İnsan fezada, sonu bilinmeyen boşlukta dolaşan bir kürenin üzerinde hayat sürmektedir. Bundan daha riskli, daha korkunç ne olabilir? Gezenlerin, yıldızların birbirine her an çarpanileceği bir semada, kontrolü insanda olmayan bir dünyada, organları kendisinden habersiz ve izinsiz çalışan bir bedenin içerisinde, risk altında olmadığı bir anı var mı insanın ?
Çalışma, azim ve kalıcılık olmadıktan sonra bu eşi ve benzeri bulunmayan güzellik ne işe yarar. Bu kadar güzelliğe tanık olan insan, hem de insanların belki binde biri iken, insanda sonsuzluk var mı? Yeryüzü dediğimiz, bu muhteşem evi derin bir üzüntüye kapılmayarak, seyretmek acaba mümkün mü? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Saf bir inancın pek güzel cevap verdiği bu soruya akıl ve bilim cevap vermiyordu.
Sayfa 13 - AnonimKitabı okuyor
Reklam
“Aşkın gözünün kör olduğunu söyleyenler yanılıyor, ne var ki, aşk bir insanda kendisi için her şeyden önemli olan o çoğu zaman tanımlanması olanaksız şeyi bulduğunu sanıyorsa, çok iyi gördüğü kusurlara, zayıflıklara ilgisiz kalır.”
Sayfa 120 - helikopterKitabı okudu
"Tanrı da bana şöyle dedi: "Git kadının ruhunu al, sonra da şu üç kelamımı öğren: İnsanda ne var? İnsana ne verilmemiştir? İnsan neyle yaşar? Bunları öğrenince yine göğe döneceksin."
İyi bir tefekkür, durmayı gerektirir. Bir kere koşmanın tadını alan insan hep koşmak ister. Bu Müslümanların bir kısmında da var olan bir durumdur. Kişi koştuğunda görevini yaptığını ve gayret ettiğini hisseder. İşin aslı mutlu da olur. Zira insan mutluluğunun belası olan can sıkıntısından kurtulur ve koşmak insanı dinç tutar. İnsan adanmaya muhtaç bir varlıktır. Durgun su kokar, koşmamak insanda pek çok şeyi bozar. Anca koşular arasında durup tefekkür etmek doğru bir yönün tayini için elzemdir. Koşan mutlu olur ama başı kesik tavuk gibi koşuşturan bir hedefe ulaşamaz. Dolayısı ile koşmak da gerekir durmak da. Koşmadan deneyimlenemez, durmadan tefekkür edilemez. Koşmak müşahedenin, durmak derinleşmenin kaynağıdır. Ne kadar koşulup ne kadar durulacağında mizaç da etkilidir.
İnsan fezada, sonu bilinmeyen boşlukta dolaşan bir kürenin üzerinde hayat sürmektedir. Bundan daha riskli, daha kor­kunç ne olabilir? Gezegenlerin, yıldızların birbirine her an çar­pabileceği bir semada, kontrolü insanda olmayan bir dünyada, organları kendisinden habersiz ve izinsiz çalışan bir bedenin içerisinde, risk altında olmadığı bir anı var mı insanın?
Sayfa 126 - Tevekkül Tesellisi
Reklam
Siddharta bir ara şöyle dedi Kamala'ya. "Sen de benim gibisin, insanların büyük çoğunluğundan farklısın. Kamala'sın sen yalnızca Kamala; içinde dingin bir yer, sığınılacak bir yer var, ne zaman istersen benim gibi oraya çekilebilir, kendini kendi evinde hissedebilirsin. Pek az insanda vardır bu, oysa herkes buna sahip olabilir. "
“İnsanda ne var öğren?” İnsanda sevgi olduğunu anlamıştım.
Kısır yaşam döngüsü ( neden bay anderson neden -Ajan Smith)
Neden, neden daha yaşam yolunun başlangıcında can sıkıcı, renksiz, silik, tembel, duymaz, yararsız, mutsuz kişiler olup çıkıyoruz bizler. İki yüzyıllık tarihi var şu kentin. İçinde yüz bin kişi yaşıyor. Ama ne geçmişte ne de şimdi, bir tek kişi yok ötekilere benzemeyen. Kendini yüce bir amaca adamış tek bir kişi yok. İnsanda kıskançlık duygusu ya da öykünmek için tutku uyandıracak ufacık yetenekli bir sanatçı, bir tek bilim adamı yok. Sadece arabalara kurulup gezer, yer içer, uyur, sonra da ölürler... Sonra başkaları doğar, onlar da yer içer, uyur ve can sıkıntısından büsbütün aptallaşmamak için yaşamlarını iğrenç dedikodular, votka, kumar ve birbirlerini mahkemeye vermekle renklendirirler... Karılar kocalarını aldatır; kocalar yalan söyler, olup biteni görmezden, duymazdan gelirler... Ve bütün bu bayağılıkların etkisi çocukları karşı konulmaz biçimde ezer, onlardaki Tanrısal kıvılcımı söndürür ve onlar da tıpkı anaları babaları gibi, birbirinin benzeri, aynı zavallı cesetler olup çıkarlar.
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İyi bir tefekkür, durmayı gerektirir. Bir kere koşmanın tadını alan insan hep koşmak ister. Bu Müslümanların bir kısmında da var olan bir durumdur. Kişi koştuğunda görevini yaptığını ve gayret ettiğini hisseder. İşin aslı mutlu da olur. Zira insan mutluluğunun belası olan can sıkıntısından kurtulur ve koşmak insanı dinç tutar. İnsan adanmaya muhtaç bir varlıktır. Durgun su kokar, koşmamak insanda pek çok şeyi bozar. Ancak koşular arasında durup tefekkür etmek doğru bir yönün tayini için elzemdir. Koşan mutlu olur ama başı kesik tavuk gibi koşuşturan bir hedefe ulaşamaz. Dolayısı ile koşmak da gerekir durmak da. Koşmadan deneyimlenemez, durmadan tefekkür edilemez. Koşmak müşahedenin, durmak derinleşmenin kaynağıdır. Ne kadar koşup ne kadar durulacağında mizaç da etkilidir.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.