemli olaylarından Fransız İhtilaline ev sahipliği yapan ülkesini cüretkar bir biçimde eleştiriyor olması evrensel bir çıta belirliyor olması açısından önemli. Elbette ki her söylediğini tartışmasız kabul etmiyorum ama söylediği bir çok şeyi ders kitabı olarak okutulması gerektiğini düşünüyorum. Gerçi derslerimizi ne kadar iyi çalıştığımız tartışılır ama neyse, bize büyük bir niyet değişikliği lazım. Toplumsal anlamda ahlaksal bir devrim ve kendi gibi olmayana da insanca yaşamayı hak gören bir bakış açısı.. Dilekler uzayıp gidiyor, farkındalık ise sadece üzüntü veriyor Kitabı çok beğendim tavsiye ederim..
Ortaçağ Felsefesi ~ Joseph Rickaby
İnsanlar, felsefenin bin yıldan fazla bir süre boyunca 'karanlık çağlar' içinde olduğunu düşündüler ve neredeyse bir tür kış uykusuna yattığına inandılar. Ancak günümüzde bu döneme yeni bir bakış açısıyla uyanıyoruz. Modern zihin kalıplarından kurtuluyor, geçmişteki felsefi düşünceleri şimdi takdir
