Yazarı Oscar Wilde’ın ‘’Bir ruhun hikayesi’’ olarak tanımladığı Dorian Gray’in Portresi, Oscar Wilde’ın yayımlanan tek romanıdır. Yazıldığı dönem çok fazla tepki görüp bir çok tartışmaya yol açan bu eser yazarını yok eden bir kitap haline gelmiştir. Dorian Gray’in Portesi içinde barındırdığı konulardan dolayı yazıldığı dönemin çok çok ilerisinde
“Bu hayatta olmasa da başka bir hayatta görüşürüz.”
Selam, korsan kralın kızı serisinin ikinci kitabı olan Siren Kraliçesinin Kızı ile geldim, okudum bitti dediğim, kitabı kısaca özetlemek gerekirse “hayal kırıklığı”ndan öteye gidemeyeceğim bi kitap… İlk kitabı gerçekten çok sevmiştim. Her açıdan inanılmazdı. Karakterler sizi çekiyordu, kurgu sizi çekiyordu. Heyecan doruktaydı, kitabın genelinden sıkılmıyordunuz. Fakat ikinci kitap büyük bir hüsrana uğrattı. Yılın ilk hayal kırıklığı, nazar boncuğun olsun diyorum ama bi seriye böyle veda etmek istemezdim açıkçası. Bu kitapta bolca sıkıldım, bazı yerlerde sırf okumak için okudum. Ana karakterler resmen bu kitapta insanı sinir etmek için ant içmiş. Alosa’nın gereksiz ön plana çıkma, erkeklerden üstünlüğünü kanıtlama çabalamaları. Vallahi sıktı. İkinci kitapta Riden ile Alosa için doğru düzgün bi ilişki göremediğimiz için yakınmıştım, yine yakınıyorum. Bu kitapta bolca ikili sizi delirtecek. Yeter be, diyeceksiniz. Alosa Riden’a yaklaşıyor, Riden mızıkçılık yapıyor, Riden tamam diyor, Alosa bir garip davranıyor tamam sonunda güzel bitiyor ama oraya gelene kadar ömrüm bitti benim. İlk kitapta bayıldığım Riden bile canımı sıktı bu kitapta. Seri ikinci kitabı olduğu için sevenleri için mecbur okunacak ama beklentinizi düşürmenizi tavsiye ederim. Eğer ilk kitabı da pek de beğenmediyseniz hiç uğraşmayın, boşverin gerek yok… İyi okumalar.
Adını daha önce hiç duymadığım, duysam da ilgimi çekmeyecek olan bu kitabı,
K.'nın şu #29273368 iletisindeki etkileyici yorumuyla okuma kararı aldım. Şayet bir kitap bir insanı bu denli etkiliyor ve bu şekilde cümleler kurduruyorsa, o kitap mutlaka diğer okurlar tarafından da okunmalı diye
Martin Eden kitabı yazarın okuduğum sekizinci kitabı oldu. Bu güzel kitabı sindire sindire yavaş yavaş okudum. Bugüne kadar birçok uzun uzun inceleme yazdım bu platformda bir çok kitaba. Ama bu kitaba inceleme yazmak istemiyorum çünkü; kitap o kadar mükemmel ki bu kitabı anlatmaya burada kelimeler dahi yetmez.
Kitabı yeni bitirdim sıcağı sıcağına bu kelimeleri yazıyorum. Kitap resmen tokat gibi. Hele ki o sonu neydi öyle inanılmazdı. Tek kelimeyle uzun süredir ben böyle kitap okumadım.
Bu kitap dışardan bakıldığında yeşilçam sinemasındaki zengin kız fakir oğlan gibi görülüyor konusu. Ancak; kitap öyle metaforlar barındırıyor ki, içinde psikoloji, sosyoloji, felsefe ne dersen var. Bu hikayede
Jack London’nın Martin karakteri ile kendisini anlatığını ve onun ruh halini taşıdığını şahsen düşünüyorum. Özellikle sınıfsal çatışmalar ve Martinin, getto işçileriyle arasında yaşadığı sosyolojik tartışmaları yazar, çok üst seviye ve derin bir anlatımla okuyuculara aktarmış. Ayrıca; kitabı çeviren Levent Cinmere’ye de teşekkür etmek istiyorum. Türkiye İş Bankasından okuduğum bu eseri mükemmel çevirmiş çevirmen. Türkiye İş Bankası yayınlarından okumanızı tavsiye ederim.
Toplarlarsam; Martin bana bugün bir kez daha hayatı sorgulama şansı verdi. Bugün yeni bir bakış açısı daha tecrübe edindim. Çok fazla şey söylemek istiyorum bu kitap üzerine ama bence okumalısınız ve benim ne demek istediğimi sizlerde çok iyi anlayacaksınız. tek diyeceğim okuyun ve okutturun. Tüm 1000kitap ailesine keyifli okumalar diliyorum.
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390bin okunma
Vedat Akyol / Uykusuz
Bazı yazarların kalemini çok sevip bütün kitaplarını okur ve herkesin de okumasını isteriz ya. İşte Vedat Bey benim için o yazarlardan. Bütün kitaplarını çok severek okudum. Her kitabı farklı bir tarz ve kurgu içeriyor. #MaviTebeşir, #GenimdekiYabancı, #Kimliksiz kitapları dışında kolektif öykü kitabı olan #Pencere kitabında
İnsan beyni gerçekten inanılmazdı. Bilinç krallığı , mantık gibi her daim güvenilir bir klavuza sahip olmasına rağmen iktidarı bazen , duygusallık gibi bir cahile emanet edebilirdi.
İncir Kuşları adlı eseri nihayet okumuş bulunmaktayım. Kendime çok kızdım böyle bir kitabı neden bu kadar geç okudum diye. Öyle mükemmel bir eser bitirdim ki halen etkisindeyim. Yazarla tanıştığım ilk kitap oldu bu kitap. Yazarın başka kitaplarını da araştırıp listeme
Macera dolu bir kitap...
Yazarımız Henri Charriére'nin otobiyografisinden oluşuyor kitap.
İlk okumaya başladığımda çok sıkıldım, araya başka bir kitap soktum. Sonra kaldığım yerden ite kaka ilerlemeya çalıştım. Neredeyse pes edip yarım bırakacaktım, bir kaç sayfa daha ha gayret diye diye gazladım kendimi. Ama bir sayfadan sonra öyle akıcı bir
Başka kişilerin yüzlerinin insana kendi yüz ifadesini, içini ürperten en gizli düşüncelerini yansıtması ne kadar nadirdi? O kızın özdeşleşme gücü ne inanılmazdı
İnsan aklında olanı hemen yapmalı eğer ki yaparım diye düşünür ve zamana bırakırsa o olmuyor. Ben bu gönderiyi 2022 yılına girmeden önce de düşündüm. Çünkü üniversite yıllarında çok fazla film izlerdik. Özellikle Will Smith ve Dwayne Johnson filmleri artık tekrara girmişti. :D Üzerinden bir süre geçti ve film izleme işi çok yavaşladı. Malum 2 yıl
Jo Nesbo / Kardan Adam
Hepimiz yaşımız kaç olursa olsun kardan adamları severiz. Hatta kar yağdığında hemen bir tane yapmaya başlarız. Ben bu kitabı okuduktan sonra bir daha değil kardan adam yapmak, görmek bile istemiyorum sanırım. Yazardan okuduğum ilk kitaptı #KardanAdam. Polisiye gerilim tarzında olan bu kurguyu çok sevdim. Sürükleyici,