Felsefenin Kısımları Bölüm - 2
2– MANTIK Bu ilimde de, ne müsbet, ne de menfi yönden din ile alakası olan bir şey yoktur. Mantık ilmi, delillerin, kıyasların, burhanın, yani kesin delilin, mukaddimelerinin şartlarını ve bu mukaddimelerin nasıl birleştirileceğini, "hadd-i sahih" denilen doğru tariflerin şartlarını ve bunların nasıl birleştirileceğini inceler. Bu ilim,
#ayet
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Gündönümü TBMM tarafından Soyadı Kanunu kabul edildi. (1934) İbn Sînâ’nın vefatı (1037) Şüphesiz inkâr edenler Kur’an’ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleriyle devireceklermiş gibi bakar, ‘şüphe yok o bir delidir’ derler. Oysa Kur’an, âlemler için ancak bir öğüttür. (Kalem, 68/51-52)
Reklam
Maalesef Cumhuriyeti yalanlar üzerine inşa ettik! Bir tarafı yalan, diğer tarafı inkâr! Sonra da tuttuk : "Neden doğru insan yetiştiremiyoruz" diye ağlamaya basladık.Yalan ve inkarla beslenen çocuklar arasından 'doğru insan' nadiren çıkar. Gerçekler başka, öğretilenler bambaşka! İki ateş arasında bunaldık! Hepimiz derece derece ideolojinin narına yandık! Bugün bunun bedelini ödüyoruz. Yalanlarla, yanlıslardan bunalan ruhumuz, sonunda isyan etti: O isyanın içinden yeniden diriliş filizleniyor."Yeniden Türkiye" dedikleri bu olsa gerek. Tabiki bu durum Kemalistleri rahatsız edecek... "Yanıldık" deseler, huzur bulacaklar ama bunu da kendilerine yediremiyorlar.Ayrıca doksan senedir sevdiğin biri hakkında "yanılmak" ne demek. Eski hayatlarıne güzeldi oysa : "Atatürk büyüktü...En büyüktü...Ulu idi...Yüce idi...Gazi idi" ...Ebedi Şef idi...Yedi düveli yenmisti...Boyu uzundu...Sesi gürdü...Çanakkale Zaferini o kazanmıstı" diyor,itiraz edenleri 5816 sayılı "Atatürk'ü Koruma Kanunu" ile püskürtüp,keyif çatıyorlardı.
Sayfa 10 - Nesil YayınlarıKitabı okuyor
Mükemmelliyerçi anne baba diye yorumladım
Sevdiklerini söylerken bile kusur gözüyle bakıyorlardı. Her şeyde bizim iyiliğimizi düşündükleri için masumiyetlerini hiç tartışmaya açmıyorlardı. Ne yaptıysak onların gözünde yeteri kadar güzel, yeteri kadar yetenekli, yeteri kadar başarılı, yeteri kadar fedakar olamadık. Bir kere olsun yanıldıklarını itiraf etmediler. Kusursuzluk şeytanı o kadar gözlerini bağlamıştı ki en küçük bir hatayı bile Üzerlerine kondurmadılar. Sadece şikayet ettiler, suçla­dılar, inkar ettiler.
Alber Kamu'dan alıntılar
1. Azadlıq imtiyaz yox, ilk əvvəl məsuliyyət deməkdir. 2. Azad o kəsdir ki, yalan danışmağı bacarmır. 3. Tanrının varlığını inkar etmək hələ o demək deyil ki, heç bir əxlaq da yoxdur. 4. Mükəmməllik olmayan yerdə xoşbəxtlik də yoxdur.
Albert Camus
Albert Camus
Sonradan bu nun aptallık olduğunu anladım. Bunun, insanın yaşadığı hayatın büyük bir kısmını inkâr etmesinden başka bir anlamı yoktu. Bir gün, "sildim pişmanlığı payıma düşen hayattan" dedim. O günden sonra kusurlarımı sevmeyi öğrendim.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.