1980'lerden itibaren, sorgulanmayan bazı araştırma ağlarında da görüldü ki bilim bu bağlamda diğer insan faaliyetlerinden çok farklı değil; o da aslında toplumun inşa ettiği bir fenomenmiş, topluca örgütlenen insan emeğinin ve karar almasının bir ürünüymüş. Olgular, gökten düşmezler, bize doğrudan "verili" değillerdir, ilham yoluyla erişmeyiz onlara... Çalışma olguda vücut bulur, tıpkı Rodin'in atölyesindeki pek çok işçinin kolektif zahmetinin Düşünen Adam heykelinde vücut bulması gibi. Demek ki bir olgu toplumsal açıdan inşa edilirmiş (Restivo, 2005: xiii). Ama bu demek değil ki her tür ifade, bilimsel olgunun statüsünü temin eder; toplumsal inşa ne bilişsel solipsizm ne de ahlaki görecelik için bir reçete sunmaz. Bilimsel olgular tamamen keyfi rastlantılardır anlamına da gelmez. Bunun anlamı sadece bilimsel olguların olumsal olduğudur; bir olgunun üretildiği yollar -konu seçimi, araştırma yeri, kaynak kısıtlamaları, deneysel kanıtların birikimi, yöntemlerin şeffaflığı olgunun tesisinin ya da inşasının kısımlarıdır. Bilimsel olgular, tarihsel ve kültürel bakımdan değişen kısıtlamalar altında üretilir; böylece, bilimsel soruşturma zaten bilinen şeyle, elde olan teknolojik kapasiteyle ve maddi kaynaklarla, insanın çalışma kapasitesiyle, hayal gücüyle, iş birliğiyle ve iletişimle hem etkinleşmiş hem de kısıtlanmıştır. Bu kısıtlamalar hem bilimin içeriğini hem de o içeriği üretme sürecini şekillendirir.
Her neyse, evlerinin taksitleri ödendiğine, mülkiyet hakkı falan da tamamen alındığına, tek bir kuruş borçları da kalmadığına göre, kendilerini güvende hissetmek açısından pek bir dertleri kalmamıştı bu ikisinin! Altmış altıncı yaşlarına gelmişlerdi. Ve işte tam da bu sırada, adama garip bir sıkıntı peyda olmuştu, daha doğrusu, aslında bu bir nevi
Reklam
Ego, kişiliğin kimliğini ve tutarlılığını sürdürebilmesini sağlar. Egonun seçiciliği sayesinde biz bugün, dünküyle aynı insan olduğumuzu hissederiz. Bu yönden, bireyleşme ve ego, kişiliğin kendine özgü niteliklerini oluşturmada ve sürdürmede yakın iş­ birliği içindedir. Ego, yaşantıların bilince ulaşması için geçit ver­diği oranda bireyleşme gerçekleşir.
Sen el kadar bir kadınsındır Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli Bazı ağaçlara kapı komşu Bazı çiçeklerin andırdığı İş bu kadarla bitse iyi Bir insan edinmişsindir kendine Bir şarkı edinmişsindir, bir umut Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da Saçlarınla beraber penceredeyken Besbelli arandığından haberli Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda Sevgili”**
%75 (97/128)
7/10 puan verdi
"Susuşları ve istemsiz veda edişleriyle tamamlanmamış bir cümledir insan..." "İnsan kaybettikleriyle insandır..." "İnsan çokça hayat ve bir de ölümdür..." "Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez.." Tam 1000kitaplik alıntılar kabul ki güzel de... Kitaptaki olaylar camdan dışarı baktığımızda
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Ve Sen Kuş Olur GidersinTarık Tufan · Profil Yayınları · 20189.1k okunma
"Şunu sakın unutmayın: tek önemli an vardır, o da şu andır. En önemli an şimdidir ... En gerekli kişi o an kiminleysek odur çünkü kimse bir daha başka biriyle görüşüp görüşemeyeceğini bilemez. Ve son olarak yapılması gereken en önemli iş iyilik yapmaktır çünkü insanın dünyaya gelişinin tek amacı budur."
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.