İnsan, madde planında, kazandığı para nispetinde hürdür. Çalışmanın sermayeye, çalışanın çalıştırana esir olduğu bir dünyada iktisadi hürriyet, sadece, sermayenin hürriyeti demektir.
Sayfa 289Kitabı okudu
-O hâlde iktisadi hürriyetle içtimai adalet barışmaz. -Asla. Hürriyeti yanlış anlayan bir dünyadayız. İnsan hür doğmaz. Eğer kendi ben'i ile mücadeleye başlayan bir irade destanının kahramanı değilse, eğer kendi nefsine galebeden ve kendi ihtiraslarına hâkimiyetten başlayan bir hürleşmeye doğru merhale merhale yol almıyorsa, eğer hürriyeti şahsiyetiyle beraber gelişmiyorsa, insan, en hür nizam içinde de hür değildir. Doğarken hürriyetimize de, şahsiyetimize de sahip olamayız. İkisini de, yaşadıkça ve liyakatimiz nispetinde kazanırız.
Sayfa 288Kitabı okudu
Reklam
415 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bismillahhirrahmanirrahim. رَبِّ زِدْنٖي عِلْماً öncelikle eserin mektubat eserinin 19. mektup bölümünden iktibas edilerek yazıldığını ve bu bölümünde kendi içerisinde fırkaralara ayrıldığına açıklık getirerek başlamak isterim. eserin isminden de "Mu'cizat-ı Ahmediyye" anlaşılacağı üzere peygamber efendimizin(ص) mucizelerinden ve
Mu'cizât-i Ahmediye Risalesi
Mu'cizât-i Ahmediye RisalesiBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 2009506 okunma
Necati Öner, diyor ki "insan hürriyeti, daima ve daima bir şeylere karşı gerçekleşir". İnanç sıfır özgürlüktür. Negatif Özgürlük, onu ben anlamam. Ben Necati Öner'i biliyorum.
Sayfa 146Kitabı okudu
83 syf.
·
Puan vermedi
Hoşgörü, dünya üzerinde yaşayan tüm toplumlar olarak kavgasız, gürültüsüz yaşayabilmemizin en temel şartıdır. Bunun için aynı dilden, aynı dinden, aynı ırktan, aynı cinsten olmamız da gerekmez. Hatta bunlar aynı olmadığı zaman hoşgörüye daha muhtaç bir hale geldiğimiz de yeryüzünde denk geldiğimiz olaylar sebebiyle su götürmez bir
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012392 okunma
İnsan kendi yolunu seçmekle, kendi tercihini yapmakla, kendi kararını vermekle insan olur. Bunun asgari gereği de Allah'ın verdiği aklı, iradeyi ve hürriyeti kullanabilmektir. Bütün hayatını sadece başkalarının düşüncelerine göre yaşayan kişi henüz hakkıyla insan olamamıştır.
Ferhat Kardaş
Ferhat Kardaş
Reklam
Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti. Bu kelimeyi bugün sadece siyasi manasında kullanıyoruz. Ne yazık! Onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki, hiç bir zaman manasını anlamayacaklardır. Politikadaki hürriyet, bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık duran kapısıdır. Meğer ki dünyanın en kıt nimeti
İnsanlık kadar eski olduğu halde,insanların pek azına nasibolan bu nesne aşktır.Aşkın hürriyeti,bizim insan gücümüzle alakasızdır.
Ancak şurası unutulmamalıdır ki vicdan hürriyeti,hiçbir insan tarafından verilmeyen,Allah’tan alınan bir hürriyettir.Allah’ın lütfudur.
