“Kırılıversem cam gibi”
[s. 33]
Size gencecik yaşta katledilen adamın şiirleriyle geldim bugün. Romanlarını okudum, hikayelerini okudum, eleştirilerini okudum, mektuplarını okudum… Ve her seferinde o acı yaşamı aklıma geldikçe kahroldum.
Sabahattin Ali kimdir? Eminim ki bunu bilmeyenimiz yoktur. 
Sabahattin Ali, mahkemelerde sürüklenen, işsiz kalan,
Aşk mı?, Saplantı mı?
Öncelikle kitaptan aldığım bir alıntıyla söze başlamak istiyorum.
"Sana, beni asla tanımamış olan sana."
söz o kadar derin ki kitabı özetler nitelikte benim için.
Kitapta bilinmeyen bir kadının aşkından söz edilmekte tabi buna aşk denilir mi bilmiyorum bence aşk kendine zarar vermek, hayatını bir adama/kadına adamak değil. Yaşamadan bilemeyiz ama aşk oda da ölen çocuğunun başında hissiz gibi aşığına mektup yazmak olmamalı.
Veya kitaptan aldığım başka alıntılarla devam edelim "Ben tanrıya da inanmıyorum artık, yalnızca sana inaniyorum"
"Başkalarına da bedenimi sattım seni aldatmış sayılmam" alıntılarını değerlendirisek zaten bunun aşk değil saplantı ya da takıntı olduğu kanaatine varmış oluruz zaten.
Onun dışında kitap akıcıydı şuan bu satırları kullanıyor olsam da okurken kendinizi kitabın içinde bulduğunuz için kadına hak veriyor ve onun gibi düşünmeye başlıyorsunuz kitap sizi tesiri altına alacaktır.
Arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine okuduğum bir kitaptı. 
Stefan Zweig yine çok güzel bir eser kaleme alan yazarımız bununla beraber tüm eserlerini tavsiye ediyorum:))
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226,2bin okunma
