Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
23,5 Nisan
Sancılı on yıllardan çıkmış ulusun tarihinde çok önemli bir ak gündür 23 Nisan. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" düsturunun meclis salonuna perçinlendiği gündür. Ve böyle bir günün 'yaşam' denilen çocuğa ve geleceğe akıtılan mirasıdır. Türk ulusunun belki de en akıllıca yaptığı öngörünün tarihidir. 'Gelecek'
Askerlikte herkese verilen klasik bir öğüttü, önden gitme alnına vururlar, arkadan gitme sırtına vururlar. Bir de buna benzer bir ata sözü de vardır, yukarda yatma yel alır, aşağıda yatma sel alır. Bu nedenle insanlar, ortada olmayı seçecek şekilde evrimleşmişlerdir. Bu da büyük çoğunluk demektir. Yani bir tür sürü güvenliği. Toplumda ise en
Reklam
İNSAN OLMAK KOLAY DEĞIL; Dürüstlük ister, Mertlik ister, Doğruluk ister, Samimiyet ister, Kısacası insan Olabilmek "KARAKTER" ister!
Gene ispat etmiş oldun her şeyi mahvetmekte ne kadar mükemmel olduğunu. Çekil kabuğuna bir yüzyıl daha kal orada yalnız başına. Gerçekten düşündün mü oradan kurtulacağını ? Ne kadar absürt. Zaten sonu apaçık olana inanmamak. Her şeyi mahvedersin sonra gene tek başına kalırsın. O somurtkan çirkin suratın ile kimse yanına yaklaşmaz kimse çıkarmaz zamanın bile durduğu yalnızlığından. Sen hastasın. İnsanlarla konuşmak, insan olmak sana göre değil. Yanıldın sen ait değilsin bu dünyaya. Acınası hâldesin. Kimse seni kabullenmeyecek. Giyin, süslen, başarılı ol... Senin beynin hasta bir kere. Dışın güzel olsa ne yarar için küflenmiş ise. Devam et rol yapmaya yapabildiğin kadar sonunda atlayacaksın sonsuzluğa. Hissedeceksin soğuk demiri teninde. Damarlarında akanı hissettiğinde bir sıcaklık belki de bir huzur kaplayacak içini. Kemiklerin birbirine girmiş organların çorba misali. Bu kadar kolay mı bıraktın her şeyi? Bu kadar boş mu verdin her şeyden? Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyi ...
"Yüzünde çiçek açtırmadığınız insanların en son mezarında da çiçek açtırmayın." Ben bunu yaşadım ve çokta sinir oldum. Yaşarken -kim olursa olsun- acısı ve yarası olduğunuz insanların mezarında size gözyaşı dökmek bile hak değil ki daha mezarına çiçek koymak? Hayırdır öldürdüğünüz mutluluklarını bir çiçekle mi kapatmaya çalışıyorsunuz?
.... Neden “Sosyalizm” ? Albert Einstein, Mayıs 1949: Ekonomik ve sosyal konularda uzman olmayan birisinin sosyalizm üzerine görüşlerini açıklaması önerilebilir mi? Bunun birkaç nedenle olabileceğine inanıyorum. Öncelikle soruyu bilimsel bilgi açısında ele alalım. Astronomi ile iktisat arasında önemli yöntemsel farklılıklar yokmuş gibi
Reklam
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
Nasıl mutlu olmaz ki insan ...
Bana böyle pofuduk güzellikler yapan insanlar nasıl güzelsiniz öyle.Tatilimi yapmış evime gelmişim benden önce kargom ulaşmış.İnsan nasıl mutlu hissetmesin ki? Kalbim puff puf oldu..☺️🌼 Yoruma göre kitap kazanmak hayatımda ki en inanmadığım bir olay oldu. İllaki ya paylaş ,ya beğen ,ya çekiliş ile hatta takip edin gibi zırvalıkla kitap çekilişleri olurken sadece yoruma göre olması çok kolay kazanılan bir başarı gibi gelmişti.Kitaba göre değil de konuya göre fikrimi beyan edince😊 kazanan olmak mutlu hissettirdi.Böyle güzellikler,böyle güzel insanlar olsun hayatımız da ... Sevgili
Serkan
Serkan
a teşekkür ederim 🌼🌼
Sizi affediyorum Başta seni affediyorum... Seni de affediyorum... Seni de... Hepinizi tek tek affediyorum, "Affetmek kolay değildir. Fakat özgürleşmek için gereklidir. Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğin sanır. Oysa affetmek, geçmişteki anılann boyunduruğundan kurtulmak yaşamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir. Affetmek, o kişiyi sevmek değil. Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil. Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil. Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil. Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil. Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil. Affetmek, o kişiyi haklı bulmak değil. Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil. Affetmek kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır. Affetmek artık acıyı hissetmemektir." Evet, sizi affediyorum. Dedim ya, en başta da seni. Umarım hayat bundan sonra iyi şeyler getirir size. Sizi artık sonsuza kadar kendimden bırakıyorum. En son olarak da kendimi affediyorum. Bunca yanlış insanı seçmiş olduğum ve yıllarımı harcadığım için kendime kızıyordum. Artık kendimi affediyorum. Aldığım tüm o yanlış kararları, hatalı tercihlerimi hepsini affediyorum. alıntı
Reklam
Eski bir insan olmak istedim hep, istiyorum da hâlâ. Lakin böyle ingiliz eskisi değil, modern antika falan öyle de değil, bizatihi bizim eskimizden. Eski bir insan işte. Ne varsa eski, nesi varsa eski. Ruhuyla, kıyafetiyle, inancıyla, teslimiyetiyle, sabrıyla, zerafetiyle, kelâmıyla, sükûtuyla eski bir insan. Naftalin kokulu bir ömür geçirmek
Mükemmellik
Mükemmel olmak zor değildir. Zorluk, mükemmel olamamaktır! Örneğin; hendese (geometri), matematik zor değildir, zorluk o mükemmelliği görecek kadar mükemmel olamamaktır. "İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğu yaklaşık 100.000 km'dir. Diğer bir ifadeyle damarlarımız Dünya'nın etrafını 2.5 kere dolaşabilecek kadar
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.