416 syf.
·
Puan vermedi
Tenhalar da kalmış okunmaya kesinlikle değer bir eser.
Hediye gelen kitaplarimdan birisi iyi ki hediye gelmiş listemde olan ya da gördüğüm bir kitap değildi. Büyük ihtimalle bu güzel kitaptan bir haber olacaktım. Sımsıcak,hüzünlü oldukça akıcı bir kitaptı. Sürekli merak içinde okudum. Bu kitaba bir şans vermelisiniz. Fazla detay yazmayacağım. Gerçek hikaye olması ve verilen mücadele insanı içine çekiyor.
Mavi Dantel
Mavi DantelÇağla Çakır · Arkadya Yayınları · 2021337 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
Tophaneli Hasan... Bakkal Hasan... Ekonomik sıkıntılar çektiği için artık yaşamla bağı azalmaya başlamıştı. "Ben ölüyorum ve dükkanı size bırakıyorum." Notu yazıp sonra da yırttı attı. Kolay mıydı öyle veda mektubu yazmak. Sahi ya, insan ölmeden önce geriye bırakacağı mektupta ne yazabilirdi ki ya da neyi sığdırabilirdi üç beş satıra? Yazarın anlattığı kişiler ve olayların yanısıra İstanbul tasvirleri de çok hoşuma gitti. Okuduklarım sanki bir ressamın tablosuna bakar gibi hissettirdi. Öyle güzel ve detaylı yazmış ki, zihnimin içinde belirdi her biri okurken. Bu anlamda yazarın edebî diline hayran kaldım. Bu şehir koynunda kaç insanı doğurdu kaç insanın canına kıydı kim bilir. Hasan intiharını düşünedursun, bir gün yazar Leyla ile yolları kesişiyor ve o zamandan sonra süreci kendisinin bile yönetmediği günler başlıyor. Bir romanın kahramanı olabilir miydi acaba? Kitaplarda yazılanları mı yaşıyoruz yoksa yaşadıklarımız mı bir romana konu oluyor bilinmez ama her eserde toplum içinde yaşayan gerçek insanlar var. Hasan kadar heyecanlandım, romanın gidişatı ile ilgili ister istemez tahminlerde bulunuyorsunuz. Yazarın romana dahil ettiği tüm karakterleri çok sevdim.
Küçük Umutlar
Küçük UmutlarGönül Kıvılcım · Everest Yayınları · 20241 okunma
Reklam
74 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Yetmiş dört sayfada beş farklı olay, beş farklı bakış ve beş farklı ızdırap... Yazarın muazzam betimlemeleri insanın iç dünyasını, duygy durumunu ve düşüncelerini o kadar iyi anlatıyor ki, yetmiş dört sayfada nasıl beş farklı yaşamı okuyup bu kadar karkateri anlayıp tanıyabildiğime şaşırıyorum. Zweig genel olarak insan psikolojisini çok güzel anlatan ve yansıtan bir yazar bu kitapını da çok başarılı buldum şahsen. Yaşam ve ölüm arasındaki o gidip gelmeleri, çaresizliği, açlığı, yaşama arzusunu ve ölümü bu kadar az kelimeyle bu kadar az sayfaya sığdırabilmesi beni herzaman ki gibi kendisine hayran bıraktı. Hikayelerden genel olarak bahsetmek gerekirse "Leporella" hikayesi hariç hepsini beğendim, özellikle "nişan" da anlatılan albayın hikayesi beni diğerlerine nazaran daha çok etkiledi. Leporella'yı o kadar sevmememin sebebi açıkçası hikaye beni tatmin etmedi. Karakterlerin bazı hareketlerinide anlamısız geldi açıkçası. Hikayenin ana karakteri olan Cerscenz'i pek bir sevimsiz buldum, kitabı okurken irite etti beni, bunun dışında okuması keyifli bir kitap. Genel olarak arkadaşlarıma, çevreme tavsiye edebileceğim güzel bir eser.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202166,4bin okunma
700 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Irkçılık fora!
