Para, toplumsal statü, plastik cerrahi, güzel evler, iktidar konumları, bunların hiçbiri size mutluluk getirmez, uçup gitmeyen gerçek mutluluk sadece serotonin, dopamin ve oksitosin sayesinde olur.
"Insanın kendi dilediği gibi değil, Tanrının emrettiği gibi yaşaması doğru bir yol ama ..." Oblomov düşündü:" Hayır, insan istediği gibi yaşayamaz, doğrudur." Içinden vakur, isyan dolu bir ses yükseliyordu:" Yoksa insan en derin zekasının bile içinden çıkamayacağı bir çelişmeler karanlığına düşer. Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. Işte insan hayatta kendi istediğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım.
ÇEKİLİŞİMİZ SONA ERMİŞTİR. KATILAN HERKESE TEŞEKKÜRLER. KİTAP KAZANAN ARKADAŞLARLA KİTABI GÖNDERECEK OLAN KİŞİ EN KISA SÜREDE İLETİŞİME GEÇECEKTİR. HERKESİN EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK. NİSAN ÇEKİLİŞİMİZ DAHA GÜZEL ŞEYLERE VESİLE OLUR UMARIM :)))
Kitabın altındaki profil, kitabı kazanan şanslı kişiye aittir. Bu şekilde anlayabilirsiniz hangi
Sakallı yaban domuzu, yani Sus Barbatus. Ne kadar da başarılı bir benzetme. Sakallı domuz insanlar misali. Domuzu kötülediğimden demiyorum ama deyim yerindeyse, domuzluk yapmak da insanlara atfedilmiş bir şeydir.
Sus Barbatus tek kelime ile harika bir roman. İnanıyorum ki zamanla yirmi birinci yüzyıl klasiklerinden biri de olacaktır. Çünkü
Bu kitap için ne yazsak az. İlber Ortaylı hocanın bu eseri Milli Eğitim müfredatına konulmalı, okullarda ders olarak okutulmalı.
Yakup Kadrinin dediği gibi ;
- İnsan Türk olur da, nasıl Kemal Paşa'dan yana olmaz ?
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
" Ben yazıyorum çünkü heybem ağırlaştıkça yürümek zorlaşıyor. Ben yazıyorum çünkü gemi su almaya başlayınca yüklerden birazını feda etmek şart oluyor. Ben yazıyorum çünkü keder kalbe ve yüze vurunca herkesten aynı ses çıkıyor aslında..."
Ahh! İçimize attıklarımız, dilimizin ucuna getirip getirip sustuklarımız... Arkasından
Oblomov, şehrin en kalabalık ve canlı caddelerinden birinde yaşayan, hayatını ailesinden miras kalan çiftliğin geliriyle sürdüren bir karakterdir. Evinin dışında akıp giden hareketli yaşamın aksine o hep odasında oturur, günlerini hiçbir şey yapmadan yatarak geçirir. Hayattaki amaçsızlığı, hiçbir beklentisinin olmaması, ona verilmiş yaşam hakkını
Milletçilik denildiğinde Türk’ü de, Fransız’ı da, İngiliz’i de Amerikalısı da mangalda kül bırakmaz. Çünkü hepsi alnına yapıştırılmış bir bayrakla doğmuştur dünyaya. Sonra da ülkesinin politikalarına göre şekillenir hayatı, hayalleri, kariyeri. Okuduğu kitapların bile ülkesinde basılıp basılamayacağına ülkesinin hükümeti karar verir.
Dünya
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kitabın dili oldukça yalın ve anlaşılırdı. Kitabın konusu ve ismine baktığımızda salt bir sistem, düzen eleştirisi yapacak diye düşünüyoruz. Gerçekten de öyle yapıyor. Eleştirileri genelde Almanya üzerine ve Alman anayasası, televizyonları, gazeteleri, eğitim sistemleri üzerine yapmış. Tabii bu demek değildir ki biz
İnsan Olmak nedir diye sorsam şimdi yüzlerce cevap gelir değil mi? Herkes kendine göre bir şeyler anlatır. Herkesin insan olma kriteri farklıdır. Bu kitapta da Engin Geçtan neredeyse verilebilecek bütün cevapları enine boyuna ele almış..
Öncelikle İstanbul'dan kalkıp Ankara'ya Engin Geçtan'ın yanına gidip "Hocam lütfen bizim içinde bir
Bizden adam çıkmaz, diye bir söz var bilir misiniz? Katiyen yanlış. Bizden öyle adamlar çıkıyorki aklınız hayaliniz şaşar. Lakin gelin görün biz ne kıymetlerini biliyoruz ne de eserlerine kıymet veriyoruz.
Bu kitap Sabahattin Ali'nin hayatını anlatıyor. Anlatmaya doğumundan itibaren başlamıyor. Almanya'ya gidişiyle başlıyor zamanla gelişen yazı