Yahudiler için kutsal olan yedi kollu şamdan, bir diğer adıyla ‘menora’ Roma’yı yağmalayan vandalların eline geçer. Yahudi cemaatinden olan bi grup insan, olanları gelecek nesillere de anlatması için 7 yaşındaki Benjamin’i de yanlarına alıp şamdanın peşine düşerler. 80 yıl sonra Benjamin şamdanı tekrar alabilmek için uğraşır.
Nazi Almanyası döneminde yasaklanan bu kitapta 
Stefan Zweig şamdanı bir çeşit metafor olarak kullanmıştır aslında. Asıl anlatmak istediği şamdan üzerinden yahudilerin yersiz yurtsuz kalması ve ileride bir yurt edinip yükseleceklerine dair kaybolmayan ümitleridir. İnsanların mantıklı bir temel üzerine oturmuş olmasa da inançlarının peşinden körü körüne nasıl gittiklerini nasıl çabaladıklarını da çok güzel anlatır.
Kendilerini seçilmiş ırk olarak gören ve başkalarına ait topraklara ‘vaat edilmiş toprak’ diyen yahudilerin neden yıllarca yurtları olmadığını, neden her yerden kovulduklarını şimdi okuyunca bir kez daha anlıyorsunuz.
Stefan Zweig in okunmasa da olur tarzında çerezlik bir eseri, keyifli okumalar…
