" 
Furuğ Ferruhzad sahiden haklı; “İnsanı sessiz kalmaya zorlayan acı, onu bağırmaya zorlayan acısından çok daha ağırdır.” Bunu, yutkunmaya mani olan o acıyı tarif etmeye çalışırken, hıçkırarak ağlamaya başladığında anlıyor insan. Ve hiç unutmuyor. Bazı sızılar, sonsuza dek yanında kalıyor."
Okumak
Okumak Ve Tüketmek-1
Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Köy Enstitüleri üzerine yazılan kitaplar.
1. Adıyaman Süleyman: Okul Uygulama Bahçeleri • Kendi Yayını 4. Bası 1963
2. Ağanoğlu Halit: Köy Enstitüleri Yolunda • İstanbul, 1949-A Sait Basımevi
3. Akalın Bedri: Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi Klavuzu • İstanbul, 1945-Milli Eğitim Basımevi
4. Akın Galip: Tonguç'un Kır Çiçekleri • Güldikeni Yayınları -
" Furuğ Ferruhzad sahiden haklı; “İnsanı sessiz kalmaya zorlayan acı, onu bağırmaya zorlayan acısından çok daha ağırdır.” Bunu, yutkunmaya mani olan o acıyı tarif etmeye çalışırken, hıçkırarak ağlamaya başladığında anlıyor insan. Ve hiç unutmuyor. Bazı sızılar, sonsuza dek yanında kalıyor."
Orhan Pamuk Okuma Rehberi , Fikirler ve Tavsiyeler
Konumuz edebiyat. Öncelikle kendi kişisel okuma serüvenimden yola çıkıp , sonrasında birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. İsteyenler de yorumlarla kendi tecrübelerini aktarabilir.
Yaklaşık 1,5 sene öncesine kadar tek satır Orhan Pamuk yazısı okumamıştım. Evet bu bir önyargıydı ve bütün önyargılar gibi kırılması bir miktar zordu fakat hepsinde
Hayatın Bize Oyunu (Lütfen Okuyunuz.)
Hayatın bize bir oyunu bilinmez ama bugün dört ayrı durumu ele alacağım.
Her zaman ki gibi önce olumsuzlardan başlayacağım..
Birinci durum: Yanlış zaman, yanlış insan durumunu ele alalım. İki açıdan kayıp söz konusu; zamanı gelmediği için gereksiz bir çabayla "yol almaya çalışmak." Bunu bir tarafa atıyorum. Kötü tarafı yanlış insanı farkedememekte... Hal böyle olunca da birinci durumdan hiç umut olmadığını sezdiğimize göre ikinci duruma geçelim.
İkinci durum: Doğru zaman, yanlış insan; zaman açısından farkedilişler başlamıştır. İnsan hayata bakış açısını kazanmakla beraber bazı konularda olgunluk gösterme yetisine sahiptir. Geleceğine yönelik hedefler peşindeyken yanlış insanlarla karşılaşması durumunda olumsuzluklara kapılabilir...
Üçüncü durum: Yanlış zaman, doğru insan; keşkelerin boy gösterdiği zaman dilimidir. Doğru insanlar kaybedildiği, yeni arayışların olduğu ve hep umutların gel gitler yaşadığı anlardır. En önemlisi de önyargıların kırıldığı dönemdir. Ama farkındalık şart aksi durumda doğru insana yanlış insan muamelesine maruz kalabilir.
Dördüncü durum: Doğru zaman, doğru insan; hepimizin sevdiği an olmalı😊 Zaman zaman karşılaşmışızdır. Ve güzel insanlar biriktirmeyi başarmışızdır. Bunun yanında doğru insanın kazanma sevincini taşır.
Tüm bu süreçler sonunda gördük ki doğrular yan yana gelmedikçe tam anlamıyla başarı söz konusu değildir. Ve dördüncü durumun ihtimali sadece dörte birdir. Doğrusu doğru zamanı ve doğru insanı bekleyin. Yine açık gözlü olun doğru zamanı ve doğru insanı kaçırmayın 😉