Emre Dorman, dini konularda inanan bir kişinin kendini nasıl kandırabileceğini 40 madde altında ve Kur’an’dan ayetler ışığı altında bizlere sunuyor. Bir nevi insanın 40 farklı düşüncesinin dinin kaynağına göre her ne kadar iyi niyetli olunsa da ne kadar da yanlış olduğunu anlatıyor. Hepimizin bildiği üzere ve Emre Dorman’ın da dediği gibi de insan
İNSAN BİR KEZ KAYBOLUNCA
HERŞEY KARMAŞIK GELİR YA
GÖZÜNÜN ÖNÜNDE DURSA
ONU BİLE ZOR GÖRÜR YA
BİR AN ÖNCE VAZGEÇELİM
KÜS KALAN HUZUR BULAMAZ
YOL YAKINKEN DÖNMEYENLER
İFLAH OLMAZ
ASK ASLA YENİLMEZ BÖYLE GELMEZ DİZE
ARTIK YAZIK BİZE
SEVİYORSUN SEN DE HALA
SAKLAMA GÖZLERİN ELE VERİYOR SENİ
SEVİYORSUN
HEM DE HALA İLK GÜNDEN BİLE
BELKİ DAHA COK SEVİYORSUN
GECE GÜNDÜZ PİSMANLIKTAN KIVRANSAN DA
SEVİYORSUN KENDİNİ KANDIRMA
“Bu koşullar altında, dünyada meydana gelen her olay benim için bir olasılık
olduğundan (faydalanılmış, kaybedilmiş, aldırılmamış bir olasılık), ya da,
bizim başımıza gelen her şey bir şans olarak değerlendirilebileceğinden,
yani bize varlığımızda kuşkulu olan bu varlığı gerçekleştirmenin sadece bir
vasıtası olarak göründüğünden ve aşkınlıklar-aşkınlar olarak başkaları da
yalnızca birer olasılık ve şans olduğundan, pour-soi’nın sorumluluğu tüm
dünyaya bir insan-diüyası olarak yayılır. Tam da bu nedenle, pour-soi
dehşete kapılır; yani, kendi varlığının ya da ötekinin ve dünyayı şekillendiren
en-sûi’nın varlığının yaratıcısı olmayan bir varlık olarak, fakat kendi
içinde ve kendi dışındaki her yerde varlığın anlamını belirlemeye zorlanır.
Kendini dünyada bulduğu andan itibaren başlayan bir sorumluluğa firlanlmış
varlık koşulunun dehşetle farkına varan kişinin artık vicdan azabı ya da
pişmanlığı ya da özrü yoktur; o, mükemmel bir şekilde açığa çıkmış ve varlığı
bu açığa çıkışın içinde yatan bir özgürlüktür yalnızca. Ama (...) çoğu zaman
kendimizi kandırma yoluyla bu dehşetten kaçarız.”