392 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitabın çıkış noktası ''Sait Faik'i nasıl anlatırdın?'' sorusuna Afşar Timuçin'in verdiği ''Yalnız hatta yapayalnız bir adamdır'' cevabı imiş. Yazdığı gibi yaşayan yazarın hayatını bir ucundan romanlaştırmak işte bu şekilde başlamış. Sait Faik'in hikayecilikteki ustalığı birey odaklı olması, müthiş insan gözlemi yapabilmesi ve doğayı
Yalnız Hatta Yapayalnız
Yalnız Hatta YapayalnızÖzlem Esmergül · Destek Yayınları · 2018498 okunma
1200 syf.
9/10 puan verdi
İnsanı açlık veya çaresizlik değil, anlamsızlık yıkar.
Rand, geçmişin büyük edebiyat devlerine yakışır bir dil dokusuyla besleniyor, canlı imgeler ve etkili metaforlarla düzyazılarını kusursuz bir şekilde yönlendiriyor. Sözcükleri lirik bir kaliteyle ortaya çıkıyor, duyguları uyandırıyor ve her cümle dönüşünde iç gözlemi kışkırtıyor. Okuyucu, umutsuzluk, umut, aşk ve zaferin berrak betimlemeleriyle
Atlas Silkindi
Atlas SilkindiAyn Rand · Plato Film Yayınevi · 2007609 okunma
Reklam
Edebiyat insan ruhuna ve o ruhun sahibinin yaşadıklarına güçlü bir içsel yoğunlaşmadır. Zaten klasikleşmiş bütün büyük romanlarda bireylerin iç dünyalarına yapılan bu yoğun gözlemi ve anlatıyı görürüz.
Sayfa 332 - E-kitapKitabı okudu
-Kadın mı güzel, erkek mi? Bu beyhude soru, dünya dünya olalı, belki yüz binlerce defa sorulmuş ve o kadar defa da cevabı verilmiştir. Estetik, meseleyi erkek lehine halletmiştir. Tabiatın gözlemi de este-tiğe hak veriyor. Çoğu hayvan türlerinde erkeğe göre dişi çirkindir. Bunu kim bilmez? Keçi cılız, sarkık etleri ve ahmak çehresiyle erkeğinin
Aslında edebiyat insan ruhuna ve o ruhun sahibinin yaşadıklarına güçlü bir içsel yoğunlaşmadır. Zaten kla­sikleşmiş bütün büyük romanlarda bireylerin iç dünyalarına ya­pılan bu yoğun gözlemi ve anlatıyı görürüz.
Sayfa 375Kitabı okudu
Edebiyat insan ruhuna ve o ruhun sahibinin yaşadıklarına güçlü bir içsel yoğunlaşmadır. Zaten klasikleşmiş bütün büyük romanlarda bireylerin iç dünyalarına yapılan bu yoğun gözlemi ve anlatıyı görürüz. İnsanın başka birini anlaması da, anlatması da zordur. Aslında insanoğlu bütün ayrıntılarıyla bilinmek, tanınmak istemez. Bırakın başkalarını, kendisi bile kendine bu kadar yakından bakmaktan hoşlanmaz, korkar.. Hatta çoğu ruhsal hastalık da bu korku yüzünden gelişir. Bakarsa görecekleri korkutur insanları. O gerçekleri görmektense hasta olmayı tercih edenlerin sayısı oldukça fazladır. Bu durum pek bilinçli bir seçim olmasa da, onu bu seçime zorlayan korkularıdır; hepimizde var olan ama bilmeyi, görmeyi, anlamayı pek istemediğimiz, aslında son derece insanı korkular.
Sayfa 375 - Remzi Kitabevi - 21. BasımKitabı okudu
Reklam
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.