150 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, Adın Yazıldı Mücevher Taşa!
Falih Rıfkı Atay
Falih Rıfkı Atay
etkinliği kapsamında yapacağım ikinci incelemem olacak. Etkinlik için Link: ->> #27899814 Babanız Atatürk kitabı ile Atatürk’ü yeniden okumaya var mısınız? Kronolojik biyografi incelemesi yapacağım, biraz uzun olacak ama unuttuğumuz bazı bilgileri hatırlamamıza yardımcı olacak.
Babanız Atatürk
Babanız AtatürkFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2023670 okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Lütfen okuyunuz! Biraz uzun ama değer diye düşünüyorum.
"Mustafa"yı, "Kemal"i, "Gazi"yı ve "Atatürk"ü tafsilatıyla inci gibi işlemiş, İlber Ortaylı. Tam bir entelektüel kitabı. Gereksiz ya da ihtilafa düşürecek sözler yok kitapta. İlber Ortaylı kitapta dört kişiyi anlatmış sanki. O dört kişi kurucu bir lider olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürkİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 201811,3bin okunma
Reklam
Öngörü nedir?
Amerika 'dan bir kadın gazeteci geliyor ve şu suali soruyor: "İkinci bir cihan harbi olur mu? Atatürk" olur ve maalesef olacaktır, "diyor. "Niçin çıkacak?" "Çünkü kolonileri inhisar altında almakta ısrar eden İngiltere ve Fransa karşısında bir Almanya var ki, milli izzeti nefsi zedelenmiştir. Mütemadiyen soyulmaktadır. Versay Muahedesi' yle. Millet tahammül edemeyeceği bir yük altında kalmıştır. Vatanından parçalar bölünmüştür. Korkarım ki bu millet, - ki büyük teknik kabiliyeti haizdir- yarın milli gururunu okşayacak bir demagogun eline geçerse, dünyaya yeni bir harp getirebilir." Gazeteci soruyor:" Böyle bir harp olursa Amerika tarafsız kalabilir mi? Amerika harplerden bıkmış. " Atatürk devam ediyor:" Hayır, maalesef. Amerika bu harbe girecektir. Çünkü Amerika, Avrupa meselelerine artık angajedir. Katiyen buna seyirci kalamaz. Ticari, ekonomik, sosyal münasebetler o kadar sıklaşmıştır ki, Amerika artık bigane kalamaz ve o harbe Amerika girecektir. Sonunda da Amerika' nın dahil olduğu taraf harbi kazanabilir. "
Sayfa 127 - DünyaKitabı okudu
Atatürk'e hasta diyorlar. nasıl hastalığı?
1938 senesi ilkbaharında Kırşehir'in Köşker nahiyesinde zelzele olmuştu. Zelzele yerini öğrendik. Ulus'ta da çalışıyordum. Ulus bizi bir muhabir arkadaşla Kırşehir'in Köşker nahiyesine yolladı ve şafak sökerken zelzele sahasına geldik. İniltiler, ahlar, vahlar, yangınlar... Böyle bir manzara. Ve oraya giden ilk yardım diyeceğim veyahut da zelzeleden sonra ilk giden kimse olmak dolayısıyla hemen etrafımızı aldılar. Bizim kim olduğumuzu sordular. Sağ kalanlar, kimi yaralı, kimi yarasızdı. Gazeteci olduğumuzu öğrendikten sonra köylülerin bize sordukları sual şu oldu: ''Atatürk'e hasta diyorlar. Nasıl hastalığı?'' Orada bütün tüylerim diken diken oldu. Ve bir de orada duyduğum heyecanı hiçbir zaman unutmayacağım. Abdi İpekçi: Kaç yılında olmuştu bu? Cemal Işıksel: Bu 1938 senesinin nisan aylarında idi ki, Atatürk'ün birinci hastalık devresine rastlıyordu Adamlar kendi dertlerini unutmuş Atatürk'ü soruyorlar. Bunun manası çok büyük.
