Bir insanın travmalarının olması onu sağlıksız biri yapmaz . Farkında olan , kabullenen ve kendini onarmak için çözüm arayan her insan sağlıklıdır. Asıl sağlıksız olanlar ; asla yüzleşmeyen, kabullenmeyen ve çözümü , diğer insanları hasta ederek sağlamaya çalışanlardır .
Dolayısıyla toplumumuzda kendini başkalarına tabi kılarak iyi olmaları öğretilen ve er ya da geç bunu yapmasının bırakın ekonomik bir getirisi olmasını mutluluk dahi sağlamadığını fark eden kişilerin neden bu denli kırgın ve öfkeli olduklarını anlamak güç değildir.
“İnsanlara toz kondurabilme yetisini kazandığımdan beri daha huzurluyum. Önceleri , "aklıyordum, paklıyordum, o öyle bir insan değil" diye kendi içimde mahkemeler kurup hükümler veriyordum ama o insan tam da öyle biri oluyordu. Ben ise kendime karşı defalarca mahcup oluyordum.”
O kadar uzun süredir yolumuzu kaybetmiş dolaşıyorduk ki kayıp yaşamayı alışkanlık haline getirmiştik sanki. Şimdi geriye bakarak düşünüyorum da insan yaşamı, insan yazısı gerçekten çok küçük rastlantılara dayanıyor.
Ben kimim diye sormalı insan. Sen kimsin diye işitmeli kulak. Efendilik anlayabilenedir. Sustukça korkak olur, kaçtıkça çamura bulaşır insan. Kim ne hak ediyorsa artık odur.
ßazen o kadar özlersin ki
Sadece susar ve beklersin,
Gelmeyi kendisi akıl etsin istersin
Gelmez,
Gelmez,
Ve sonra dönüp kendine bakarsın
ßen sensiz de yalnızlığıma hayranım der gelmemesine ikna olursun öyle...
"Gün Olur Asra Bedel" Cengiz Aytmatov için kariyer zirvesi sayılabilecek oldukça uzun bir roman. Olaylar asıl mesleği balıkçılık olan ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında balıkçılık yaptığı yerlerden memleketinden ayrılmak zorunda kalınca Sarı Özek bozkırının ortasındaki birkaç haneden oluşan Boranlı köyüne yerleşmiş Yedigey isimli
Hayatının dönüm noktası olan, kalbini yeşerten, sana ümit veren o insanın yıprandığını, yorulduğunu görünce sonbahar yaprakları gibi dökülürmüş kalbinden hüzün. İşte o zaman anlarmış insan ne kadar değiştiğini, geliştiğini, hayatın o zamandan beri ona neler kattığını. Sonra içinde bir mutluluk oluşurmuş. İyi ki girmiş hayatıma dersiniz. İyi ki dokunmuş kalbime, iyi ki ümit vermiş, yeşertmiş kalbimi. Sonra sıcak bi tebessümle ayrılırsınız ordan. Bir daha ne zaman göreceğinizi bilmeden.
[19.04.2024 - HK ]