Evlenen bir çifte tavsiyelerde bulunan bir nikah memurunun sözleri; Memur evlenen çifte, “Evliliklerinizi başkalarının evlilikleriyle kıyaslamayın, peri masallarına aldanmayın çünkü gerçek değil, mükemmeli aramayın hiçbirimiz mükemmel değiliz, birbirinizin geçmişini sorgulamayın adı üstünde geçmiş, eşinizin sizin zihninizi okumasını beklemeyin maalesef bunu hiç kimse yapamıyor, istediğiniz ya da istemediğiniz her şeyi açık açık söyleyin, konuşarak her şeyin çözülebileceğine inananlardanım. Birbirinize yaşam alanı bırakın, evlendiniz diye her şeyi birlikte yapmak zorunda değilsiniz” dedi. Hikaye üzerinden örnek veren memur “Çok bilindik bir hikaye vardır. Kirpiler eşlerine dikenlerinin boyu kadar yaklaşırlarmış. Bilirmiş ki çok yaklaştığında dikeni batacak eşinin canı yanacak, sizde birbirinizin canı yakmamak adına o yaşam alanını lütfen bırakın birbirinize” ifadelerini kullandı. Nikah memuru konuşmasının devamında, "Evliliğinizi yaşarken birbirinizin üzerine hesaplar yapmayın. Hesapsız yaşayın, haritalara bakmadan yol alın. Lütfen ama lütfen birbiriniz sahibi değil yoldaşı olmaya çalışın. ‘Her şey güzel olacak’ sözünü vermeyin maalesef ki olmuyor ama ola ki ‘Her şey kötü olursa ben yine senin yanındayım’ sözü çok daha kıymetli. Bir de çok sevdiğim bir söz var benim ‘Ses yankısını duymazsa kaybolur gider ve insanda öyle’ Kulak verin birbirinizin söylediklerine, ne demek istediğinizi anlamaya çalışın. Birbirinizin yankısı olun kaybolup gitmeyin” diye belirtti
724 syf.
9/10 puan verdi
Tutunmayı başaramayanlara .. Tutunamayanlar üniversitesinden mezun olmayı beceremedim canım Selim, sınıfta kaldım ve "onlar" marşını bile ezberleyemedim. İnsan seçen bir kitap bu, herkes tarafından anlaşılmayı reddediyor. Ben anlaşılmaktan öte yaşanmak istiyorum, diyor satırlar. Bundandır birçoğunun okumaya yeltenip başaramadan yarıda bırakması. Tuttuğunu ise bırakmıyor kitap. İçine çekiyor ve tesiri öyle kolay geçmiyor. Tutamadım, tutulmadım, tutunamayan bile olamadım. Sonrası derin bir serzeniş: "Canım insanlar, ne istediniz benden, ben batarken neden sessizce seyrettiniz? Bat dünya bat." Her gün binlercemiz batıyor, kimini görüyor kimine de öylece seyirci kalıyoruz. Anlamıyorlar. Anlaşılmıyoruz. Anlaşılmak için onca gürültü çıkarırsın ve dönüp onca gürültü sonunda bunu mu diyecektin derler. Yine anlamaz bu insanlar canım Selim. Yüzünde gülücüklerle ölüme gidiyor Selim. Alışkanlıkları reddediyor. Barınamıyor, insanlar arasında hayatta kalmayı bile beceremiyor. Gidiyor ve gittiğiyle unutuluyor. Azalıyor, hiç var olmamışcasına. Onca isyanlar, itirazlar ve gürültü ne için? Neden kahrolur insan? Nedendir onca anlaşmazlıklar? Kolay mıdır unutulmak, insan unutulmak için mi yaşamıştır onca ızdırabı? Sorular çok cevaplar ise insanda gizli. Öyle derinlerdeki bulamıyoruz aslında. Belki de nereye bakacağımızı bilmiyoruz. "Çiçeklerden papatyayı, insanlardan Selim'i"
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062.4k okunma
Reklam
Her insanın anılarında herkese söyleyemeyeceği, sadece arkadaşlarına açabileceği şeyler vardır. İnsanın arkadaşlarına bile açamayacağı, sadece kendisine sakladığı şeyler de vardır. Ancak her insanın, son olarak, kendisine bile anlatmaktan korktuğu başka şeyler de vardır ve her iyi insanda saklı olan bu şeyler oldukça fazladır. Hatta dahası da var: İnsan ne kadar iyi biriyse saklayacağı şey o kadar çok olur.
Hep ihtiyarlıktan :)))
İhtiyarın biri bir doktora şikâyet etti. "Dimağım yorgun aklım yerinde değil." dedi. Doktor: "Akıl zayıflığı ihtiyarlıktandır." dedi. ihtiyar: "Gözlerim de kararıyor." dedi. Doktor: "ihtiyarlıktandır." dedi. ihtiyar: "Sırtım dehşetli ağrıyor." dedi. Doktor: "Zavallı dostum ihtiyarlıktan." dedi. ihtiyar adam: "Ne yersem yiyeyim bana dokunuyor, hazmedemiyorum." dedi. Doktor: "Mide zayıflığı da ihtiyarlıktandır." dedi. İhtiyar: "Nefes alırken sıkıntı çekiyorum, nefes darlığım var." dedi. Doktor: "Nefes darlığı da ihtiyarlığın eseridir, ihtiyarlayınca insanda iki yüz türlü dert başlar." dedi. ihtiyar kızarak bağırdı: "Bre adam Allah (c.c.) "Her derdin bir dermanı var" dediği hâlde neden papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun, sende ne akıl var ne de bilgi nereden gelip sana çattım!" dedi Doktor gülerek cevap verdi: "Ey yaşı altmış, işi bitmiş dostum bu kızgınlık, bu hiddet de ihtiyarlıktandır." dedi.
*İnsanda ne var? *İnsana ne verilmemiştir? *İnsan neyle yaşar? -İnsanda sevgi var. -İnsana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi verilmemiş. -Her insan kendisi için kaygılanarak değil, sevgiyle yaşar.
Bunun yanı sıra edebiyat insanın kendini, insanda değişmez olanı, dolayısıyla da ötekini anlayabilmesi için bir vasıta. Roman okumak, edebiyat okumak empati duygumuzu yoğunlaştırıyor, bir başkasının ne hâlde olabileceğini, bir başkası olmanın neye benzer bir şey olduğunu bize hatırlatıyor. Bununla ilgili olarak Harriet Beecher Stowe'un o meşhur küçük kitabı Tom Amcanın Kulübesi'nden sonra Amerikalılar'da oluşan bilinç değişimi örneği verilir, o döneme kadar Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan pek çok insan bu kadar büyük acıların çekildiğinden bir habermiş. Bu romanın yaygınlaşması ile beraber adeta bir empati devrimi gerçekleşiyor ve roman Afro Amerikalı insanların sivil hareketinde çok önemli bir köşe taşını teşkil ediyor. Çünkü karşı tarafın duygularını anlamasını sağlıyor; bazı hakların hızlı bir şekilde alınmasında bu romanın çok ciddi bir katalizör etkisi var.
Sayfa 60 - Kemal SayarKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.