Anadolu'da Atatürk aleyhtarı neşriyat, gelişmektedir. Hatta bunların içinde üç ciltlik, dört ciltlik olanlar vardır. Mesela ruh hastası olan bir doktorun, Rıza Nur'un neşriyatı gibi. Kendi de yazılarında ifade eder, dikkatli okursak, kendisi bir ruh hastasıdır.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Atatürk ile İlişkilerimiz
Abdi İpekçi: Atatürk'le aranızın açılmasında etrafındakilerin, sofrasındakilerin telkinleri mi etkili olmuştur? İsmet İnönü: İçeride karışıklıkların olduğu, bir takım ciddi meselelerin belirdiği bir sırada idi. Atatürk ile oturmuş, vaziyeti mütalaa ediyorduk. Birden bana şunları söyledi: "Rejim aleyhtarlarının bir tek ümitleri vardır, bir tek ümitleri kalmıştır: Aramızda çıkacak ihtilaf... Seninle benim aramda çıkacak ihtilaf... İçeride, dışarıda ümit buna bağlanmıştır. Hatırında olsun bu..."
11 Ocak 1971 Deniz Gezmiş ve arkadaşları İş bankasını soydu (Resim) Canan Kaftancıoğlu: Mücadeleyi koşullarıyla değerlendirmezsek Deniz Gezmiş'e hırsız, Yılmaz Güney'e katil dememiz gerekmez mi? Bir de burdan bakalım. Canan Kaftancıoğlu karısı, nereden bakarsan bak. Deniz Gezmiş hırsız, Yılmaz Güney katildir. (Resim)Ekrem İmamoğlu: Mustafa
96 syf.
·
Puan vermedi
Emine ışınsu okuduğum ilk kitabı.Okurken diyorsunuz ki anlatımları ne kadar sıcak ve samimi.Çocukluğundan itibaren hayatını anlatıyor kitabında.Çocukluğunu, evliliğini ,çocuklarını, ülkeye vermiş olduğu mücadeleyi... Emine Işınsu Türk Milliyetçiliğine adını yazdırmış bir isim...Devleti, milleti için uğraşlar vermiş dava insanıdır.Rahmetli Türkeş' le yaşadığı hatıraları da ilgimi çekti. Mustafa Kemal Atatürk için " Bendeki Mustafa Kemal Atatürk sevgisi o kadar büyüktür ki, gönlümde İnönü'ye karşı pek fazla yer kalmamıştır. İnönü, malûm, bilinir.Benim onun hakkında söyleyeceklerim pek olumlu değil.Mesala onun çizdiği ve lanse ettiği " Atatürk" resminden hiç hazzetmem ve onun bir şekilde Atatürk takıntısı olduğuna inanırım; onu putlaştırarak, bir şekilde gözden düşürmeye çalışmıştır gibi gelir bana, çünkü , sanırım Cumhuriyet Türkiye'sinde ikinci adam olmayı bir türlü kabul edememiştir." Kitaptaki bu sözü okuyunca günümüz Türkiye' sindeki Mustafa Kemal Atatürk' ü kendilerine siyasi malzeme yapan insanlar aklıma gelmemiş değil. Kitapta Adnan Menderes' in ihtilalle asılmasından tutun, dönemin siyasi sağcı solcu meselelerine kadar hepsinden bahsetmiş yazarımız... Ben devletini, milletini seven insanların kitaplarının okunması taraftarıyım. Böyle yazarlarla tanışmak benim için mutluluk...
Kitap Şuuru
Kitap Şuuru
hediyesinden ötürü teşekkür ederim.
Kendimden Kendime
Kendimden KendimeEmine Işınsu · Ihlamur Yayınları · 2020114 okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Kahramanım Atatürk ile ilgili birçok belgesel, kitap ve anı okudum bugüne kadar.. Can Dündar'dan Sarı Zeybek belgeselini, Kurtuluş filmini defalarca izleyip her seferinde yaşlı gözlerle bitirdim hepsini.. Salih Bozok ve Yüce Atatürk'ün dostluğuna izlediğim ve okuduğum her şeyde rastladım tabi ki. Can Dündar tarafından özenle yayına hazırlanan kitabın, her cümlesini büyük dikkatle okudum. Salih Bozok'un anılarından, hiçbir yerde okuyamayacağım ve birçoğunu ilk kez duyduğum bilgiler edindim. Anılarda; Latife Hanım ve Atatürk arasındaki evlilik ve ayrılık, İsmet İnönü ile Atatürk'ün küslüğüne dair notlar ve mektuplar, Atatürk ve arkadaşlarının Cumhuriyet'i kurmak adına yaptıkları yolculuklardan mektuplar ve Atatürk'ün hastalığı ile ilgili birçok bilgi bulmak mümkün... Kitap, Yapı Kredi Yayınları arşivinden mektuplar ve fotoğraflarla tamamlanarak harika bir bilgi kaynağına dönüşmüş. Okurken gözyaşlarıma hakim olamadığım Atamın son günlerine de yer vermiş.. Ben e-kitap olarak satın aldım ve okurken hiç zorluk çekmedim.. Yüce Atatürk ile ilgili okuduğum ve en çok beğendiğim eserler arasında ilklerden oldu Yaveri Atatürk'ü Anlatıyor!
