İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır. Mustafa Kemal Atatürk
Biz her şeye, esirgeyen ve bağişlayan, çokça esirgeyen ve çokça bagislayan, hep esirgeyen ve hep bagislayan Rabbin adiyla baslayan adamlariz Anna. Büyücülerin, haramilerin, borsacilarin, reklamcilarin, korsanlarin, isgalcilerin, bankacilarin elinden kurtulmamiz da bundan.Sanayi devriminde bile, karanlik, rutubetli, çok bagirisli, çok nefessiz, çok
Reklam
İnsaf et Anna! Gidelim buralardan. Senin masumiyetini, bilgelik zamanlardan kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıpta gidelim. (Tarık Tufan)
" İnsan Sevince " ismini koyduğum ve on adet öykümün bulunduğu basıma hazır ( şu ana kadar bastırabilecek bir yayınevi bulamadım ) kitabımdan sizlere bir öykümü paylaşmak istiyorum. ( En kısa öykümü paylaşıyorum.) Eleştiri ve fikirlerinizle destek olursanız sevinirim. Daha çok kişiye ulaşabilmesi için paylaşabilirsiniz. Aşk Acı
Büyük velilerden Bayezid-i Bestamî hazretleri. Bir gün tımarhanenin önünden geçiyor. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüyor: -Ne yapıyorsun? Hizmetçi: -Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum. -Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? -Hastalığını söyle. -Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum.. -Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum.. Parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli,(!) Bayezid-i Bestamî hazretlerine: -Gel dede, gel! Senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim, diye seslendi. Bayezid-i Bestamî hazretleri, delinin yanına sokularak: -Söyle bakalım, benim derdime çare nedir? dedi. Deli(!) şu ilâcı tavsiye etti: -Tevbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır... Kalb havanında tevhîd tokmağı ile döv, insaf eleğinden geçir, göz yaşıyla yoğur, aşk fırınında pişir... Akşam-sabah bol miktarda ye... O zaman göreceksin senin hastalığından eser kalmaz, dedi. Bu güzel ilâcı öğrenen Bayezid hazretleri: -Hey gidi dünya hey! Demek, seni de deli diye buraya getirmişler, deyip oradan ayrıldı. {alıntı}
SUSUYORUM Susuyorum, Konuşmaya değmez bu dünya Kötülük başlara taç olmuş Açlık, kin ve öfke kaplamış yeryüzünü Savaşlar nedensiz, ölümlerse cinayet Konuşacak ne var ki?
Reklam
Yüzüme karşı git diyorsun ama sanki gözlerin kal der gibi gibi Yeter çektiğim insaf et gayri senin bana gönlün var gibi gibi ...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.