Teksaslı bayan, bir koşturmaca içinde. Oraya telefon, buraya faks. Çok işim var havasında görünmeyi çok seviyor, aslında hiç bir işi gücü yok. Tüm bir mevsim hiç bir rol oynamayıp evinde oflayıp puflayarak, kapıcısını durup dururken fırçalayan, birisi bir yere davet ettiği zaman da: - Gelemem, hiç vaktim yok şekerim!
Oteldeki hesabımı ben mi ödeyeceğim, Teksaslı bayan mı, bilemiyoruz! Olsa olsa kaç dolardır benim otel vukuatım? Danışmaya, ürkerek hesabımı sordum. Hesabımın ödendiği belirtiİdi, ben telefon görüşmelerimi ödedim. Güzel. Hiç olmazsa, oteli bana ödetmiyorlar. Aslında hiç bir şey ödetmemeleri gerekirken, akşam yemeğinde benden borç alıyorlar. Komünist bu amerikalılar!
Reklam
zaten evlerin kerpiçliğinden uyanmalıydım
Santa Fe, kerpiç küçük evlerden oluşan, kızılderili köyümsü, şirin bir yer. Daracık sokaklar, bahçeler, dört bir yanda resim sergileri , hediyelik eşya dükkanları. Türkuaz taşından takılar. Meğer türkuaz taşı burada çıkıyormuş. O zaman bir türklük var demek ki burada, zaten evlerin kerpiçliğinden uyanmalıydım. Demek ki Aztek'ler türk ve asıl isimleri Aztürkler! Söylemeyi beceremedikleri için, zaman içinde Aztek'e dönüşmüş Aztürk sözcüğü, salak amerikalıların sakız çiğneyen ağızlarında. Öyle olmasa, neden türkuaz bu taşın adı?
Teksaslı bayan , daracık bir yolun tozunu dumanına arkadaş edip, bir çiftliğe ulaşıyor araba. Buranın bir sanat çiftliği olduğunu, kendisinin tiyatro serüveninin yıllar önce bu çiftlikte başladığını söylüyor. Herhalde, küçükken bu çiftlikte ırzına geçiyorlar, kızlığını yitirerek kötü yola düşüyor, artiz oluyor, bunu demek istiyor, diye yorumluyorum. Nasıl istersem yorumlarım.
Arada biri "Yes!" diyor, onu anlıyorum. Hepsi birden at gibi gülünce, gülünecek bir şey olduğunu anlıyorum, ben de onlara katılarak at gibi gülüyorum. Somut olarak pek bir bok anladığım yok.
bir düşüncenin not alınmasından çok hoşlanıyor amerikalılar.
Bir dosya kaadına bir Türkiye haritası çiziyorum, Marmara denizini çiziyorum. Geminin nerelerde dolaşabileceğini anlatıyorum. Kaada bir şey çiziktirilmesinden, bir düşüncenin not alınmasından çok hoşlanıyor amerikalılar. Eğer bir şey kimi kaatlara yazılıp çizilmişse bu bir projedir diye düşünüyorlar. Benim şak diye harita çizişimden etkileniyor esas çocuk Johny, alıyor haritayı eline, hem beni dinliyor, hem haritaya bakıyor, onaylarcasına baş sallıyor, pek bir şey demiyor. Son söz onda ya, son sözü söylemeden öncenin keyfini çıkarıyor gibi bir hali va
Reklam
284 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.