Ölümcül Bağımlılıklar ve Basiret Tutulmaları
Tevhidi dünya görüşüne ve hayat tarzına dayalı inançlarımız/değerlerimiz/ilkelerimiz, bizim hiçbir şekilde vazgeçemeyeceğimiz organlarımız/uzuvlarımız gibidir. Aziz İslâm'ın sembolik/törensel/bireysel/manevî bir sisteme dönüştürülmüş olması, bizlerin, birer birer hayati organlarımızı/uzuvlarımızı kaybetmekte olduğumuzu gösterir. Pragmatik/göreli/faydacı bir dünya/hayat/toplum anlayışı bugün, bütün inanç ve ilkeleri, bütün kimlik ve kişilikleri vazgeçilebilir hâle getiriyor.
Sayfa 16 - MahyaKitabı okudu
Ama sen mutluluğu haz almak olarak düşünürsen ,bir müddet sonra haz peşinde koşan bir zavallıya dönüşürsün . Zavallı diyorum , çünkü insan vücudu hazzı depolayamadığından , sürekli olarak bu duyguyu tekrarlama ihtiyacı duyacak ,haz almak yaşamının anlamına dönüşecek ,Haz almadığın her an-ki bu da yaşamının büyük bir kısmına tekabül edecek -hayat sana boş ve anlamsız gelecek.Daha fazla haz dolu bir yaşam sürmek için çiğnemeyeceğin ilke , ihlal etmeyeceğin kural kalmayacak .Zaten insanlık ,haz arayışındaki bu kontrolden çıkma halini önlemek ,frenlemek için toplumsal yaşamı dinle ,ideolojiye ,felsefeyle veya hukukla düzenlemek zorunda kalmadı mı ?Biz bu isteği inançlarımız ,ilkelerimiz ya da kurallarımızla sınırlamaya çalışıyoruz sadece .
Sayfa 276 - dipnot yayınlarıKitabı okudu
Reklam
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
79 günde okudu
"Hayatım hayatımın romanı olsun" diye başlayım bende.. Evet sıkça karşılaştığım bir kitaptı, en çok yarım bırakılan kitap olduğunu bildiğim için yeltenmedim bile kitabı almaya.. Birgün arkadaşım da gördüm ve bu kitap hakkında konuşmaya başladık. Ben de doğrusu kıskandım arkadaşımı ve içimden kesin alıp okumalıyım dedim ve serüvenim
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061bin okunma
Bazen içtiğin kahveden, yediğin yemekten, sevdiğin şarkıyı dinlemekten, bazen bir sevişmeden, özlediğin bir arkadaşını görmekten, bir çocuğun gülen gözlerinden, batan güneşi izlemekten bazen, bir şiirin dizesinden, bir kadeh şaraptan ya da bir anne sıcaklığından da alırsın o hazzı. Bazen ibadet edip yakarmak tanrıya, bazen bir tapınakta inzivaya
İnsan vücudu hazzı depolayamadığından, sürekli olarak bu duyguyu tekrarlama ihtiyacı duyacak, haz almak yaşamının anlamına dönüşecek. Haz almadığın her an hayat sana boş ve anlamsız gelecek. Daha fazla haz dolu bir yaşam sürmek için çiğneyemeyeceğin ilke, ihlal etmeyeceğin kural kalmayacak. Zaten insanlık, haz arayışındaki bu kontrolden çıkma halini önlemek, frenlemek için toplumsal yaşamı dinle, ideolojiyle, felsefeyle veya hukukla düzenlemek zorunda kalmadı mı? Beynimizin haz arama isteği sınırsızdır. Biz bu isteği inançlarımız, ilkelerimiz ya da kurallarımızla sınırlamaya çalışıyoruz sadece.
Sayfa 276 - DipnotKitabı okudu
Tevhidi dünya görüşüne ve hayat tarzına dayalı inançlarımız/değerlerimiz/ilkelerimiz bizim hiçbir şekilde vazgeçemeyeceğimiz organlarımız/uzuvlarımız gibidir. Aziz İslam'ın sembolik/törensel/bireysel/manevi bir sisteme dönüştürülmüş olması bizlerin, birer birer hayati organlarımızı/uzuvlarımızı kaybetmekte olduğumuzu gösterir.
Reklam
İnançlarımız ve İlkelerimiz
"Karan, çocuğun tam gözlerinin içine bakarak, "Allah nerede?" diye sordu. Çocuk durdu, dudakları yavaşça yukarı kıvrıldı. Elini kaldırdı, avucunu kalbine bastırdı, bir an olsun düşünmeden, "Burada," dedi. Karan gülümsedi, gözlerini kıstı. "İkinci soru," dedi tek nefeste. "Atatürk nerede?" Küçük Mustafa, masmavi gözlerine yayılmış bir parıltıyla işaret parmağını kaldırdı. Parmağını şakağına bastırarak zihnini işaret etti. "Burada," dedi. Karan elini Mustafa'nın omzuna koydu, omzunu sıkarken küflü siyah gözleri şu an parıl parıl parlıyordu. "Halit abin doğru söyledi, Mustafa," dedi boğuk bir sesle. "Bu memleketi kurtarırsa, yalnızca senin gibiler kurtarabilecek.""
Sayfa 53 - Dokuz YayıncılıkKitabı okudu
İnançlarımız ve ilkelerimiz bize bir kimlik, irade, benlik, davranış tarzı kazandırır.
Sayfa 225