Biz iki kişiydik, ben ve iyi niyetim... ve ben hep o diğer ortağım yüzünden kaybettim.
Eskisi gibi hayatımda yeni sayfalar açamıyorum. Bir zaman önce bıraktım bunu. Harcamışım bazı şeyleri örneğin iyi niyetimi.
"Geriye dönüp baktığımda her şey kül... demek ki ateş benmişim." cümlesindeki , insanın kendine yaptığını başkası yapamıyormuş salt gerçeği buldum.
'Gözümde canlanır koskoca mazi ' şarkısını, hayallerim nerede ben neredeyim diye değiştirdim. İyide oldu.
Sarsılmaz dediğimiz her bağın aslında ne kadar ince temeller üzerine kurulu olduğunu fark ettim şu sıralar.
Öncelik verdiğimiz her şeyin aslında ne kadar kırılgan bir yapıda olduğu, en küçük hatanın bile kabul görmediği keskin bağlar...
Ve fark ettim ki karşıdaki kişiye verdiğimiz öncelikler bizi biz yapan detaylardan biri aslında. Nasıl bir yol çizersen öyle bir yolda yürürsün misali.
Bu zamana kadar çok yanlış seçimler yapmışım, yanlış kişilere öncelik tanımışım ve yavaş yavaş fark ediyorum yaptıklarımı. Hayat biraz da bir fotoğrafçı gibi kendini dışardan kamerayla izlemeye benziyor. ancak o zaman fark ediyorsun neyin doğru neyin yanlış olduğunu...
Hayat bana ne verirse şükür. Buna ayrılık, ihanet ve ölüm de dahil.. Farkında mısınız bizi çok üzen insanlardan sonra hayatımıza aldığımız insanlar hep onların bir tık üstü oluyor. Belki başka zaman olsa kahrımdan öleceğim durumlara gülerek tepki gösteriyorisem, bu hayatın bana verdiği en büyük armağandır. Ve ben bu armağanı aldım, kabul ettim.
A. Karaçay