Dokuz - Oğuzlar evvelce, Kumlançu adı verilen bir ülkede otururlarmış. Burada Tuğla ve Selenga adlı iki ırmak akarmış. Bir gece oradaki iki ağacın üstüne, gökten bir nus nütunu indi. Bu ağaçlardan biri sümü yani huş yahut kayın ağacı (bouleau), diğeri kasuk (yani Cihangüşâ’ya göre çamfıstığı, Mahmud-i Kâşgarî’ye göre fındık) ağacı idiler.
Ali'yle bugünlerde sık sık iyi insan olmak üzerine konuşuyoruz. Söylediklerimizle değil, yaptıklarımızla iyi insan olabileceğimizi, kanatlarımızın gayretimiz olduğunu, çalışmanın ibadet olduğunu, iyiliğin bir düşünce değil bir eylem olduğunu, sevmenin sorumluluk olduğunu..
Modern insan, kendi elleriyle yaptığı şeylerin denetimi altındadır. Kendisi bir şey haline gelir. Bir hiçtir, yine de kendisini devletle, üretimle, şirketle bütün hissettiği zaman, büyüklük duygusuna kapılır.
Hegel’e ve Marx’a göre, “ yabancılaşma” , kişinin kendisini kaybetmesi ve artık kendisini etkinliklerinin merkezi olarak algılamaz olması anlamına gelir. Kişi pekçok şeye sahiptir ve pekçok şey kullanır, ama kendisi azdır: “ Ne denli az olursanız, yabancılaşmış yaşamınız o denli büyür ve yabanlaşmış varlığınızı o denli fazla korursunuz.” Yalnızca az olmakla kalmaz, bir hiçtir de; çünkü kendisinin yaratmış olduğu şeylerin ve koşulların egemenliği altındadır.
... Almanlar ve Yahudiler, bir arada yaşadıkları ilk yüzyıl boyunca hiç güç sahibi olmadılar ve gücü yüceltmediler. İnanıyorum ki, Almanya Yahudi'si üç dehayı -Marx'ı, Freud'u ve Einstein'ı- yaratan işte bu ortak zemindi.
Yaşamının her evresini sefaletle geçiren yazarın kumar sorunu vardı ve biriken borçlarını kapatmak için kitap yazmak zorundaydı. Toplumsal olaylar konusunda sessiz kalmak istemez, reform isteyen halkın yanında olmayı tercih ederdi. Bunun üzerine Rusya'nın Avrupa ülkelerine nazaran hiç gelişmediğini düşünen bir grup aydın yeni bir reform
Bir kaç seminer ve ezberden ziyade farkındalık yaratan fikirlerden sonra insan iletişimine bakışım çok değisti.
Derdim insanlar nasıl bu kadar arkadaşlık edinebiliyor.
Fikrin uysa yaşantı uymadığı için bir olamıyorsun.
Yaşantısı uysa mizacı uymaz.
Anlaşılan o ki bugün arkadaşlık , dostluk , hatda sevgili bile sadece menfaat ve çıkarmalarımız üzerine kurulu bağlarımızdır.
Bu bağları sıkı tutmak için kimi zaman fedakar kimi zaman baskın olmak gerekir ve bunların yerini bildiğinizde , sosyal çevrede bir güc edinirsiniz. Bu güc sizi yansıtır.
Kendini tanı:
Ne yapacağınızı düşünürken yaptığınız tutumların sizinle özümser durması gerekir.
Kendini yönet:
Kararlı duruş ile Duygularını ve mantığını kontrol et
Cevreni tanı:
Cevrenin sendeki yerini iyi bil.
Cevreni yönet:
Cevrene karşı be zaman nasıl tutum sergilemen gerektiğini bil.
Thomas More
Dünya klasikleri arasında olan Ütopia'yı 1516' da kaleme almıştır.
Reformasyona karşı çıkmış ve idam edilmiştir.
Kralı kilisenin başı olarak görmez.
Dindar ve hukukçu olan yazarımızın Hristiyan rahiplik olma isteği hayatında hep söz konusu olmuştur.
Dönemin İngiltere'sinin bozuk düzenine bir
Bugün felsefe tarihinin en büyük filozoflarından biri olan Kant’ın doğum günü.
📌Immanuel Kant (1724-1804)
Doğu Prusya’nın Königsberg kasabasında doğmuştur ve hep burada yaşamıştır. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olmuş ve felsefe tarihinin kendisinden sonraki dönemini belirleyici olarak etkilemiştir.
📌Kant'ın büyüklüğü şöyle
... yanlış yönde ne kadar hızlı gidilirse, felakete o kadar çabuk ulaşılır, oysaki doğru yönde olduktan sonra daha yavaş yol alınması bile umut, vizyon ve sabır verir.
BM İsrail'in yüzlerce defa Filistinli çocuklar üzerine bomba yağdırması karşısında kınama kararı bile alamıyor. Nerde o kutsal insan hakları, nerde demokrasi havarileri.
“günümüzde kadın-erkek beraberliği ve aile yapısı, temelde etkisini yitirmemiş olan geleneksel eğilimlerin üzerine çağdaş tutumlar geliştirmenin çelişkilerini yaşamakta.”
Kadın ve erkeğin rollerinin çok belirgin olduğu geleneksel aile yapısında, çocuklar gördükleri modeli sonradan kendi yaşamlarına uygulayabildikleri sürece büyük bir sorun yaşanmazdı. Kadınların ve erkeklerin farklı dünyaları birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu için roller de birbirine karışmazdı. Oysa günümüzde kadın-erkek beraberliği ve aile yapısı, temelde etkisini yitirmemiş olan geleneksel eğilimlerin üzerine çağdaş tutumlar geliştirmenin çelişkilerini yaşamakta.
Bununla birlikte hiçbir şey bizi, toplumda büyük bir uzlaşıyla benimsenmiş şeylerin en iyi şeyler olduğunu düşünerek yaygın bir kanaate teslim olmak, önümüzde birçok örneğin olması ve akla göre değil, başkalarına benzemek için yaşamak kadar büyük kötülüklere sevk edemez. Bunun sonucunda üst üste binerek yıkıma sürüklenmiş büyük bir insan yığını oluşur.