Annem ve babam bana dindarlık, sevgi, merhamet ve boyun eğmekten söz et­mişlerdi. Çok çabaladım. Ama dünyamda Tanrı olduğu sürece hedefleri­me yaklaşamadım bile. Yeterince boyun eğemedim.
Kendimi uzun süre alıkonulduktan sonra ansızın yaşamın içine salıveril­miş de sendeleyen bir tutuklu gibi hissediyorum.
Reklam
Edebiyat, müzik, film ve tiyatro doğururlar ve kendileriyle beslenirler. Yeni dönüşümler, yeni bileşimler ortaya çıkar ve yok edilir.
Film çekme sanatının benim kaçınılmaz bir anlatım aracım olacağı belliy­di. Yetersiz kaldığım sözcüklerden, yeteneksiz olduğum müzikten ve pek ilgi duymadığım resimden farklı bir dil aracılığıyla kendimi açıkladım. Ansızın çevremdeki dünyayla, aklın kısıtlayıcı denetiminden neredeyse tensel bir biçimde kurtulmuş, ruhtan ruha bağ kurmaya izin veren bir dille iletişim kurma olanağı bulmuştum.
Kendimi çözümsüz ve kavranıla­mayacak kadar karışık bir durum içinde buldum.
Düşünde, karısının yatakta öldürüldüğü­nü anladığı zaman sormuştu: "Ayna kırıldı, ama parçalar ne yansıtıyor?" Hâlâ iyi bir yanıtım yok!
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.