İlk sayfalarında Gençliğe Hitabe'ye yer veren, ardından cumhuriyet, milli hakimiyet, ordu, adalet, bağımsızlık, basın, iç-dış politika, din ve laiklik, kadın, gençlik, ekonomi, bilim, tarım, kültür, dil konularına eğilen; kısacası pekâlâ her birimizin bildiği şeyleri bizlere hatırlatmaya yarayan bir kitap. Açıkçası yıllar öncesinden pek çok
"insanlar hâlâ farklı dini ve milli kimliklere sahipler.Ama konu devlet,ekonomi,hastane kurmak ya da bomba yapmak gibi pratik meseleler olunca nerdeyse hepimiz aynı medeniyete dahiliz.Anlasmazlik çıktığı doğru ama her medeniyette dahili uyusmazliklar yaşanır.Hatta belirleyici olan bu uyuşmazlıklardır.İnsanlar kimliklerini özetlemeye çalışırken sıklıkla ortak özellikleri listeler. Bu yanlış bir yöntem.Ortak çatışmaları ve acmazlari listelemek daha iyi sonuç verir. Mesela 1618 Avrupa'sinin ortak bir dini kimligi yoktu;o dönem Avrupa'sini dini çatışmalar tanımıyordu.1618'de Avrupalılık,Katoliklerle Protestanlar,Kalvinistlerle Lutheryanlar arasındaki ufak tefek öğreti farklılıklarını umursamak ve bu farklılıklar yüzünden öldürmeyi ve öldürülmeyi göze almak demekti 1618'de yaşayan bir insan bu çatışmaları dert etmiyorsa,kendisi muhtemelen ya Türk ya da Hint kökenliydi,Avrupalı değil.
"Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mesut olmak için, insan varlığı için ne lâzımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir, her şey demektir."
-ATATÜRK
Ekonomi insanlık tarihinin uzun bir bölümünde karın doyurmakla ilgili bir meseleden öteye gidememiştir. İnsanlık serüveninin büyük bir kısmı hastalıklar ve konumuzla ilintili olan açlıklarla boğuşmakla geçmiştir. Karnını doyurabilmek amacıyla Afrika’dan canını hiçe sayarak Osmanlı’ya gelen erkeklerin cinsel organlarını kestirerek kız ağası olarak