İlk yılların tenha dizecikleri neden kalabalıklaşmıştı? Ken­disi, Barok'un uyandırdığı boşluk duygusuyla açıklıyor bunu: "İnsan Roma'da boşluk duygusuna kapılır. Boşluk duygusuyla dolu birinin boşluk karşısında dehşet duyması çok doğaldır. Ufacık bir alan, boş bir nokta bırakmamacasına her şeyi tıka basa dolduran, hiç ama hiçbir şeyi özgür bırakmayan, dört bir yandan sökün etmiş ögeler yığını. Boşluk dehşetini en çok Roma'da du­yar insan; çölde, dünyanın herhangi bir yerinde duyulabilece­ğinden çok daha güçlü duyar. Şuna inanıyorum: (...) Michelan­gelo sanatının tüm dramı boşluğun uyandırdığı o dehşet duygu­ sundan doğmuştur."(...) "insanın şiir, resim ya da mimariyle kendisinin kıldığı herhangi bir 'biçim'de, biçim'in içinde, onu dibe, kendisine doğru çeken bir uçurum vardır hep. Yarattığı şeyde, tıpkı kendisinde olduğu gibi hep bir 'yok'luk vardır; baş dönmesi ve korku yaratır o boşluk"(…) "Ama 'yok'luk bir şeydir, boşluk bambaşka bir şey. Birinde canlı bir biçim'in yokluğu vardır, diğerinde canlı bir biçim yoktur, boşluk vardır". Ungaret­ti bu yokluğu en çok kutsallıktan yoksunluk bağlamında yaşar: "Tanrı'dan yoksun bir dünya korkunçluğun karşısında hep aynı dehşeti, aynı hayreti duyacaktır.”
200 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Türklerde Mitoloji
İnsanın dünyayı ve evreni anlamlandırma isteği, aslında varoluş çabasıdır ve o, ölümden sonra başka bir boyutta sonsuza kadar yaşayacağına inanmak ister. Böyle bir dünyanın özlemi içinde olan insan ise sürekli yaratır. İnsan, "Neden dünyadayız?" "Yalnız mıyız?"ya da "yaratılışımızın nedeni ne?" Gibi sorular sorar ve bu soruların cevabını bulabilmek için de etrafındaki her şeye anlam yüklemeye çalışır. Ağaç, dağ, kaya, deniz, Ay, Güneş vs. Evrendeki her şey, kutsalın ve tanrının yansıması ve tezahürü olarak görür. Ağaçların her kış yaprakları dökmesi ve fakat her bahar yeniden yeşillenmesi, bilinçaltında yeniden doğuş fikrini oluşturmuştur. Ağaç imgesi yalnızca evreni değil, aynı zamanda hayatı, gençliği, ölümsüzlüğü, kozmik-tanrısal yolculuğu da simgeler. Özellikle Türklerde kayın ve Selvi ağaçlarının önemi çok büyüktür. Hatta bundan ötürüdür ki günümüzde kullandığımız kaynana ve kaynata kelimeleri Kayın-ata ve kayın-ana kelimelerinden türemiştir. Buna benzer çok fazla etimolojik örnek vardır. Başka bir örnek vermek gerekirse "Yerin kulağı vardır." Sözü Türklerde ki yer altı tanrısı Erlik han'a bir göndermedir. Eserin görsellerle zenginleştirilmiş ve desteklenmiş olması kitabı daha sürükleyici ve etkileyici yaptığını söyleyebilirim.
Türklerde 5 Element
Türklerde 5 ElementNuray Bilgili · Kripto Basım Yayın · 201929 okunma
Reklam
Karl Marx
Sermaye biriktikçe, ister düşük ister yüksek maaş alsın, işçinin durumu kötüye gitmek zorundadır... Sefalet birikimi, servet birikimine tekabül eden zorunlu koşul haline gelir. Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır. Modern devlet idaresi, bütün bir burjuvazinin ortak işlerini yürüten bir icra komitesinden başka bir şey
Bunu anlamak çok şeyi anlamaktır. Bilginin böldüğünü, mesafe yarattığını anlamak, meditasyonun sırrını anlamaktır. Meditasyon bir bilmeme durumudur. Meditasyon bilgi tarafından bozulmamış saf alandır. Evet, İncil'deki hikâye doğrudur. İnsanoğlu bilgi ağacının meyvesini yiyerek, bilgiden aşağı düşmüştür. Dünyada bunu aşan bir yazıt yoktur.
