Aslında gerek yeni, gerek eski paylaşımlarımda, İnsan tekamülünde nasıl yol almalı, nasıl bir yön çizmeli, nasıl bir amaca sahip olmalı, çok ince alt mesajlar ve çok ince detaylar veriyorum.. Bazı arkadaşların bu mesajları anladığını ve algıladığını ya da müşahede ettiğini görebiliyorum.. Ama yine de bu durum, Titanik batarken, hala eğlence peşinde keman çalan çalgıcıları ilgilendirmiyor tabii ki..
Evet koca bir yılı geride bırakırken bize yoldaş olan, dost olan, heran yanımızda olan, bize bizi anlatan çok güzel kitaplar okuduk...Kimisi ağlattı, kimisi güldürdü, kimisi heyecanlandırdı, kimisi bize çok güzel mesajlar verdi...okurken çok güzel cümlelere denk gelip tekrar tekrar okuduk, belki de birçoğunda kendimizi bulduk ve bilmediğimiz bir çok şeyi öğrendik...Her daim gözbebeklerim, can şenliğim kitaplarım, şiirlerim oldu...bazen bir dizeye, bazen bir paragrafa, cümleye, Söze aşık olduğum zamanlar oldu.Ve ben tekrar tekrar okumaktan hiç sıkılmadım aksine her okuduğumda her seferinde büyük bir haz aldım.Acısıyla, tatlısıyla geçirmiş olduğumuz bu yıl içinde çok severek okuduğum, beğendiğim kitapları sizler ile paylaşmak istiyorum... Martın Eden / Jack London Kardeşimin Hikayesi / Zülfü Livaneli Serenad /Zülfü Livaneli Oblomov / İvan Gonçarov Masumiyet Müzesi / Orhan Pamuk Nar-/Seyhan Livaneli Tutunamayanlar /Oğuz Atay Nar Ağacı /Nazan Bekiroğlu İnce Memed/Yaşar Kemal Toprak Ana/Cengiz Aytmatov Kürk Mantolu Madonna-/Sabahattin Ali Benim adım kırmızı /Orhan Pamuk Sefiller /Victor Hugo Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu / Stefan Zweig Şükrü Erbaş/ Bütün Şiirleri Gazap Üzümleri/John Steinbeck İnci / John Steinbeck Kral kaybederse / Gülseren Budaycıoğlu Acımak / Reşat Nuri Güntekin Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu, bol kitap okumalı bir yıl diliyorum.🙂
Reklam
bazı Devlet Üniversitelerinin yurtları bu ülkücülerin denetimindeydi. Yurt açıldıktan sonra fakülte, üniversite reisini de yanlarına alarak grup halinde oda oda geziyor, nabız yokluyorlardı. Kaydolmaya yanaşmayanlara ise ilk başta nazik bir dille ısrar ediyor sonrasında da "buraların denetimi bizde bir sorunun, sıkıntın olur ileride ona göre" gibisinden ince ince mesajlar veriliyordu. Odalar 6 kişilikti bizim odamızdan da 3 kişi biraz korkudan biraz da milliyetçi damarın baskısından onlara katılmıştı. Biz kalanlar ise siyasi olarak zıt kutuplardaydık ve bunu onlara belirterek, uzaklaştık. Ben Üniversiteye gitmeden önce ülkü ocaklarını tanıyan biriydim. Lisede bir arkadaşım ülkü ocaklarındaydı (şu an il başkanı) faaliyetleri ve düşünceleri üzerine bir sürü konuşmamız olmuştu ama üniversitede ülkü ocaklarından bihaber bir sürü kişi korkudan onlara katıldı. Sonrasında sürekli olarak kişileri bazı eylemlere çağırıyor, ocak binasına davet ediyorlardı. Bilgisiz olduğundan, memleketinden yeni ayrılıp ülkenin siyasi iklimini bilmediğinden sömürülen, mağdur olan bir sürü genç oldu. Fetullah gülen hareketi için de durum böyleydi. En güçlü olduğu dönemlerde okudum ben ve sırf gariban olduğu için oraya mecbur kalan onlarca kişi tanıdım. Geçmişinden günümüze siyasi, dini örgütleri asla bitmeyen bir kaos ülkesiyiz.
Adem

Adem

@Adem_yce
·
18 July 2022 16:39
İlhamlarını "Nasyonal sosyalizm''den aldıkları başlangıçta daha belirgindi. Ancak, faşizme duyulan geniş tepki yüzünden, kullanılan kavramlar giderek faşist literatürden uzaklaşmaya başladı. "Başlangıçta 'Komando' sözcüğünü benimseyen militanlar, partinin de isteğiyle 'Milliyetçi toplumcular' adını aldılar. Ardından 'Bozkurtlar, bir süre sonra da 'Ülkücüler' diye anıldılar. Önceleri olaysız sokak gösterileri yapan bu militanlar, 31 Aralık 1968'de Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği'ni basarak ilk şiddet hareketine giriştiler:
Sayfa 121
KU-DU-RUN..
Düzenli olarak kitap okuyor olmamdan mütevelli okumuyor olmanın verdiği eziklik ile kıskançlıklarını saldırgan bir üslupla klavye delikanlılığına soyunarak sahte hesaplardan yazdıkları mesajlar ile aleni bir şekilde ifade eden müptezeller!... Kitap okumayan bir öğretmen, ilaçları bilmeyen doktor gibidir şiarıyla düzenli olarak kitap okudum, okuyorum, okuyacağım... Profilimde yer alan kitapların hayal ürünü olmadığının ispatı adına siz müptezellerin gözlerinin içine sokarcasına gözbebeğim olan kitaplığımı kapak fotoğrafı olarak paylaşıyorum.. Bugün ve her gün bir elime kitabımı, bir elime ince belli cam bardağımdan çayımı alıp, yavaş yavaş kitabımı okumanın keyfini çıkaracağım.. KU-DU-RUN!...
Neden Mutlu Değiliz? Bir insanın huzuru ve mutluluğu, kendi içinde bir düzen kurmasına bağlıdır. Pek çok kimse, iç dünyalarında bir nizam, bir düzen kuramadıkları için sıkıntılı, bunalımlı, stresli oluyorlar. Yunus ne güzel söylemiş: “Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı.” diye. Huzur, içte sağlanan bir dengenin mey­vesidir. Dünya bir
76 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.