Sana, beni asla tanımamış olan sana.” cümlesiyle başlayan, tek taraflı bir aşkı her ayrıntısına kadar okuduğumuz bir kitap.
Bir kadının 13 yaşından 30 yaşına kadar içinde yaşadığı tutkulu aşkı mektuplara aktarması... Onu hiçbir zaman görmeyen, fark etmeyen bir erkeğe...
Bir insanı beklenti olmadan, onun sevgisini hissetmeden, varlığına hiç ihtiyaç duymadan kendi içinde hissettiği sevgi ile bir ömür sevebiliriz. Çünkü gerçek aşk bunu gerektirir.
‘Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır.’ der. Erich From
Garip bir şekilde, mektupları yazan kadının yerine kendimi koydum. Bir aşk bu kadar tutkulu, derin olabilir mi ki?
Ve tabii bir adam, kendine tutulmuş bir kadına nasıl bu kadar kör, umursamaz olabilir?
Koskocaman bir belirsizlik içinde aslında kadın. Zaten kitabın adından da anladığımız üzere. Böyle bir ilişki de en büyük zararı kişinin kendisine verdiği aşikâr.
Duyguları çok içten, masum ve hüzünle yansıtmış bi mektup ve sanki yaşamışçasına hissettiğim gözlerimin dolduğu, sinirlerimin altüst olduğu bir kitap.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226.3k okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
Sevmek bir sanat mıdır? Erich Fromm, kitap boyunca sevginin disiplin, yoğunlaşma ve sabır isteyen bir sanat olduğunu ifade eder.
Daha en başından okuyucularını uyarır; bu kitabın sevme sanatı ile ilgili bilgiler içermediğini. Kitabın muhtevası itibariyle kişinin belli bir olgunluk düzeyine erişmeden sevgiye ulaşamayacağını anlatmakta olduğunu
125 syf.
8/10 puan verdi
Hiç şüphesiz hepimiz seviyoruz. Birini, ya da bir şeyleri... Peki, nicin seviyoruz? Nasıl seviyoruz?
Gerçekten seviyor muyuz? Yoksa sevilmek icin mi uğraşıyoruz?
Biz sevdiğimize bağlı miyiz? Yoksa bağımlı miyiz!? Bizim kişilik yapımız nasıl? Kendimizi ne kadar tanıyoruz? Kendimizi ne kadar seviyoruz?
Her birimiz seviyoruz. Peki, neden bu kadar
Psikoloji
#okudumbitti
#kitapyorumu
#kitapyorum
-MELTEM SOYUGÜZEL - SEVGİNİN DİLİ-
"Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır."
Merhaba Arkadaşlar. Sıradaki kitap yorumum yine kişisel gelişim türünde bir kitap okumak oldu.
Meltem Soyugüzel'in kaleminden okuduğum ikinci kitabı oluyor bu kitap. Şimdi biraz size kitaptan biraz
Sevme Sanatı
Sevme’ nin Eğitimi
Sevme’ nin Disiplini
Sevmek içinde eğitilmek mi gerekir diyenlere çok güzel açıklayıcı bir kitap geliyor
Sevmek için önce kendinde başlamalı insan sonra etrafındaki her şeyi sevebilmeye kadar devam etmeli
Yaratıcıyı sevmek
Ana ve babayı sevmek
Sevmek özbenliğine ulaşmak aynı zamanda iç disiplini oluşturabilmektir.
Sevme Sanatı Sabır işidir;
Sabrın ne demek olduğunu anlamak için yürümeyi öğrenen çocuğa bakmak yeter. Çocuk düşer, kalkar, gene düşer; gene de yürümeye çalışır, yavaş yavaş öğrenir, sonunda bir gün hiç düşmeden yürür.
Yetişkinlerde birşeyi öğrenmeye çalıştıklarında bu sabıra ve yoğunlaşmaya ihtiyaç duyar.
Sevgi bir inanma işidir; inançı az olanın sevgisi de azdır.
Gerçekten inanmak isteyen kişi bunu bir çocuğun yürümeyi öğrendiği gibi öğrenebilmesi gerekir.
Gerçekten sevdiğinizi sandığınız birisini acaba gerçekten seviyor musunuz? Bir kişiyi ya da bir nesneyi o olmadan yaşayamam, hayatın bir anlamı olmaz diye mi seviyorsunuz? Kendinizi tanımadan ve sevmeden başkasını sevmeye kalkıyor musunuz? Cevaplarınız tereddütlüyse sevme, sevme sanatı hakkında öğreneceğiniz çok şey var derdi Erich Fromm. Kitap