Şimdi özellikle değinmek istediğim bir konu var. Hikayede bahsedilen makinelerle savaşta insanların yanında durmayıp kaçan bilinmeyen gezegenlere yerleşen bir insan ırkı var. Onlar tabi ki de İslam'a tabi olan insanlar. Buna gülüyorum hatta biraz da sinirleniyorum ama normal karşılıyorum. Sonuçta ırkçılık ya da kendini beğenmişlik Avrupa insanının kanında var. Yaratıcı Budallah olarak tanımlamış , utanmamış bu insanları da 2 mezhebe bölmüş tıpkı İslamda olduğu gibi isimlerine de zensünni ve zenşii demiş , yaratıcılığını kullanmaya dahi tenezzül etmemiş, yaptığı ırkçılığın sonuçları umurunda dahi olmamış açık açık yapmış. Bahsettiği sadece Müslümanlar da değil bu arada , arapça kökenli olsa da sadece Türkler'in kullandığı isimleri kullanmış bazı karakterlerde. Korkak olarak tanımlamış bu insanları. Alt sınıf olarak tanımlamış. Ama şunu anlıyorum ki ; ne Kudüs'e siz çöktüren eyyubi, ne İstanbul'a diz çöktüren Fatih Sultan Mehmet, ne de Dünya'ya diz çöktüren Osmanlı unutulmamış ve hala bir yara olarak içlerinde duruyor. Onun dışında gayet güzel bir üçleme başlangıcı olmuş. Beğendim.
Dune Butleryan Cihadı
Dune Butleryan CihadıKevin J. Anderson · Kabalcı Yayınevi · 200552 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yitirilen insan mı yoksa yok edilen ya da görünmeyen insan mı???Hangisi! tarifi bile çok zor... Yitirilmemek için bir kılavuzun yoktu senin.Doğruya yönlendirecek,öğretilerle yol gösterecek...Belki de ondan böyleydin yersiz,yurtsuz,hiçbir yere sığamayan çocuktun... Özgüvenin ne kadar önemli olduğunu sende okudum sende bu bilgiyi pekiştirdim. Sadece bu da değil; özsaygı,kimlik,güven,ötekileşme gibi kavramların hayatımızda ki önemini benim gözüme soktuğun için teşekkür ederim.Bunlardan eksik olan bir bireyin savruluşlarını,gel gitlerini okurken içim acıdı.Bana şunu da gösterdin çocuk,aynı anda iki hikayeyi okudum.Hem çevrenin gördüğü sen ile iç dünyanda ki seni okurken arasında ki tezatlık ve uçurumda bizi gördüm,hepimizi,tüm insanlığı... Biz de öyle değil miyiz? Özümüzü kendi başımıza kaldığımızda yaşıyoruz.Çevremiz iç dünyamızdan habersiz çünkü. Senin bu şekilde olman sebepsiz değil...Çocukluktaki travmalar bir ömrü etkilediğini çok net okudum hikayende... Yarı otobiyografi olan bu eser karamsarlık doluydu fakat bende farkındalık yarattı.Anlamak önemli,onu anlayarak okumak...Herkes belki de romanın kahramanıdır kimbilir... Ebeveynlerin çocuklarına bırakacakları en büyük miras,mükemmel çocukluk geçirmelerini sağlamak olduğunu düşünüyorum.Bu yıllarda yaşanan travmalar bir ömür boyu yakana yapışıyor ve asla kurtalamıyorsun malesef... Sevgiler
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202332,2bin okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
Bloğumdan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. Aşk acısı çeken kişi kendi küçük kıyametini yaşarken, bir başkasının sorununu görmez ancak bu bir yerlerde büyük ya da küçük bir kıyamet yaşandığı gerçeğini de değiştirmez. Kitabımız aşk acısı çeken Feribe’nin, kimseyi umursamadan hayatta kalma çabasını işliyor. Yazarımız ana karakterimizin acıklı
Unutma Dersleri
Unutma DersleriNermin Yıldırım · Doğan Kitap · 20193,574 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba kitap sever dostlar bugün sizlere @lehistr kaleme aldığı #portal kitabı ile geldim. Bilim kurgu izlemeyi seven ben ilk defa bu tarz bir kitap okudum. İyi ki okudum. Öncelikle Türk yazarlardan böyle güzel bir kurgu okumak beni çok mutlu etti. Sadece, keşke olaylar ve kişiler yabancı olmasaydı. Yerli bir bilim kurgu daha muhteşem olurdu diye
Portal
PortalAbdurrahman Aydınlı · Otantik Kitap · 202337 okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Fareler ve İnsanlar
Öncelikle spoiler içerebilir! İki dostun hayalleriyle başlayan, hayal kurabilmenin o masumiyetini, saflığını açıkça gösteren bir kitap ancak her hayal maalesef ki gerçekleşmiyor. Her insan yaşamıştır çok hayal kurduğu bir şeyin olmamasını o hayal kırıklığını. Ben açıkçası kalbimde tümüyle hissettim o kırıklığı, acıyı ;) Zenci seyisin, yaşlı Candy'nin ve yaşamayadığı hayatları ve hayallerinin yıkılışını okumak gerçekten bir yumru oluşturdu boğazımda. Zaten Lennie ve George' tan hiç bahsetmiyorum bile. Keşke kitaptaki hiçbir karakterin umudunu yitirdikleri anı, pes edişlerini değil de gerçekten kendilerine ait bir topraklarının olduğunu, çilek tarlalarının, hayvanlarının, tavşanlarının ;) olduğunu okusaydım, dedim. Ama hayat da tam da budur işte: "En iyi planları farelerin ve insanların Sıkça ters gider..."
