kadın, tarihte ve günümüzde her zaman objeleştirilmiştir. zihinlerde oluşan kalıpların icinde; cinsel bir obje, hizmetçi, çocuk bakıcısı gibi kısıtlanmıştır. ayrıca düşünen, araştıran ve öğrenmek için yaşayanlar da hep susturulmak istenmiştir. çünkü insan bir kuzu gibi yönetilmesi için bilmemeli, öğrenmemeli, sorgulamamalıdır. Hypatia, bu cahilliğin gayet fazla olduğu bir zamanda hem kadın hem de bir düşünür olarak cehaletle savaşmıştır. fakat o da aynı Sokrates gibi ölümle susturulmuştur. bu dik duruşu ve bize bıraktıkları günümüzde bile yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
"Harçlığını idare edemeyen, sorunlar karşısında çözümsüz, iletişim kurmaktan aciz, sokaktaki hayvana, şoföre, garsona, hatta ailesine bile saygı ve merhamet duymayan tahammülsüz bir insanla mutluluk hayali kurmak ve "Evlendikten sonra değiştin!" demek nasıl bir cehalettir. Evlilik, denemesi bedava bir şey olamayacak kadar özel ve güzel bir şey ama karı-koca olmadan önce insan olmayı, sevmeyi öğrenmek birinci şartımız olmak kaydıyla."
Erich Fromm, günümüz insanının artık kilise yahut ahlaki kuralların yetkesi altında değil, kamuoyu gibi "anonim otoriteler"e bağlı yaşadıklarını belirtmiștir. Otorite halkın kendisidir fakat bu halk aslında yalnızca başkalarının kendisinden neler beklediğini öğrenmek için kendi radarını kullanmaya çalışan çok sayıda bireyden oluşmaktadır.