Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
74 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
On İki Hayvanlı Türk Takvimi'ne göre Yalpağan Yılı'nda olduğumuzun şerefine değerli arkadaşım Emre Bozkuş tarafından hazırlanan Fantastik Öykü ve Resim Seçkisine hoş geldiniz! Hazırladığı öykü ve resim seçkisine ad vermede yerli bir ad yerine Yerdeniz serisindeki yalpağanın adı seçerek Ursula Kroeber Le Guin'in eserlerine olan
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim Seçkisi
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim SeçkisiKolektif · Metinlerarası Yayınları · 20243 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
Kelimelerin büyülü dünyasında bir yolculuğa çıkmak ister misiniz ? "Gidenler hatırlamaz, kalanlar unutmaz asla. Bazen sebepsiz, bazen anlamsız gidişler. Geride kalanlara dair hatırlanan tek şey hatıralardır aslında. Geriye hatıralar kalır, yaşanmışlıklar ve yaşanmamış olanlar." Bizi Hatırla'da uzun ve kısa şiirlerin yanısıra
Bizi Hatırla
Bizi HatırlaHasan Karataş · Lora Yayıncılık · 20248 okunma
Reklam
Burası dünyadır. İnsan sözünü tutamamış olandır. Yapmam diyen yapar, Söylemem diyen söyler, Gitmem diyen gider. Kalanlara selam olsun. İbrahim Tenekeci.
Acı, gidenin değil kalanın hikâyesidir. Ve hikayeler kalanlara aittir. — Stefan Zweig
72 syf.
10/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Paylaşımlarıma kısa bir bayram molası vermiş olsam da elbette #hercumaşiirgecesi rutinimin dışına çıkamazdım. Dün gece
sevilay bilbey
sevilay bilbey
#bahardüşü isimli #şiirkitabı ile konuğum oldu.Ve yine bir kez daha şiire sevdalanıp şiir peşinde koşmaya başladığım için teşekkür ettim kendi kendime. Hatta canım kendim bile dedim çünkü nefis bir kadın
Bahar Düşü
Bahar DüşüCeylin Erbak Aytekin · Karakarga · 20222 okunma
Müslümanlar için Filistin’de Müslüman kimliği taşımak ve yaşamak en büyük suçlarıydı. Bir baba akşam evine dönemeyebilirdi, namazı kılan bir anne çocuklarının gözleri önünde yerlerde sürüklenerek mescitten dışarı atılabilirdi. Ya da ibadetlerini yaparken durduk yerde ses bombası, gaz bombası üzerlerine atılabilirdi. Beş yaşındaki çocuk işgalci askerlere tehdit olarak görülebilir ve annesinin kucağından alınıp, tutuklanabilirdi. Her evden yılda bir tane acımasızca ve savunmasız bir şekilde öldürülen bir aile ferdi çıkabilirdi. Çocukken hapse atılan ve çocuklukları elinden alınan masumlarla hapishaneler doldurabilirdi. Bu masumlara psikolojik, fiziksel ve mental işkenceler yapılabilirdi. Evlerin içinden dışarı çıkmaları gerektiğini bile duyurmadan, içeride siviller varken, evleri bu insanların başlarına yıkılabilirdi. Enkazın altında kalanlara kurtarma ekiplerinin ve doktorların ulaşması engellenebilirdi. Ambulansların mahalleye girmesi yasaklanabilirdi. Geçim kaynakları zeytin olan ailelerin gözleri önünde zeytin ağaçları sökülüp atılabilirdi. Esnafların malları yağmalanabilir, dükkanları zorla ellerinden alınabilirdi. Okula giden çocuklar saatler süren aramalardan sonra çantalarında kalem taşıdıkları için suç unsuru taşımaktan tutuklanıp götürülebilirdi. Bunlar Kudüs’te yaşayan Müslümanlar için artık sıradan vakalardı. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun kendine insan diyebilen dünya vatandaşları için de bu olaylar sıradan bir siyası vakaydı. Onlar için bir insanlık meselesi değildi bu yaşanılanlar.
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yine muhteşem bir dil, yine bir Şermin Yaşar ustalığı ve yine duyguların merkezine fırlatılmışlık hissi. Göçüp gidenlere dair hikayeler, beraberinde geride kalanlara dair kalbin tam ortasına isabet eden ok misali ifadeler. Eminim okuyan herkes, özellikle de yazarla aynı yaşlarda olanlar, kendinden, ailesinden, akrabalarından ve çocukluklarından bir şey bulacaktır. Her hikaye ayrı bir kaybediş ya da kayboluşu anlatıyor. Öyle ki bittiğinde okuyanın içinde de bir boşluk kalıyor. O boşlukları nelerle doldurabileceğini düşünmeye başlıyor insan gayriihtiyari. Ama buna cevap bulmak zor. Bunu da anlıyor. Şermin Yaşar'ın diline değinmeden geçemeyeceğim. Öylesine bizden, içten ve doğal ki, onu ilk kez okuyanın bir başka Şermin Yaşar kitabı arayışına girmesi kaçınılmaz oluyor. Benim de Deli Tarla ile başladığım yolculukta üçüncü durağım oldu bu kitap. Bütün duraklara uğrayarak kendisine eşlik edeceğim. Sizlere de keyifli okumalar diliyorum.
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu
Göçüp Gidenler KoleksiyoncusuŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20188,9bin okunma
"...Yaşadığımız sürece etrafımızdaki insanların hep bir görevi var, olacak. Kimse kimsenin hayatına yok yere girmiyor. Kötüler canımızı yakıp gidiyor, iyiler kalarak dostluğunu veriyor. Gidenler çok şey öğretiyor kalanlara belki. Kader o kadar ince örülmüş ki insan düşününce kaderi yazana tefekkür etmese ayıp."
Çünkü acı, gidenin değil kalanın hikayesidir. Ve hikayeler kalanlara aittir...
"40 yaşıma kadar hep intiharı düşündüm, ama 40 yaşımdan itibaren insanların intihar etmeye değmeyeceklerini düşünmeye başladım. Bana göre intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. Bu mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını düşününce de intihar etmiyorsun."
İsmet Özel
İsmet Özel
Reklam
Hayatını sevgilinin yoluna adayarak kazanmak; hayatını yaşayarak sevgiliyi kazanmakla aynı şey değildir. İnceliğin ve duyguların zirvesindeki ruh; sevgiliyi, hayatını ona adayarak kazanır. Maşuk yanına değil yarana gelen demekti. Benim üç yaram var. hayat yarası, ölüm yarası ve aşk yarası. Sen hangisine geleceksin Şems? Muhabbet ve sevgi dolu
"...Yaşadığımız sürece etrafımızdaki insanların hep bir görevi var, olacak. Kimse kimsenin hayatına yok yere girmiyor. Kötüler canımızı yakıp gidiyor, iyiler kalarak dostluğunu veriyor. Gidenler çok şey öğretiyor kalanlara belki. Kader o kadar ince örülmüş ki insan düşününce kaderi yazana tefekkür etmese ayıp."
Sayfa 256Kitabı okudu
Yaşadığımız sürece etrafımızdaki insanların hep bir görevi var olacak.Kimse kimsenin hayatına yok yere girmiyor.Kötüler canımızı yakıp gidiyor,iyiler kalarak dostluğunu veriyor.Gidenler çok şey öğretiyor kalanlara belki.Kader o kadar ince örülmüş ki insan düşününce kaderi yazana tefekkür etmese ayıp....
Sayfa 256Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.