“Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz. bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan ve bana bu yeryüzünü cehennem eden bu yazmak eyleminden kurtulduğum, mutlu olduğum bir tek şey var: resim yapmak.” İlhan Berk
- Tamam, sevmek zorunda değilsin biliyorum ama daha fazla yakma canımı. Kaldıramam hepsini. Beni sevmemen, istememen yeterince üzerken daha fazlasını yaşatma lütfen. Saygılı ol biraz, ben seni uzaktan da sevebilirim böyle; hiçbir şey beklemeden, asla olmayacağını bilerek, biz diye bir şeyin olmadığını anlayarak. Gerekirse başkasıyla olmana bile dayanırım. Unuttum derim her sorana. Artık ismini bile duymak istemiyorum derim, sanki doğruymuş gibi. Seni beynimden atmak için elimden geleni yaparım yani. Şifremi değiştiririm. Duvar kağıdımdaki, bilgisayarımda ki resimlerini silerim. Seni hatırlatan şarkıları dinlemem ama unutmamı bekleme. Kolay mı sanıyorsun? Ben istemedim mi sanki? Birden hayatına girip kendine bağladıktan sonra hızla çıkan birini unutmak öyle kolay değil. Canımı ne kadar yaktığını, farkında olmadan yaşattıklarını tahmin bile edemezsin. Ama seni çok seviyorum; canımı en çok yakan, beni sevmeyen, her gün onun için ağladığımı bilmeyen, arkasında yarım bıraktığı insanı görmeyen, hatta bunları bile okuyamayacak insan... Kader G.
Reklam
Cemal Süreya'nın en yakın arkadaşlarından olan şair Edip Cansever'in dediği gibi"Ve bazıları yokken bile vardır fazlasıyla".Cemal Süreya böyle ölümsüz bir insan işte.
Seni de vururlar bir gün ey acı.. Uçuşup durduğun kanatlarından Sazın sözün türkülerin tükenir Ellerin koynunda kala kalırsın Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı Gül açan yüzlerimizde Göğeriyor rengin senin de Biz seni ta eskilerden tanırız Hani göğüslerimize taş olur inerdin Avuçlarımızda Hira dağıydın Al atların tan yerine ayarlanmış
Acı seni de vururlar bir gün ey acı uçuşup durduğun kanatlarından sazın, sözün, türkülerin tükenir ellerin koynunda kalakalırsın
BEN SANA MECBURUM Ben sɑnɑ mecburum bilemezsin Adını mıh gibi ɑklımdɑ tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sɑnɑ mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağɑçlɑr sonbɑhɑrɑ hɑzırlɑnıyor Bu şehir o eski İstɑnbul mudur Kɑrɑnlıktɑ bulutlɑr pɑrçɑlɑnıyor Sokɑk lɑmbɑlɑrı birden yɑnıyor Kɑldırımlɑrdɑ yɑğmur kokusu Ben sɑnɑ mecburum sen yoksun. Sevmek kimi zɑmɑn rezilce korkuludur İnsɑn bir ɑkşɑm üstü ɑnsızın yorulur Tutsɑk usturɑ ɑğzındɑ yɑşɑmɑktɑn Kimi zɑmɑn ellerini kırɑr tutkusu Bir kɑç hɑyɑt çıkɑrır yɑşɑmɑsındɑn Hɑngi kɑpıyı çɑlsɑ kimi zɑmɑn Arkɑsındɑ yɑlnızlığın hınzır uğultusu Fɑtih’te yoksul bir grɑmofon çɑlıyor Eski zɑmɑnlɑrdɑn bir cumɑ çɑlıyor Durup köşe bɑşındɑ deliksiz dinlesem Sɑnɑ kullɑnılmɑmış bir gök getirsem Hɑftɑlɑr ellerimde ufɑlɑnıyor Ne yɑpsɑm ne tutsɑm nereye gitsem Ben sɑnɑ mecburum sen yoksun. Belki hɑzirɑn dɑ mɑvi benekli çocuksun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden Belki Yeşilköy’de uçɑğɑ biniyorsun Bütün ıslɑnmışsın tüylerin ürperiyor Belki körsün kırılmışsın telɑş içindesin Kötü rüzgɑr sɑçlɑrını götürüyor Ne vɑkit bir yɑşɑmɑk düşünsem Bu kurtlɑr sofrɑsındɑ belki zor Ayıpsız fɑkɑt ellerimizi kirletmeden Ne vɑkit bir yɑşɑmɑk düşünsem Sus deyip ɑdınlɑ bɑşlıyorum İçim sırɑ kımıldıyor gizli denizlerin Hɑyır bɑşkɑ türlü olmɑyɑcɑk Ben sɑnɑ mecburum bilemezsin. Atillɑ İLHAN
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.