Karanlık Oda
Bilinçaltınız sizin büyük, karanlık odanızdır. Düş hayatınızın geliştiği gizli yerdir. Dolayısıyla, sizi siz yapan unsurlar isminiz, giyim tarzınız, ebeveynleriniz, mahalleniz ya da sürdüğünüz araba değildir. Siz, inançların ışık ve gölge olarak imgeden imgeye geçip o gizli, karanlık odada şekil bulmuş olan halisiniz.
'Bir cehennem azabı çekiyorlar sanki... Acaba kendileri bunun farkındalar mı?' Farkında olmadıklarını biliyordu, eğer olsalardı, her gün daha refah, daha yeni alet edevat, belki birbirlerinin üzerinde daha fazla tahakküm gücü elde etmekten başka umutları, 'hayat standartlarını' yükseltmek arzusundan başka bir amaçları ve gerçeklerle örülmüş bir inançları olmadan, hayatlarının böylesine boş, böylesine müphem acıların içinde sürüp gitmesine göz yumamazlardı herhalde.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Bizans, Greko-Romen kültürünün son kalesi olarak varlığını sürdürdü; çünkü imparatorluk bürokrasisi, Yunanca konuşan okumuş bir tabaka tarafından üstlenilmişti. Ama bu tabaka, üretimi örgütleyen ya da ona katkıda bulunan bir grup olmaktan çok başkalarının üretimi sırtından yaşayan bir gruptu. Bu nedenle maddi dünyadan uzak oluşuyla gurur duyar ve üretime yakınlığı artık ürünün kendi ceplerine gitmesini önleyebilecek herhangi bir sınıfın ortaya çıkmasından korkardı. Bizans kültürünün bilgiç, verimsiz kimliğini açıklayan olgu budur. Bu ayrıca, hurafelerin ve büyüye dayalı inançların bütün toplumsal gruplar arasında sahip olduğu gücü de açıklar. Papazlar en azından yarı cahildi ve onların ilettiği mesajlar basitleştirilmiş aziz hikâyeleri, mucize öyküleri ve kutsal emanetlerin sihrine olan inançlarına dayanıyordu. Paganizmin insanlara yerel tanrılar sunduğu yerde, şimdi Hıristiyanlık onlara yerel koruyucu azizler sunuyordu. Ana tanrıça kültü, Bakire Meryem kültüne dönüşmüş tü. Bereket törenleri, büyük perhizin arife günü karnavalları ve Paskalya seremonileri halini aldı.
Sayfa 126Kitabı okudu
Birden ilkbahar geldi mi, renkler, gökyüzü ve doğal ışıkların parlaklığı değişiverir. Taksim Alanı'nda çiçek satan çingenelerin sayısı ve çiçeklerin çeşidi artar. Kentin en güzel görüntülerinden biridir bu. İstanbul'da başlayan ilkbaharı bırakıp, daha ileri bir ilkbahara, Antalya'ya gidiyorum. Gemi bulutlu bir havada kalkıyor. Fantom uçakları kentin tepesinde deneme uçuşları yapıyor, ama bir süre sonra bu savaşı anımsatan gürültüden uzaklaşacağım. İçim coşkuyla dolu, inançlarım daha bir güçlü, sapasağlamım. Her konuda sanki en doğru düşünceye ulaşmışım. Böyle anlarda insan hem güçlü hem de mutlu oluyor. Gene her ayrıntıya dek bakmak, uzakta kıyı şeritlerini, denizin yüzeyini ve bununla birlikte dünyanın tüm zamanlarını düşünmek istiyorum.
Çoğumuz -bilmeksizin- çatışmaların yrticı pençesine düştüğümüz için, yaşamları' bu çalkantıların olumsuz etkilerinden uzak ve düzgün bir yoldan akıp gidiyor gibi gözüken insanlara imrenme ve hayranlık duyma eğilimi gösteririz. Bu hayranlık nesnel bir temele dayanabilir. Sözkonusu insanlar kendilerine ait değerler basamağını oluşturan ya da çatışmalarla geçen yıllar ve karar verme ihtiyacının alt-üst edici gücünü yitirmesi yüzünden bir dinginlik ölçüsüne ulaşan güçlü insanlar olabilirler. Ama diş görünüm aldaticı olabilir. Bizim imrendiğimiz insanların birçoğu duygusuzluk, uydumculuk (conformity) ya da fırsatçılık yüzünden, bir çatışmayla gerçek anlamda yüzyüze gelme ya da bunu kendi inançları temelinde gerçek anlamda çözmeye çalışma yetisinden yoksundur ve sonuçta sadece anlık çıkar peşinde sürüklenmektedir.
TUTARLILIK KURAMLARI: Bu kuram, inanların inançları, tutumları ve davranışlarının bir birleriyle tutarsız olması durumunda, rahatsızlık duyacakları varsayımına dayanır. UYUM KURAMI: Söz konusu olabilecek en iyi uzlaşma yolunun, bireyin kendi davranışları, gerçekler hakkındaki bilgileri ve üzerinde var olduğunu hissettiği toplumsal baskılar doğrultusunda kendi inançlarını kullanmak olarak belirtilmektedir. Örneğin; Diş ağrısı çeken bir kişinin her akşam ağrıyı gidermek için ağrı kesici ilaçlar alması tedavi yoluna gitmeyerek kendince tedbir almış olması. ALGILAMA YAKLAŞIMI: Korkulara karşı kişinin tutumunu değiştireceğini öngörür. Bu görüş kişinin tutumunu değiştirecek farklı bir değerin algılanmasıyla oluşur. OBJEKTİF DENGE KURAMI YAKLAŞIMI: Yaşam tarzı olarak ayı görüşte olan kişilerle irtibat kurmak genellikle daha rahat olmaktayken, farklı görüşteki insanlarla iletişim kurmak ve ikna etmek bir hayli zordur. BİLİŞSEL ÇELİŞKİ KURAMI YAKLAŞIMI: Kişi, kendisinin vermiş olduğu kararlar karşısında çelişkiye düşmesi, ikna sürecinde olumsuzluk yaratacaktır. Kişinin tutum ve davranışının birbirleri ile belli bir tutarlılık içerisinde olması gerekmektedir. Aksi takdirde kişi rahatsızlık duyacaktır.
Reklam
1.000 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.