İnsan sevdiğini zihninde yaratır, elleriyle şekillendirir, kalbiyle sever. Başkaları size "Ne buldun şu adamda" der oysa bir şey bulmanıza gerek yoktur. Neden sevdiğinizi bilemediğiniz o adam ya armağanınızdır ya da imtihanınız.
Sayfa 161Kitabı okudu
insanlar böyledir: size inanmaları için, sizin olan her şeyden, sonra da kendinizden vazgeçmeniz gerekir. inancınızın gerçekliğinin güvencesi olarak ölmenizi isterler. neden kanla yazılmış kitaplara hayran olurlar? çünkü o kitaplar onları acılarından kurtarır ya da acının yanılsamasını yaratır. söylediklerinizin arkasında kan olsun, gözyaşı olsun isterler. kalabalığın hayranlığı sadizmle doludur.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Gerçek nedir? Ya da gerçek gerçek midir? Bu soru tarihsel olarak filozofların yanıt aradığı en önemli sorulardan birisidir. İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir. Bu yüzden sistem tarafından kendilerine
Her insan kendi anlamını biçimini ve amacını yaratır. Başkalarının neler yaptığı neden bu kadar önemli oluyor? Sırf kendinizin değil diye neden kutsal sayılıyor? Neden sizin dışınızdaki herkes haklı oluyor da bir tek siz olamıyorsunuz? Neden başkalarının sayısı gerçeğin yerini alabiliyor? Gerçek neden yalnızca aritmetik meselesi oluyor, onda da yalnızca toplama işlemi oluyor? Neden her şey eğilip bükülüp mantık dışına çıkarılarak başka şeylere uydurulmaya çalışılıyor? Bir nedeni olmalı. Bilmiyorum. Hiçbir zaman bilemedim. Anlamak isterdim.
162 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Toplumsal dönüşümlerin beraberinde getirdiği kültürel kaynaşma bugünün terminolojisine yansıyarak sözcüklerin kullanım alanında değişime neden oldu ve bu durum bir kelimenin başka bir kavram ile karıştırılmasına sonuç olarak zihinlerde yanılgıya ortam oluşturdu. Kitapta bahsedildiği üzere "iman ve inanç" da birbirinden farklı manaları
İnanç Psikolojisine Giriş
İnanç Psikolojisine GirişAli Ulvi Mehmedoğlu · Çamlıca Yayınları · 201310 okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
Körlük= Alışmak! Eser Distopik bir eserdir. Bu eserlerde alt metin önemlidir. Okuyucuya verilmek istenen mesaj, tema çok farklıdır. Bu dispotik romanlar toplumda hızla değişen düzenin bozulması sonucunda ortaya çıkan olayların kötümser yansımalarından doğar. İnsan doğasında var olduğu düşünülen kötülüğün otoriteyi nasıl etkilediği ve bu otoritenin
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022102,6bin okunma
Reklam
1 düşünce biçiminiz objektif gerçeklere dayanmalıdır 2 değerlendirme ve yaklaşım biçimini size ve problemi çözmeye yardımcı olmalıdır 3 yaklaşım biçiminiz diğer insanlarla Çatışma ve sürtüşmelerini azaltmalıdır 4 değerlendirme biçiminiz kısa ve uzun dönemli amaçlarınıza katkıda bulunmalıdır 5 yorum biçiminizin size duygusal bir çatışma ve
Anlamak isterdim
Her insan kendi anlamını,biçimini ve amacını yaratır.Başkalarının neler yaptığı neden bu kadar önemli oluyor?Sırf kendimizin değil diye neden kutsal sayılıyor?Neden sizin dışımızda ki herkes haklı oluyor da bir tek siz olamıyorsunuz?Neden başkalarının sayısı ,gerçeğin yerini alabiliyor?Gerçek neden bir aritmetik meselesi oluyor,onda da toplama işlemi oluyor?Neden her şey eğilip bükülüp mantık dışına çıkarılarak başka şeylere uydurulmaya çalışılıyor?Bir nedeni olmalı?Bilmiyorum.Hiçbir zaman bilemedim.
Şunu anlayın: Sözcükler sizi savunmaya sokar. Eğer kendinizi açıklamak zorunda kalırsanız gücünüz zaten sorgulanmaya başlamıştır. Oysa imaj kendisini bir nimet olarak dayatır. Soruları engeller, güçlü çağrışımlar yaratır, kasıtsız yorumlara direnir, derhal iletişime girer ve sosyal farkları aşan bağlar kurar. Sözcükler tartışma ve bölünmelere neden olur; imajlar insanları bir araya getirir. Gücün en mükemmel araçlarıdır.
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.