Dayanamadım, bütün gücümle bağırmaya çalıştım; tıkanıyordum. Senin yaptığın hesapların saçmalığını bütün daire biliyor diye haykırmak istiyordum Erkan'ın suratına. Başkaları için böyle hissederken İsa-Mesih'i görmeyi nasıl bekleyebilirim? "Kötülüğe karşı direnmeyeceksin" sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum. Insana gerçek
Sayfa 660Kitabı okudu
Reklam
"Kader bizi böyle bağlamış, hürriyetimizi selbetmiştir. İnbisat ve cevelana müştak olan kalp ve ruh için kadere iman bir ağırlık, bir sıkıntı vermiyor mu?" Elcevap: Kat'â ve aslâ! Sıkıntı vermediği gibi nihayetsiz bir hiffet, bir rahatlık ve revh u reyhanı veren ve emn ü emanı temin eden bir sürur, bir nur veriyor. Çünkü insan kadere iman etmezse küçük bir dairede cüz'î bir serbestiyet, muvakkat bir hürriyet içinde, dünya kadar ağır bir yükü, bîçare ruhun omuzunda taşımaya mecburdur. Çünkü insan bütün kâinatla alâkadardır. Nihayetsiz makasıd ve metalibi var. Kudreti, iradesi, hürriyeti milyondan birisine kâfi gelmediği için çektiği manevî sıkıntı ağırlığı, ne kadar müthiş ve muvahhiş olduğu anlaşılır.
Sayfa 115
İnsan
"İnsan, yaratılmışlar içinde en zayıflardan olduğu hâlde, hürriyeti ve aklı sayesinde diğer mahlukların hâkimi olabilmiştir. Öyle hayvanları esir ve terbiye etti ki bir darbede onu yere serebilir. Cimri toprağı öyle esir etti ki istediği ekinleri ondan alabilir. Dağları öyle esir etti ki bir çocuğun bile uzaktan bir düğmeye basmasıyla meydana gelen kıvılcımlar sayesinde tüneller açabilir. En sert madenleri bile öyle esir etti ki onları su gibi eritir veya bir kenevir ipliği gibi büker. İnsan bunları esir ettiği gibi nefsini de esir edebilir. 'Benim fıtratım budur!' diye mazeret bildirmek ne beyhudedir.
Ayran kâsem önümde oldukça Vallahi kimsenin balında gözüm olmaz. Yoksulluk beni ölümle tehdit etse bile, Hürriyeti kulluğa satmam ben.
Sayfa 186Kitabı okudu
Hürriyet, tanrıların insanoğluna bahşettiği en değerli lütuflardan biridir Sancho. Dünya yüzündeki, denizlerin altındaki bütün hazinelerden daha değerlidir. İnsan, tıpkı şerefi için olduğu gibi hürriyeti için de canını feda edebilir, etmelidir de; bunun tersi, esaret ise, insanın başına gelebilecek en büyük felâkettir. Bunları söylememin sebebi şu Sancho: Biraz önce ayrıldığımız şatoda bize yapılan ikramı, içinde yüzdüğümüz bolluğu gayet iyi biliyorsun. Oysa ben o mükellef ziyafetlerin, buz gibi içkilerin ortasında, âdeta açlıktan kıvranır gibiydim; çünkü bütün bun- lar bana aitmiş gibi serbestçe tadını çıkaramıyordum. Kişiye bahsedilen lütuflara karşılık verme mecburiyeti, hür bir ruhu engelleyen bağlardır. Tanrı'nın bir parça ekmek verdiği, bunun için Tanrı'dan başka kimseye minnet duymak zorunda olmayan kişiye ne mutlu!"
Sayfa 790 - Yapı Kredi Bankası YayınlarıKitabı okudu
İnsan ilk kez baba olduğunda evladını kendi uzantısı gibi görmek istiyordu. Bir iyimserlik, hatta saklı kibir geliyordu üstüne, ta ki çocuğun senden ayrı bir varlık olduğunu idrak edene dek. Her ne kadar onun senin ayak izlerini takip etmesini istesen, bunun için uğraşsan, hatta zorlasan da o kendi yolunu çiziyordu nihayetinde. Bu hakikati keşfettiğin an hayal kırıklığına kapılıyordun elinde olmadan. Ne de olsa sen böyle davranmamıştın yeni yetmeliğinde. Babanı dinlemiş; saygılı, itaatkar olmuştun. Kanatların olduğunu, ayrı bir mahluk olduğunu bilseydin belki sen de uçabilirdin. Ama artık çok geçti. Senin vaktiyle babandan koparamadığın hürriyeti şimdi kendi evladın senden talep ediyor, söke söke alıyordu.
Sayfa 351
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.