Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Niye mi? Niye mi yaşıyorum? Belki inattan? Sırf inattan bel­ki. İnat olsun diye gülüyor, yemek yiyor, yatıp uyuyor, sonra yine uyanıyorum. Yalnızca inattan. İnat olsun diye çocuklar yapıp sa­lıyorum bu dünyaya, bu dünyaya! Kızların kalplerine ve kalçala­rına sevgim, yalan; onların gerçeği, korkunç, dehşet verici gerçe­ği hissetmesini sağlıyorum. Bu tüyler ürpertici, kansız, sarkık memeli, düz kalçalı, tükenmiş fahişeyi. Bir gemi inşa etmek, bir küreğe gereksinim duymak, bir kitap hazırlamak, bir lokomotif kazanını ateşlemek, şnaps damıtmak. İnattan hep! İnattan! Evet: yaşam! Ama inattan! Senin olsun di­yeceğim, gidip kendimi asacağım ha? Ben? Yarın bakarsın olur beklenen şey, yarın erkenden gerçekleşir, çıkıp gelebilir her an!”
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Reklam
332 syf.
10/10 puan verdi
"INATTAN HEP! INATTAN! EVET : YAŞAM! AMA INATTAN!"
Yitirmelerin, tüketmelerin, kaybetmelerin çığlıkları.. Ayrıcalıklı bir ruhun jilet kesikleri.. Karanlığın ve yalnızlığın en soğuk hali.. Ne derseniz deyin; herbiri gözlerinize saplanıp kalan, kelime görünümlü dikenlerden müteşekkil, yıkıntı edebiyatının en güzel örneklerinden biriydi okuduğum. Koca bir enkaza dönüşen evrenin, kara deliklerde
Ama Fareler Uyurlar Gece
Ama Fareler Uyurlar GeceWolfgang Borchert · Doğan Kitap · 2003503 okunma
İnattan hep! İnattan! Evet: yaşam! Ama inattan!
Sayfa 50