·
Puan vermedi
Kitabı aldığım gün bitirdim desem yeridir. Daha ilk sayfa itibariyle bambaşka bir yolculuğa çıkarıyor sizi. Suret'in dünyasını okurken, içinde buluyorsunuz kendinizi. O kadar akıcı ilerliyor ki hikaye..Aynı zamanda düşündürücü de. Doğanın dengesi, insan olmaklık ile ilgili pek çok unsur hikayeye harika bir şekilde yedirilmiş. Yazar yeni bir okuyucu kazandı bile! Umarım yeni kitapları da hızla çıkar, hızla tanışırız :)
Muvazene
MuvazeneL. Sagu · A7 Kitap · 20241 okunma
İnsanı insan kılan, insana insan olmaklık idealinde miyar olan şeye ‘’haysiyet’’ diyoruz.
Reklam
Tanrı öldü ama vicdan olarak y.doğdu
--------------mücahit bilici-------------------- ********24 rebî'ül-evvel-III 1446 tarihinde Vicdan Vakfı’nın davetiyle verdiğim “Vicdan Nedir?” başlıklı konuşmamın metnidir****** ////Bu hakikati hemen ucuz ateistik sloganlara bağlamayalım. Zira dindar veya ateist çok anlayış yoksunu yobaz var. Evvela, yüzeysel ateistlere kötü haberim şudur:
160 syf.
·
Puan vermedi
MEB'in radikal bir kararla "Evrim Teorisi"ni müfredatından çıkarttığı bir dönemde bu teorinin romanını okuyor olmam tamamıyla bir tesadüf ancak bu teori ve dolayısıyla romana dair bir inceleme yazmak ise tamamen benim hür bir seçimim. (Bu minvalde de bir cesaret örneği. ) ... Eser, Evrim teorisinin henüz bilimsel zeminden yoksun
Adem'den Önce
Adem'den ÖnceJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201920,5bin okunma
Doğa/Tanrı, özü gereği ve zorunlu olarak yaratandır. Üstelik bu yaratma süreci, doğadaki nedensellik yasaları uyarınca olur; bir başlan­gıcı olmadığı gibi bir bitimi de yoktur. Evrende ezelden beri olan ve ebediyete kadar da olacak olan şu hepimizin bildiği kıpır kıpır yaşayış, varlığa geliş, çözülüş, çeşit çeşit yeni varlıkların gelişi, bitimsiz devinim Doğa/Tanrı’nın ta kendisidir: Doğa ya da Tanrı, sürekli eylemeklik, de­vinim, kıpırdanış, türeyiş ya da çeşitleniştir. O, karar verip yaratan değil, doğasının zorunluluğuyla yaratan­dır. Doğa/Tanrı’nm kendisi sonsuz ve sınırsız ama onda türeyen her şey sonlu ve sınırlıdır. Bu nedenle, evrende sonsuz ya da sınırsız hiçbir şeyle karşılaşmayız; yıldızlar, gezegenler, dağlar, ırmaklar, hayvan ya da insanlar... Her bir varlık, bir zaman varlığa gelmiş, bir zaman varlıkta kalmış ve bir zaman sonra da varlığı çözülecek olmaklık bakımından ortak yasaya uyarlar. Bu ortak yasa, Tanrı ya da Doğa yasasıdır. Yine aynı yasa gereği, evrendeki her varlık diğer varlıklarla sınırlanmış, varlıklar arası karşılaşma ve etkileşim zorunlu kılınmıştır. Tam da bu nedenle herhangi bir varlık sonsuza kadar var kalamaz; ister külçe altın, ister insan, isterse koca bir dağ olsun: Her varlık, diğer varlıklarla zorunlu karşılaşmaları sonucunda zamanla değişecek, sonunda Doğa/Tanrı’da çözülecektir. Bu çözülüş “o” varlık için bir ölüm olsa da, Doğa/Tanrı'nın bu dönüşümden ne eksik ne de fazla çıkacak, yaratıcı eyleyişle yeni varlıklar türetmeyi sürdürecektir.
İnsan olmaklık
Soljenitsin’in de söylediği bir cümle var: “ Ele geçirerek değil ele geçirmeyi reddederek İnsan oluruz.”
Reklam
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.