Bir arada yaşama, entegrasyon, kültürel kaynaşma zamazingoları geçmiş kuşakların yalanlarıydı. Denendi ama olmadı… Yeni nesil daha nesnel ve daha gerçekçi olacak. Bizim zorladığımız şeyleri yıkıp geçecekler. Bir şey olmuyorsa olmaz; zorlamayla aha bu kadar olur işte: Görselin neresinden tutsak elimizde patlıyor :))
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Reklam
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
148 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Video: youtu.be/VI82Z7UkrDs Belki Bir Gün Uçarız. Aylin Balboa'dan Ateş Sönene Kadar'dan sonra okuduğum 2. kitap. Belki Bir Gün Uçarız, 148 sayfalık bir öykü kitabı. Kitapta; 38 kısa öykü yer alıyor. Tımarhane Notları adıyla verilen ve sıra numaraları ile devam ettirilen toplam 10 öykü var. Öykülerde; acı, ayrılık, evlilik,
Belki Bir Gün Uçarız
Belki Bir Gün UçarızAylin Balboa · İletişim Yayınevi · 20211,784 okunma
Sinema Felsefesine Giriş 1
Amour'daki çiftlerin ilişkileri romantik aşk kavramına uyan boyutlara sahip görünmez. Romantik aşkın en önemli ölçütlerin den birisi özgürlük, zaten evlilikle sınırlanmıştır, Evlilik, Deleuze. ün "molar çizgi" olarak nitelediği kurumsal bir sözleşmedir Ba kurumun içine girildiğinde zaten åşıklar bir şekilde "ötekine" bag-
Ve Güz Geldi Ömür Hanım
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı...
Reklam
Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük..Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi karanlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım...Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle? Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok konuşuyorlar ki..Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı...Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Şükrü Erbaş
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak
Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok konuşuyorlar ki... Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamaIı Ömür Hanım yasaklamalı... Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her șey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanılmadığımı biliyorum ya... Yeni bir șeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan. Belirsizlik güzeldir, de, örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten -hele de güncel ve kof- her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları Ve günün turuncu tülleriyle örtünen dingin akşamları bu yüzden etkiler bizi, duygulandırır, de. Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü, kalıcı, ömürlüdür... alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmemek çirkinleştirir, de.
Sayfa 83 - Kırmızı Kedi Yayınları 20. BaskıKitabı okudu
İnsan Sarrafıyım! Yeliz vapura binmemiş, meydanda adamın biriyle samimi bir şekilde tokalaşmıştı. Durduğum yerden adamı tam arkasından görebiliyordum. Boyuna bosuna, endamına bakıp adamı tanıyıp tanımadığımı, daha önce görüp görmediğimi çıkarmaya uğraşıyordum. Yeliz'in bu adamla vapura binip Kadıköyü'ne geçmesi pek şüpheli görünüyordu o
Reklam
İnsan bir karşılaşmanın tamamen tesadüf olduğundan neden bahseder, neden tesadüfleri över? Hayat tesadüflerle dolu. Tesadüf eseri tanıştık. Tatlı bir tesadüf. Bir karşılaşmanın tesadüfi oluşu kendi başına ne ifade eder, ne anlatır? Mühim olan karşılaşmanın rastlantısallığı değildir. Esas mesele bu tesadüfe gelecekte ne anlam verileceğidir. Karşılaşan iki bedenin birbirinden ne yapacağı, bir arada durduğunda uzayı neresinden eğip bükeceği, varlığı neresinden esneteceği, kendilerini ona nasıl ekleyeceği; gerçekte önemli olan budur. Aşk tesadüften ibaret değildir. Pekâlâ oradan başlayabilir ama bununla yetinemez; bu onu başlı başına bir şey yapmaya kâfi gelmez. İnsan hep aynı hatayı yapar. Anlamadığı her şeye tesadüf der, bilincinde olmadığı şeyleri kader zanneder. Durmadan benzerini yaşadığı hikâyeler, neden orada durduklarını idrak edemediği için tosladığı duvarlar, hep başa dönen yollar, kronik hastalıklar. Bunların toplamı kader etmez, onlara müdrik olunmadığı sürece maruz kalınacak yinelemeler demek daha isabetli olur.
420 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Ne yaparsan yap pişman öleceksin. Belki yaptıklarından belki yapmadıklarından!
Yayınımıza Dostoyevski’ye atfedilen sözle başlıyoruz. Sahi, insan yaptıklarından mı pişman olur yoksa yapmadıklarından mı? Siz hangisisiniz, hayata karşı temkinli davranan mı yoksa “Yaptıklarımdan pişman değilim aklım hala yapmadıklarımda,” diyenlerden mi? Eseri okumanın bu soru üzerindeki düşüncelerinizi derinden etkileyeceği düşüncesindeyim.
Unutma Beni Apartmanı
Unutma Beni ApartmanıNermin Yıldırım · Doğan Kitap · 20163,477 okunma
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı...
176 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İnsan beklenmedik sonlara alışkındır hele de Agatha Christie okuyorsa muhakkak bir şeyler olmasını bekler. Ama bu seferki biraz daha başkaydı. Pairot'un bu eserle aramızdan ayrılmasından mı kaynaklıdır bilemem ama gerçekten hiç beklemediğim bir şekilde bitti. Karmaşık ve bi o kadar da güzel. Okurken yapılan çıkarımlar bu sefer okuyanı da çıkarım yapmakta zorlar gibi duruyor. Aslında Pairot gerçeği her defasında fısıldıyor ama bakmakla görmek aynı şey değil. Beklentiler çoğu zaman asıl olandan uzaklaştırır insanı ve gerçeği görmesine engel olur. Ve perde iner!.. Romanın neresinden anlatsam bilemedim. O yüzden anlatmakla olmaz, okunması gerekir. O duyguları okurken hissedin diyip sözü sizlere bırakıyorum :)) Polisiye seven kişilerin bir kez olsun şans vermesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Okumanızı tavsiye eder, okuyacak olanlara da şimdiden keyifli okumalar dilerim...
Ve Perde İndi
Ve Perde İndiAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20191,744 okunma
515 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.