Ulusun birliği
İnançsızdılar: Çünkü ulusal davanın kesinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar: Çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler: Çünkü tek kurtuluş Dayanağını ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı.
Efendiler,görüştüğümüz kişi veya kişiler bizimle düşünce ve görüş birliği yaparak ayrılmıştı. Fakat,İstanbul Meclisi'nde,"Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Grubu"diye bir grubum kurulduğunu işitmedik. Niçin?Evet,niçin?Buna bugün cevap isterim! Çünkü Efendiler,bu grubu kurmayı vicdan borcu,millet borcu bilmek durum ve kabiliyetinde bulunan efendiler inançsızdılar...korkaktılar...cahildiler. İnançsızdılar;çünkü milli davanın ciddiliğine ve kesinliğine ve bu davanın dayanağı olan milli örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar;çünkü milli örgütten olmayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler;çünkü tek kurtuluş dayanağının millet olduğunu ve olacağını takdir edemiyorlardı. Padişah'a dalkavukluk ederek,yabancılara hoş görünerek,yumuşak ve nazik davranarak büyük amaçların gerçekleşebileceği gafletini gösteriyorlardı. Bundan başka,efendiler,nankör ve bencildiler... Milli ülkü ve milli örgütün kısa bir zamanda sağladığı şeref ve varlığı küçümsüyorlardı. Ortaya çıkan bu durum ve varlığın kolayca elde edilmiş olduğunu sanıp şüpheye düşerek çirkin gururlarını tatmin sevdasına düşüyorlardı...
Sayfa 316Kitabı okudu
Reklam
İnançsızdılar, çünkü milli emellerin gerçekliğine ve kesinliğine ve bu emellerin dayanağı olan milli örgütün güçlülüğüne inanmıyorlardı. Korkaktılar, çünkü milli örgüte bağlılığı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler, çünkü tek kurtuluş dayanağının millet olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı. Padişah'a yaltaklık ederek, yabancılara hoş görünerek, yumuşak ve nazik davranarak, büyük amaçların elde edilebileceği gafletini gösteriyorlardı. Bundan başka, nankör ve bencildiler. Milli düşünce ve milli örgütün kısa bir zamanda sağladığı onur ve varlığı küçümsüyorlardı. Ulaşılan durumun kolayca elde edildiğini sanmakla çirkin gururlarını tatmin sevdasına düşüyorlardı...
İnançsızdılar; çünkü milli davanın ciddiliğine ve kesinliğine, bu davanın kaynağı olan milli örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü milli örgütten olmayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının millet olduğunu ve olacağını göremiyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, yumuşak ve nazik davranarak büyük amaçların gerçeklestirilebileceği gafletini gösteriyorlardı.
Sayfa 110Kitabı okudu
Fakat İstanbul Meclisi'nde “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Grubu" diye bir grup kurulduğunu duymadık. Niçin? Evet, niçin? Buna bugün yanıt isterim! Çünkü efendiler, bu grubu kurmayı vicdan borcu, ulus borcu bilmek durumunda ve yeteneğinde bulunan efendiler, inançsızdılar... korkaktılar... cahildiler İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve kesinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, ılımlı ve kibar davranarak büyük amaçların elde edilebileceği aymazlığı gösteriyorlardı
İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve keskinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, ılımlı ve kibar davranarak, büyük amaçların elde edilebileceği aymazlığını gösteriyorlardı.
Sayfa 244
Reklam
Nutuk'tan: "Efendiler, ulusun istek ve amaçlarının kısa bir programa temel olacak şekilde toplu olarak ifadesi de görüşüldü. Misâk-ı Millî adı verilen bir programın ilk taslakları da bir fikir vermek amacıyla kaleme alındı. İstanbul Meclisi'nde bu esaslar gerçekten toplu bir şekilde yazılmış ve belirtilmiştir." "Efendiler, her görüştüğümüz kişi veya kişiler bizimle görüş ve fikir birliği içinde yola çıkmışlardı. Fakat İstanbul Meclisi'nde "Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Grubu" adında bir grup kurulduğunu duymadık. Niçin?.. Evet, niçin?.. Buna bugün yanıt isterim!.." "Çünkü efendiler, bu grubu kurmayı vicdan borcu, ulus borcu bilmek durumunda ve yeteneğinde bulunan efendiler, inançsızdılar... korkaktılar... cahildiler..." "İnançsızdılar, çünkü ulusal davanın önem ve kesinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı..." "Korkaktılar, çünkü ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı..." "Cahildiler, çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek ılımlı ve kibar davranmak, büyük amaçların elde edileceği aymazlığını (gafletini) görüyorlardı..." İşte bu kadar nettir Atatürk... Tek dayanak ulus olduğu hâlde hâlâ başka yerlere yalvaran cahiller aramızda yok mu?..
İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve keskinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, ılımlı ve kibar davranarak, büyük amaçların elde edilebileceği aymazlığını gösteriyorlardı.
Sayfa 242Kitabı okudu
İnançsızdılar; çünkü milli davanın önem ve kesinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının millet olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, ılımlı ve kibar davranarak büyük amaçların elde edilebileceği aymazlığını gösteriyorlardı.
Misak-ı Milli hazırlanıyor
Efendiler, her görüştüğümüz kişi ve ya kişiler, bizimle düşünce ve görüş birliği içinde ayrılmışlardı. Fakat İstanbul Meclisi'nde "Müdafaa-ı hukuk Cemiyeti Grubu" diye bir grup kurulduğunu duymadık. Niçin?! Evet, niçin? Buna bugün yanıt isterim. Çünkü efendiler, bu grubu kurmayı vicdan borcu, ulus borcu bilmek durumunda ve yeteneğinde bulunan efendiler, inançsızdılar...korkaktılar..cahildiler. İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve kesinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler, çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, ılımlı ve kibar davranarak, büyük amaçların elde edilebileceği aymazlığını gösteriyorlardı.
Türkiye iş BankasıKitabı okudu
Reklam
İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve kesinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı.
Sayfa 242 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve kesinliğine, bu İsteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı.
Efendiler, her görüştüğümüz kişi veya kişiler, bizimle düşünce ve görüş bir­liği içinde ayrılmışlardı. Fakat İstanbul Meclisi'nde "Müdafaa-i Hukuk Cemiye­ti Grubu" diye bir grup kurulduğunu duymadık. Niçin?! Evet, niçin? Buna bu­gün yanıt isterim! Çünkü efendiler, bu grubu kurmayı vicdan borcu, ulus borcu bilmek duru­munda ve yeteneğinde bulunan efendiler, inançsızdılar . . . korkaktılar. . . cahildiler. İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve kesinliğine, bu isteklerin daya­nağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını an­layamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, ılımlı ve kibar davranarak, büyük amaçların elde edilebileceği aymazlığını gösteri­yorlardı.
Sayfa 242Kitabı okudu
''İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve kesinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlike görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı.''
Sayfa 242Kitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.