_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
PATLAYIŞIN ASIL KAYNAĞI I: İLERİ SÜRÜLEN AÇIKLAMALAR
Türkiye'nin temel problemi, "Devleti devlet yapmaktır" diyebiliriz. Asıl çekilen sıkıntılar bu noktadan doğuyor. Osmanlı Devleti'nin yıkılışından sonraki ikinci kuruluşundan bu yana, Devlet, hep devlet olma sıkıntısını çekiyor. Kimileri, sıkıntıyı anayasalara bağlıyor. Bu bağlayış, şüphesiz bir bakıma doğrudur. Madem ki,
Sayfa 30 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
"Ne yapıyorsun? Hiç doğmamış bir güneşin batışına mı üzülüyorsun? Senin olmayanı kaybetmek niye bu kadar üzdü seni! Şimdiden sonra dönse ne olur? Neyi düzeltebilir artık, beni bunca yıktıktan sonra... Gecikmiş bir güneş ne kadar ısıtabilir ki kalbimi? Neden böyle yaptın Koray? Gitmek için mi geldin? Bir gün köklerinden kopartıp atacağı bir çiçeği neden sular ki insan? Neden geldin?
Ah Koray ahh
"Ne yapıyorsun? Hiç doğmamış bir güneşin batışına mı üzülüyorsun? Senin olmayanı kaybetmek niye bu kadar üzdü seni! Şimdiden sonra dönse ne olur? Neyi düzeltebilir artık, beni bunca yıktıktan sonra... Gecikmiş bir güneş ne kadar ısıtabilir ki kalbimi? Neden böyle yaptın Koray? Gitmek için mi geldin? Bir gün köklerinden kopartıp atacağı bir çiçeği neden sular ki insan? Neden geldin? Eskide kalanlarını unutmak, yenisini de eskitmek için bak tığın bir yüz müydüm senin için? Oysa ben sana korkularımı bile korkmadan sundum, sense gelip oradan vurdun! Ya giderse korkusuydu vurulduğum yanım. Sen gitmekle de kalmadın; beni de ölümün kıyısına fırlattın. Oysa beni yaşamaya sen alıştırmıştın. Halbuki aşk, mutlu olmak adına dibini görmediğim bir uçuruma atlamaktı benim için. Sen bana ne yaptın böyle Koray? Bak sancağı düştü kalbimin.
Nankörleri bu denli iyi anlatan başka bir yazıya daha rastlayamam herhalde.
Herkesi olduğu gibi kabul edin. Ama herkesle yüz göz olmayın. Kime nasıl davranmanız gerektiğini çok iyi ayarlayın. Hak etmeyen insanlara aşırı yüz verip de onları şımartmayın. Unutmayın ki haddinden fazla ilgi gösterdiğiniz her insan, bir gün size karşı haddini aşmaya başlayacaktır. Basit insanları gözünüzde büyütmeyin. Ucuz insanlara inanıp, sonunda ağır bedeller ödemeyin. Kişiliksiz insanları sevip de kendinizi ziyan etmeyin. Sevecekseniz öyle bir insanı sevin ki çektiğiniz acılara da akıttığınız gözyaşlarına da değsin. İnsanları çok kolay yargılamayın ve kendinizi de öyle her önünüze gelene yargılatmayın. Tanımak ve hayatınıza almak istediğiniz insanların önce karekterlerine bakın. Makamı, mevkisi ve şartları ne kadar iyi olursa olsun, karektersiz insanları hayatınıza almayın. BİR İNSAN HUYSUZSA İDARE EDİN, CAHİLSE AKIL VERİN, SİNİRLİYSE SABREDİN. AMA NANKÖRSE YOL VERİN GİTSİN. ÇÜNKÜ HUYSUZ BİR İNSAN DÜZELEBİLİR, CAHİL İNSAN AKILLANABİLİR, SİNİRLİ İNSAN SAKİNLEŞEBİLİR. AMA NANKÖR İNSAN ASLA DEĞİŞMEZ. (İstediğini elde ettiği an sana sırtını dönen insan nankör insandır. Sen sen ol asla böyle insanların peşinden gitme. Çünkü ne yaparsan yap, eğer nankörse o insanı değiştiremezsin.
Ne yapıyorsun? Hiç doğmamış bir güneşin batışına mı üzülüyorsun? Senin olmayanı kaybetmek niye bu kadar üzdü seni! Şimdiden sonra dönse ne olur? Neyi düzeltebilir artık, beni bunca yıktıktan sonra... Gecikmiş bir güneş ne kadar ısıtabilir ki kalbimi? Neden böyle yaptın Koray? Gitmek için mi geldin? Bir gün köklerinden kopartıp atacağı bir çiçeği neden sular ki insan? Neden geldin? Eskide kalanlarını unutmak, yenisini de eskitmek için baktığın bir yüz müydüm senin için? Oysa ben sana korkularımı bile korkmadan sundum, sense gelip oradan vurdun!
Sayfa 136 - DestekKitabı okudu
Ne yapıyorsun? Hiç doğmamış bir güneşin batışına mı üzülüyorsun? Senin olmayanı kaybetmek niye bu kadar üzdü seni ! Şimdiden sonra dönse ne olur? Neyi düzeltebilir artık, beni bunca yıktıktan sonra... Gecikmiş bir güneş ne kadar ısıtabilir ki kalbimi? Neden böyle yaptın? Gitmek için mi geldin? Bir gün köklerinden kopartıp atacağı bir çiçeği neden sular ki insan? Neden geldin? Eskide kalanları unutmak, yenisini de eskitmek için mi?
İnsan neyi düzeltebilir ki
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi, Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan.
Sayfa 29
Resim