İSTEMENİN TÜRLERİ!..
Bir gün Süfyan-ı Sevrî kadın evliyadan Rabia-tül Adeviye'nin yanına gittiğinde: "Mahzunum, mahzunum!" demiş. "Neden?" Diye mukabele etmiş Rabia Hazretleri. "İstemiyorum bu dünyayı da ondan..." "İşte bu derece istemektir! Bu senin mahzunluğun bir memnuniyetin arzusudur!" Şu kadın evliyanın sezişindeki inceliğe bakın! Bu da istemenin bu türlüsü...
Sayfa 115 - 4. Baskı, Ekim 1991, II. Bölüm, İslâm Tasavvufu, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
Son sahneyi göstermeden geçemem: Vedâ Haccında, Kainatın Efendisi... Kusvâ isimli devesi üzerinde, meyilli bir düzlükte yüzbinlerce insana, güneş alçalırken bir hutbe verirler. Bu, kelâm denilen müessisenin çıkabileceği stratos- fer, semânın son müntehâ noktası... Orada, bitmiş tamam- lanmış, fakat devam edecek olan bir (aksiyon)un hükümleri, tek tek billûrlaşır. Evet; bir akşam üstü, ikindi namazına doğru, güneş alçalırken, develerinde, doğrulurlar Sahabîleri- ne şöyle hitap ederler: "- Cahiliyet devrine ait her şeyi çiğniyorum!" İşte Mutlak İnkılâbın ilk (aksiyon) ölçüsü... Ölçüler birbirini tâkip eder: "- Ne Arabın Aceme, ne Acemin Araba üstünlüğü var! Hepsi insanoğlu, insansa topraktan..." Bu öyle bir kabilede söyleniyor ki, şimdi Acem kelimesinin mânasını anlayınca onu da anlayacaksınız: Biz acem deyince İran'lıyı anlıyoruz; değil... Arabın nazarında iki millet vardır dünyada: Biri Arap, biri Acem; yâni biri Arap, biri Arap olmayan herkes... İster Romalı, ister İranlı; hepsi Acem... Bakın inceliğe!.. Kavim gururunu görüyor musunuz? Böyle bir gurura karşı çıkmak cesaretini gösteren ve ondan faydalanmaya aslâ tenezzül etmeyen bir hamle, kuvvetini Allahtan başka nereden alabilir? Ve işte devamı: "- Size irşad edecek insan, kesik burunlu bir zenci olsa da ona itaat ediniz!"
Reklam
O Süfyan ki, kadın evliyadan Rabia-tül Adviye Hazretlerinin yanına gittiğinde: "- Mahzunum, mahzunum!" Demiş... "- Neden?" diye mukabele etmiş Rabia Hazretleri... "- İstemiyorum dünyayı da ondan..." " - İşte bu derece, istemektir! Bu senin mahzunluğun bir memnuniyetin arzusudur!" Şu kadın evliyanın sezişindeki inceliğe bakın!..
NFK Güzel Sanatlar Akademisinde hocalığa başladığında sınıfa girer tüm sınıf konuşmasını bekler herkes sesine kadar merakta... Şöyle bir yoklama yapar ve der ki: "Çocuklar garibinize gidecek ama sorayım; İslamın kaç mezhebi vardır? Bunu bana söyleyecek olan var mı? Tüm sınıf; -" Tıss.." Bir müddet sonra bir delikanlı kalktı ve ben söyleyeyim dedi. -"Niçin az önce söylemedin dedim" -"sebebi var efendim" dedi ve hepsini söyledi. Tek tek.. -Sordum ismin ne? -"Dimitro...." Hayasından da önce Müslümanların cevabını bekliyor. Bakın inceliğe...
Oğuz Atay
"Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim" dedi. Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: "Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda..." İnceliğe bakın be :)
Ayetteki inceliğe bakın
De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer Sûresi, 53)
Reklam
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.