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023169,7bin okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Modern İnsanın Mutlak Çıkmaz Bir Yolu
Manevi zamanın maddi zamanı ve mekanı kuşattığı, ruhlarımızı kanatlandırığı şu günlerde okumalarım dıştan içe doğru döndükçe zamandan ve mekandan kopuş yaşıyorum ister istemez. Orucun ve namazın manevi bir seyahat olduğunu kul olmanın şuurunu gidiş gelişlerle daha iyi idrak ettiğimiz günler belkide. Bu gidiş gelişler düşmeler ve kalkmalar,
Mutlak Bir Çıkmaz Yol
Mutlak Bir Çıkmaz YolAbdullah Kasay · Loras Kitap · 202145 okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Olmak Cesareti
Bir de kendi aklını vasi tayin etmek isteyenlere karşı Hayır! ben kendi aklımla mesudum senin aklına ihtiyaç duymuyorum diyebilmektir.Hakikat ve hakikilik de cesaret istiyor Kemal Sayar zamanın ötesine konuştuğu yazılarıyla bize bunu hatırlatıyor. Okuduğum en güzel kitaplardan biri oldu diyebilirim bazen insan bildiklerini tekrar etmekte kendine güzellik yapmaktadır. Ben bu kitapta bunu gördüm bunu öğrendim bize bazen unuttuklarımızı fısıldayacak kitaplar ya da insanlar lazım bu kitapların dili o kadar hafif ve güzeldi ki su gibi okuyabilirsiniz ve olmak cesaretin ne olduğunu daha iyi kavrayıp daha güzel yol alabilirsiniz.
Olmak Cesareti
Olmak CesaretiKemal Sayar · Kapı Yayınları · 02,512 okunma
Reklam
56 syf.
·
Puan vermedi
Mutluluk negatif, acı pozitiftir.
Kısa kitaplardan hep korkmuşumdur. Nitekim bu kitap da beni yanıltmadı. Hele bir de felsefi bir dille yazılmışken. Birçok cümleyi defalarca okudum. Durup düşündüm. Ve vay be böyle mi düşünmemiz gerekiyormuş dedim. Hayatınızın bir noktasında bu kitabı mutlaka okuyun. Kitapta bahsedilen bir şey mutlaka bir yerden hayatınıza dokunacaktır. Ve o nokta da mutluluğa bakış açınız daha doğrusu mutluluk diye adlandırdığınız şey tam tersi yöne evrilecektir. Mutlu olmak ve Mutluluk kavramları üzerine öyle yorumlar getiriyor ki yazar hiç bu noktadan düşünmemiştim diyorsunuz. Mutluluk zannettiğimiz şeylerin aslında gerçek mutluluk olmadığını, acı çekiyorum bu üzücü bir durum dediğimiz şeylerin aslında mutluluk kaynağı olduğunu, en güzeli de şu olursa ya da bu olmazsa mutlu olurum düşüncesinin ne kadar yalnış ve gereksiz olduğunu öyle bir anlatıyor ki yazar insan bir afallıyor.
