"Dostluk" sözcüğü geldi aklıma. Ama herkes tarafından bilindiği şekliyle dostluk hiç ilgimi çekmeyen, yabancı, ekilmemiş toprak gibi bir şeydi. Oysa benim, onun taksiden inmesinden Roma'da vedalaşmamıza dek hep istediğim şey belki de bütün insanların birbirinden istediği, yaşamı yaşanabilir kılan şeydi. Bunun ilk önce ondan gelmesi gerekirdi. Sonra belki benden.
Bir insan diğerine tam anlamıyla vurulmuşsa, diğeri de ister istemez vurulmuş olsa gerektir, diyen bir yasa vardır bir yerde. Amor ch'a null'amato amar perdona. Seven hiç kimseyi sevilmekten dışlamayan aşk; Francesca'nın Inferno'daki sözleri. Bekle ve umutlu ol. Ben umutluydum, fakat istediğim şey hep buydu belki de. Sonsuza dek beklemek.
Sabahları yuvarlak masada oturup uyarlamalar üzerinde çalışırken hedeflediğim şey onun arkadaşlığı değildi, herhangi bir şey değildi. Sadece, başımı kaldırıp bakınca orada onu, güneş kremini, hasır şapkayı, kırmızı mayoyu, limonatayı görmekti. Başımı kaldırıp seni görmek, Oliver. Çünkü başımı kaldırıp baktığımda senin artık orada olmayacağın gün çok yakında gelecek.
" Cehennem'in başlarında İbni Sina, İbni Rüşd ve Selahattin'den oluşan küçük bir Müslüman topluluğu çıkar ortaya. Hektor, Aeneas, Hz. İbrahim, Sokrates, Platon ve Aristoteles'le birlikte Cehennemin ilk katına" atılmışlardır, Hıristiyanlığın esininden yararlanmadıkları için pek hafif (hatta onurlu) bir ceza gören erdemli dinsizlerin arasındadırlar."
(But this is not all that Dante has to say about Islam. Earlier in the
Inferno, a small group of Muslims turns up. Avicenna, Averroes, and Saladin are among those virtuous heathens who, along with
Hector, Aeneas, Abraham, Socrates, Plato, and Aristotle, are confined to the first circle of the Inferno, there to suffer a minimal
(and even honorable) punishment for not having had the benefit of Christian revelation.)
Dünyanın en çok satan yazarlarından Dan Brown’un İnferno (Cehennem) nüfusu azaltmak için kısır edici bir biyolojik silah üretilip kullanılıyordu öte yandan dünyanın en büyük dijital tv platformu ve Hollywood’un yerine geçen Netflix’in aileyi bitiren dizi ve filmlerini de unutmamak lazım.
Julian gülümsedi. "Ne güzel satırlar," dedi. "Dinlemekten hiç bıkmam. Ama nasıl oluyor da bir kraliçenin kendi kocasını banyosunda bıçakladığı dehşet anlarını anlatan bu satırlar bize böylesine güzel geliyor?"
"Ölçüsü yüzünden," dedi Francis. "Üçlü hece ölçüsü.
Seven hiç kimseyi sevilmekten dışlamayan aşk; Francesca'nın Inferno'daki sözleri. Bekle ve umutlu ol. Ben umutluydum, fakat istediğim şey hep buydu belki de. Sonsuza dek beklemek.
bir insan diğerine tam anlamıyla vurulmuşsa, diğeri de ister istemez vurulmuş olsa gerektir, diyen bir yasa vardır bir yerde.
amor ch'a null'amato amar perdona. seven hiç kimseyi sevilmekten dışlamayan aşk; francesca'nın inferno'daki sözleri.