Öyle sıradan çiçeklerin açtığı gibi değil
Çocuklar düşlüyorum elinde balon
Çocuklar düşlüyorum seksekde sıra bekleyen
Çocuklar düşlüyorum arkadşını annesine şikayet eden
Zira Allah’a zalimi şikayet edenden öte..
Çocuklar düşlüyorum babasını kapıda bekleyen
Zira mezarı başında bekleyenden öte
Anneler düşlüyorum örgü Ören
Ceset elinde kefen koklayandan öte
Babalar var düşümde
Şefkatle yavrusunu öpen
Zira ölmüş bedeninden bir parça arayandan öte
Bayrak var düşümde
Özgürce dalgalanan göğünde
Fetihler var düşümde
Vaadini zikrullahtan alan
Aksi halde kopsun kıyamet
Kopsun ipler inceldiği yerden
Gelsin fatihler, olsun fetihler gülsün çocuklar,
Özgür olsun insanlık
Aksakallı Noelden beklemesin mucizeyi insanlık
Miracı peygambere veren Rahmandan öte..
.
.
C. Umay Çeltik 🪄
Dağın bile başka dağlara kavuşmayı başardığı bir özlemde
İnsan insana uzaktan bakıyor, ne yapsın
Emin olamıyor ki kimse şu sıralar, kendi insanlığından...
Dağın bile başka dağlara kavuşmayı başardığı bir özlemde
İnsan insana uzaktan bakıyor, ne yapsın
Emin olamıyor ki kimse şu sıralar, kendi insanlığından...
Seni düşünüyorum, suç sayılacak kadar hem de… Birbirini seven iki sevgilinin, nasıl olup da birbirini bu kadar acıtabildiğini… Senin içinde aşkın daha da ötesine geçmeye çalışırken, kaybolmayı nasıl başardığımı… Seni düşünüyorum, kendimi ihmal edecek kadar hem de…
Hani “Eşlik edecek biri var mı?” diye sorar girdiğin lokantadaki garson, ona göre servis açacaktır malum. Ve sen altı üstü bir mercimek çorbası içmek için uğradığın yerde, daima yakana yapışan o ikinci tekil şahısın eksikliğiyle yüzleşmek durumunda kalırsın yine. Eşlik edecek biri yoktur çünkü, varsa da o kişi hakkını gitmekten yana kullanmıştır çoktan. Yalnızlık gelip midene oturmuştur, tek lokma geçmez artık senin boğazından… Hayat, karın tokluğuna yaşayacağın bir aşkı dahi sana çok görmüştür.