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202012,8bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
"Yaşamın Ucuna Yolculuk"
Uykusuz bir nehir gibi durmadan yoluna devam eden zamanın içinde bir garip yolcudur insan. Çoğu zaman yolun sonunda kendisini neyin beklediğini bilerek yaşamla ölüm arasında ki o ince çizginin kıvrımlarında yürür binbir umutla. “Yaşamın ucuna yolculuk” kitabı da bana göre böyle bir umudun yol haritası gibiydi. Ve insanın henüz bilinmeyen bu harita da uzakları aramasıydı. Neresi olduğu hiçbir zaman belli olmayan ama düşündükçe içimize ufakta olsa bir ferahlık veren uzaklar değil midir? ************************************************************************************ “Neden buradayım. Herkesin uzağındayım. Hiçbir tanıdığım olmayan bu kentte, bu ülkedeyim. Yorgunum. Yorgun olmasam daha kötü. Ama neden buradayım. Sözcükleri art arda dizebilmek için mi, kendi sınırlarımı zorlamak için mi, yoksa böyle bir yolculuğun sonunda yorgunluktan herhangi bir otelde yığılıp kalmak için mi.. Tanınmadığın bir kentte ne denli isterdin yitip gitmeyi...” ************************************************************************************* Bu kitabın en güzel yanlarından biride kendinizi bir anda Prag da ya da Torino da ya da her hangi bir kentin kafesinde otururken hissedebiliyor olmanız. Kahvenizi yudumlarken sizden çok uzaklarda olan bir kentte olup bitenleri sanki yanı başınızdalarmış gibi resmedebilmeniz.... Tezer’in yaşam öyküsü acılarla geçen bir hayatı anlatsa da bir o kadar umudun varlığına inanan bir insanın da öyküsüdür aynı zamanda... İyi okumalar dilerim…
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna YolculukTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 202111,9bin okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
incelemem tamamen kitaptan anladıklarımı özümseyip damıtmamdan ibarettir
günümüz kapitalist toplumunda konforizm olgusu altında monoton ve içi boşaltılmış bir hale getirilen sevgi kavramı tarih boyunca farkli toplumsal birleşmeler (dua ritüelleri, çeşitli danslar ve etkinlikler) ile yaşatılmaya çalışılmışıtır. Çünkü özünde sevgi, yalnız olma durumundan uzaklaşma ihtiyacıdır ve insan bilinçsizce bu sevgiyi elde etmeye
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Öteki Yayınevi · 200718,2bin okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
Murathan Mungan, kalemini beğendiğim yazarlar arasındaydı, fakat bir türlü kitaplarıyla tanışma vaktim olmamıştı. Taa kii Yüksek lisans tez konum ile alakalı bir kitap aramaya sahafa gidip Murathan Mungan'ın 4 kitabıyla dönünceye kadar. İlk olarak "Kadından Kentler" ile başladım okumaya, kitabı ilk elime aldığımda özellikle kapak resmindeki çekicilik ve ilk giriş sayfası beni almalısın diyordu ve iyi ki almışım. Dünyada ve özellikle belli coğrafyalarda kadının deneyimlerinin marjinalleştirildiği, birey olarak kabul edilebilmesi için bir " erkeğe " ihtiyacı olduğu ve ne yazık ki sadece özel alanla ilişkilendirildiği çok yalın ve güzel bir dil ile anlatılmış. Her bir sayfasında kendimden bir parça bulmuş olmam işin hem acı hem de farkındalık noktasında tatlı kısmı. Sürekli kitap bitimine kadar şunu tekrar ettim desem yeridir: kendimizi bilmek, tanımak dediğimiz noktada ilk önce " insan" olmanın ne demek olduğunu bilmek ve bunu kabullenmek, içsellestirmek gerekti. Erkeğin ötekisi olarak görülen kadının, kadınların dramını can alıcı coğrafyalar üzerinden aktaran yazara sonsuz müteşekkirim. Bana çoğu şeyi birdaha birdaha hatırlattığı için. Lafı dolandırmadan, herkesin kendinden bir parça bulacağına ve okurken sorgulayacağı çok şeyin olacağına inanıyorum. Okunmasını tavsiye eder, sevgiyle, güzellikle kalmanızı temenni ederim..
Kadından Kentler
Kadından KentlerMurathan Mungan · Metis Yayınları · 20082,393 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.