Yaveri Atatürk'ü Anlatıyor
Yaveri Atatürk'ü AnlatıyorCan Dündar · Can Yayınları · 2013395 okunma
"Yere bir Yunan bayrağı serilmişti. Atatürk bunu görünce kaşlarını çattı: "Bu ne?" dedi. Dediler ki "Efendim, Kral Konstantin buraya geldiği zaman Türk bayrağına basaraktan girdi." Biz de hakikaten o acı vakaya şahit olmuştuk. Fakat ne yapabilirdik?Müdahale etsek bizleri de orada kurşuna dizeceklerdi. Sabrettik ve dedik ki, "intikamını alırız." Fakat, Atatürk'ün büyüklüğü bakın ne kadar böyle insani bir duygusu var ki, "Bir bayrak" dedi, "Milletin şerefidir. Onunla oynanmaz. Rica ederim kaldırın bayrağı yerden. Kral bir hata işlemişse, bir gaflet yapmışsa aynı şeyi benim yapmama imkan yok. Evet, Yunanlılar bizim düşmanımızdır, mağlup ettik, denize döktük, iş bitti. Bayrak, bir milletin şerefidir."
Sayfa 169 - Dünya Kitapları (Sabahattin Selek)
En İlerici İki İnkılâp;
İsmet İnönü: "Harf İnkılâbı Atatürk İnkılâpları’nın en ilerisinde olanıdır. İnkılâplarda benim kanaatimce en ileri iki tanesi vardır: Biri harf inkılâbıdır, biri de kadınların cemiyete girmesi, kadın hürriyetidir. Bu ikisini en ileride görürüm ben."
Sayfa 47 - Thales, 1.Baskı, Röportaj: İsmet İnönüKitabı okudu
Tophane'deki Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan dolandırıcılık sanığı Sururi Hersek'in ağzına sakız yaptığı "Turancılık Olayı"acaba ne idi? Nasıl başlamıştı? Sonuçta ne oldu? Tüm bu gelişmeleri yine Türkeş anlatıyor: "1944 yılı, yakın Türk tarihinin en karanlık yıllarından biridir. 3 Ağustos 1938'de, ordu saflarına subay olarak katılmıştım. Bun­dan üç ay sonra büyük Atatürk'ü kaybettik. Devletin başına İsmet İnönü geçirildi. Dört bin yıllık tarihi bulunan Türk Askerlik Ocağı'nın bir mensubu olmaktan büyük övünç duyuyordum. Askerliği çok sevmiştim. Okumaya meraklı, biraz dayazan gençtim. ikinci Dünya Savaşı, lstanbul'u adeta Şanghay'a döndürmüştü. Çin sefaleti ve kozmopolit şehir entrikaları yaşanıyordu. Sefaletin artışıyla birlikte kamçılanan komünizm, şurada burada yuvalanıyordu. Kızıl Rusya lehinde propaganda, salgın bir hal almıştı. İşte böyle bir dönemde Başbakan Şükrü Saraçoğlu, TBMM kürsü­sünden şunları söylüyordu: - Ben, Türkçü bir Başbakanım. Türkçülük bizim için bir kültür mes'elesi olduğu kadar, birkan mes'elesidir. ••• Saraçoğlu'nun bu demecinin yanı sıra, o günün Devleti, her alan­ da ırkçı bir tutum içindeydi. Asker ve sivil yatılı okullara alınacak öğrencilerin Türk ırkından olması zorunluluğu, gazetelerde yayınlanan ilanlarda yer alıyordu. İnönü'nün Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde Turancılık ve ırkçılık, iç politika da geniş ölçüde uygulanıp, bu yönde propagan­dalar geliştiriyordu. "
Resim